YERLİ TURİSTLERİN TERCİHİ: KÜLTÜR TURLARI
2018 yılında Muhammet Ali Köprü tarafından kurulan Malitur, yurt içi ve yurt dışı pazarında hizmet vererek birçok farklı destinasyona misafirlerin ulaşmasını sağlıyor. Malitur, yaz kış tatil fırsatlarıyla misafirlere eşsiz deneyim yaşatmaya devam ediyor. Profesyonel ekiple özverili bir şekilde hizmet veren Malitur, aynı zamanda tur fırsatlarının yanı sıra otel rezervasyon hizmeti de veriyor.
MISAFIRLERINE en iyi şekilde hizmet vermek için çalıştıklarını söyleyen Muhammet Ali Köprü, "Eşsiz bir tatil deneyimi yaşatabilmek ve uygun fiyatlarla her bütçeye hitap edebilmeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda 2018 yılından beri hizmet veren Malitur, alanındaki diğer şirketlere nazaran müşterileri misafir olarak görüp, onları en iyi şekilde tatilde ağırlamayı hedefliyoruz" dedi.
GAP (Güneydoğu Anadolu Bölgesi) Mezopotamya’nın eşsiz tarihine ve doğal güzelliklerine ev sahipliği yaptığını söyleyen Muhammet Ali Köprü, "Kültür sanat açısından beklentileri fazlasıyla karşılayan GAP turu, Malitur’da en çok tercih edilen turlar arasında geliyor. Güneydoğu Anadolu turları ile yüzlerce yıllık geçmişin anılarına tanıklık edeceksiniz. Farklı konaklama seçenekleriyle her bütçeye uygun GAP turlarımız ile eşsiz bölgeleri ve Anadolu insanımızın ev sahipliği ile kendinizi evinizde hissedecek ve unutulmaz bir deneyim yaşayacaksınız." ifadelerini kullandı.
Karadeniz ve Batum turlarının da yoğun ilgi çektiğini söyleyen Muhammet Ali Köprü, "Karadeniz denilince akla ilk gelen doğal güzelliklerin yanı sıra geçmişten günümüze uzanan eşsiz tarihiyle farklı kültürlere de ev sahipliği yapıyor. Doğanın bütün güzelliklerini içinde barındıran Karadeniz’in şehirlerine yapacağınız tur doğaseverler için unutulmayacak bir deneyim olmanın yanı sıra sevdiklerinizle unutulmaz anlar yaşayacaksınız. Farklı konaklama seçenekleriyle her bütçeye uygun Karadeniz Turlarımızla tarihe yakından tanıklık edeceksiniz." şeklinde konuştu.
Türkiye, turizm açısından çok renkli ve tarih kokan bir ülke olması sebebiyle hemen hemen her bölgesine tatil amaçlı gidilebildiğinin altını çizen Muhammet Ali Köprü, "Kültürel zenginliklerin atası olan Türkiye, her bölgesiyle eşsiz bir tarih barındırıyor ve kültür sanat açısından da çok tercih ediliyor. Tarihi geçmişiyle ve doğal güzellikleriyle turizm öncüsü olan Türkiye, keşfedilmeyi bekleyen birçok bölgesiyle misafirlerin beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Gap ve Karadeniz Turlarının yanı sıra deniz ve kültür turlarını birleştiren Likya turları ile hem tatil yapıp hemde bölge tarihini tanıyabiliyorsunuz. Türkiye’nin birbirinden güzel farklı koylarında yüzme fırsatı bulan misafirlerimiz Likya Turları ile tatil ve tarihi keşfi birlikte yaşıyor ve eşsiz bir deneyime tanıklık ediyor. Malitur olarak misafirlerimizi Türkiye’nin dört bir yanını keşfedebilmeleri için avantajlı fiyatlar ve profesyonel hizmetlerle ağırlamaya devam ediyoruz. Tarihimizi tanıtmak, misafirlerimizin eşsiz bir tatil deneyimi yaşayabilmelerini sağlamak için profesyonel kadromuzla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yurt içi ve yurt dışı turlarımızda gösterdiğimiz güvenilir ve profesyonel çalışmalarımızla misafirlerimize en iyi hizmeti sunmaya gayret ediyoruz." dedi.
planlıyor; bu etiket, kıyafetin geri dönüştürülmüş, organik ya da “daha sürdürülebilir” fiber içerdiğini gösteriyor. Join Life, H&M ve diğer şirketlerin ortaya koyduğu ekolojik etiketlere benzer ve çevreciler de bu etikete kuşkuyla yaklaşıyor. Londra merkezli STK Changing Markets Foundation, etiketleri “Üçüncü bir taraf tarafından doğrulanmadan kendi kendilerine yaptıkları bir ödev” olarak tanımlıyor. Bir şirketin çevreci önlemlerini abartması hukuki açıdan riskli olabiliyor: İngiltere, Norveç ve Hollanda’da yetkililer moda şirketlerini çevrecilikte göz boyamakla suçladılar ve temmuz ayında da, H&M’in kıyafetleri yanıltıcı bir şekilde sürdürülebilir olarak etiketlediği gerekçesiyle şirkete karşı New York’ta dava açtılar. (Inditex şimdiye kadar bu tür bir hukuki kovuşturmaya uğramadı.)
Inditex’in sürdürülebilirlik ekibi, eylemlerinin sektör üzerinde devasa bir etki yaratabileceğine inanıyor. Inditex’in geri dönüşüm işlemlerinden sorumlu German Garcia Ibanez teknoloji binasında kahve içerken, “Büyük bir oyuncu olmamız, tedarik zinciri ve hammadde üretiminde gerçek bir dönüşüm sağlayabilme olanağı sunuyor” diyor. “Şundan eminiz ki, sektör beş, on yıl sonra aynısı olmayacak.”
MARTA ORTEGA’NIN
İMPARATORLUĞUNUN geleceğine göz atmak için Madrid’deki grand Plaza de Espana’dan daha iyi bir yer olamaz. Şirket nisan ayında burada , Don Kişot’un heykelinden sadece birkaç adım uzakta dünyanın en büyük Zara mağazasını açtı. Burası aslında, bir mağazadan öte, 7 bin 600 metrekareye yayılmış dört katlı bir Zara modası tapınağı; nitekim New Yorklu tasarımcı Narciso Rodriguez’in en son koleksiyonunun sergilenmesi de, Ortega’nın daha üst segment giyime yöneldiğinin kanıtı. Yüksek tavanları ve eski ama bozulmamış beyaz yüzeyleriyle bu mağaza hem Zara’nın nereden nereye geldiği mesajını veriyor hem de nereye yöneldiğinin prototipini sunuyor.
Inditex’in dijital teknoloji sorumlusu Álvaro Mor n’a göre, algoritmalar mağazaya girdiğiniz anda harekete geçiyor. Sensörler ziyaretçi sayısını tarıyor; burasını ziyaret ettiğim yağmurlu bir salı sabahında yaklaşık 200 kişi katları geziyordu. Her bir fiyat etiketi de, veri açısından adeta bir altın madeni niteliğinde. Her birinin içinde radyo frekansı ya da RFID yer alıyor. Böylece giysinin satışı gerçek zamanlı olarak Zara’nın merkezine iletilip, tasarım bölümünde ekran üzerinde gözüküyor. Madrid, Zara’nın hiper dijital mağaza alışverişi için bir test alanı niteliğinde. (Zara’nın satışlarının yalnızca yüzde 25’i online). Satış elemanlarından biri bana, “Bu yeni şeylerle ilgili bir deneyim” diyor. Şirket temsilcilerinin sistemin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için her gün ziyaret ettiklerini söylüyor.
Fiyat etiketleri üzerindeki QR kodları, müşterilerin dijital bir okuyucu kullanarak giysilerin alınması işlemini halletmelerini sağlıyor. Eğer istediğiniz kıyafetin nerede olduğunu bulamazsanız, Zara’nın akıllı telefon aplikasyonu, kat haritasıyla sizi hemen doğru rafa ya da askıya yönlendirecektir ve oraya giderken de daha fazla veri toplayacaktır. Mor n, şirketin devasa miktarda veriyi ayırmakta her geçen gün “daha da iyi” hale geldiğini, böylece merkezde renk veya stil değiştirme ya da popüler parçaları yeniden stoklama gibi konularda daha hızlı ve kolay karar verilebildiğini belirtiyor. “Tüm sistemi gerçek zamanlı olarak besliyoruz” diyor. “Her kıyafetten tek tek bilgi alıyoruz.”
Mağazanın arka tarafında ise daha az başarılı bir deneyim yaşanıyor: Inditex üretimi olsun ya da olmasın, müşterilerin kullanılmış giysileri geri dönüştürme için bırakabildikleri bir bölme. İçerde, bir önceki gün bırakılan yalnızca beş küçük çanta var; çalışanlar bunların yalnızca tek bir kişiden gelmiş olabileceğini düşünüyor.
Zara her mağazaya geri dönüşüm için kutular yerleştirdi (H&M de aynısını yaptı). Inditex ayrıca tekstil atığını azaltmak ve yıllık raporunda belirttiği gibi “atıkların çöp sahalarına gitmemesi” için sayısız geri dönüşüm kuruluşlarıyla iş birliği yaptı. Bununla birlikte, kıyafetlerinin ne kadarının geri dönüşüme gittiği, ne kadarının çöpe atıldığını bilmek zor. Tüm büyük veri becerilerine rağmen çevre dostu moda alışkanlıklarının tutacağı belli değil; aynı şekilde Marta Ortega’nın gelecek kuşağa nasıl daha ekolojik bir şirket bırakacağı da şimdilik bilinmiyor.