Sermaye Azaltımında Vergi
YENİ KABUL EDİLEN 7420 sayılı Kanunun 22. maddesi ile sermaye azaltımında vergileme kanuni bir çerçeveye oturtulmuştur. Ancak ‘’Kısmi Bölünme’’ işlemleri ile kendi pay senetlerini iktisap eden şirketlerin sermaye azaltımı durumunda vergileme konusunda tereddütler oluşmuştur.
Değerli Fortune okuyucularım, bu yazımda 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda yer alan sermaye azaltımının vergilendirilmesi ile ilgili düzenleme hakkındaki değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.
Ticaret şirketleri ihtiyaç duydukları sermaye tutarı ile kurulmakla birlikte, zaman içerisinde çeşitli nedenler ile sermaye artımı veya azaltımına gidebilmektedirler. Nakit sermaye artışları dışında enflasyon düzeltme farkları, yeniden değerleme değer artış fonu, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonu, geçmiş yıl kârları, yasal yedekler ve özel fonlar gibi bazı özkaynak hesapları sermayeye eklenebilmektedir. Yine sermaye fazlalığından dolayı nakit sermaye azaltımı veya Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında kısmi bölünme, kendi hisselerini satın alma veya geçmiş yıl zararlarının kapatılması amacıyla da sermaye azaltımı yapılabilmektedir.
Mali İdare, bugüne kadar yapılan sermaye azaltımlarında, azaltımın kaynağının öncelikli olarak evvelce eklenmiş olan özkaynak kalemlerinden karşılandığı görüşünden hareketle azaltılan sermaye üzerinden kar dağıtım stopajı yapılması ve/veya kurumlar vergisi hesaplanması konusunda birçok özelge vermiş ve uygulamayı bu şekilde yönlendirmiş; özkaynak kalemlerini, sadece stopaja tabi olanlar, sadece kurumlar vergisine tabi olanlar ve her ikisine de tabi olanlar olarak sınıflandırmak suretiyle de sermaye azaltımlarını vergilendirmeyi amaçlamıştır.
Yeni kabul edilen 7420 sayılı Kanunun 22. maddesindeki düzenlemeye göre, öz sermaye unsurları sermayeye eklendikten 5 tam yıl geçtikten sonra sermaye azaltımına gidilmesi halinde, özsermaye kalemlerinin sermaye içindeki oranları dahilinde; 5 tam yıl geçmeden önce sermaye azaltımı yapılması halinde ise azaltılan sermayenin, varsa kurumlar vergisi ve/veya kâr dağıtım stopajına tabi olan kalemlerden oluştuğu kabul edilerek vergileme yapılacaktır.
Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 19. maddesi kapsamında yapılan kısmi bölünmelerde bölen şirketin hisselerinin şirket ortaklarına verilmesi halinde sermaye azaltımı söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede daha önce sermayeye eklenmiş olan özsermaye kalemlerinin yukarıda açıkladığımız madde uyarınca vergilenip vergilenmeyeceği konusunda, yasada herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olduğundan, bölünmelerde yapılan sermaye azaltımlarının da vergiye tabi tutulması olası hale gelmiştir.
Yine TTK uyarınca kendi pay senetlerini iktisap eden şirketlerin bu senetleri iktisap tarihinden itibaren iki tam yıl içinde sermaye azaltımı yolu ile itfa etmemeleri halinde iktisap bedeli ile pay senetlerinin itibari değeri arasındaki fark dağıtılmış kâr payı sayılmakta ve bu tutarlar üzerinden GVK’nın 94. maddesi uyarınca %15 vergi tevkifatı yapılmaktadır. Dolayısıyla kendi hisselerini iktisap eden şirketlerin sermaye azaltımı yapmaları halinde
22. maddeye göre mi yoksa 94. maddeye göre mi stopaj yapılacağı açık değildir.
Bu konularda Mali İdarenin açıklamalarının beklenmesi ve buna göre hareket edilmesi yerinde olacaktır.