‘GELECEĞE SÜRDÜRÜLEBILIR ODAKLI HAZIRLANIYORUZ’
“HEM YERINDE ÜRETIM hem de ihracat yoluyla Avrupa Bölgesi’nde satış noktalarımızı artırdık” diyen Yaşar Holding Dış Ticaret Başkan Yardımcısı Cüneyt Başbakkal, sektördeki dinamikleri yakından takip ettiklerinin altını çiziyor. Başbakkal, Yaşar Dış Ticaret’in gelecek döneme sürdürülebilirlik odağında hazırlandığına da dikkat çekiyor.
Yaşar Topluluğu’nun uluslararası pazarlarda iş geliştirme misyonu çerçevesinde değerlendirdiğinizde topluluk ürünlerinin ihracatı konusunda nasıl bir dönem geçirdiniz? Yaşar Topluluğu’nun dış ticaret stratejisi nelere odaklı?
Yaşar Topluluğu, Türkiye’de ilk yerli boya, ilk uzun ömürlü süt, ilk entegre et, ilk kültür balıkçılığı üretimlerini gerçekleştirerek ülkemizde çok sayıda sektörün kurucusu ve öncüsü olmuş bir grup. Biz de Yaşar Dış Ticaret A.Ş. olarak 1971 yılından bu yana,
Yaşar Topluluğu’nun dış ticaret stratejisi çerçevesinde, Topluluk şirketlerinin ürettiği süt ve et ürünleri, doğal kaynak suyu ve içecekler, su ürünleri, boya ve kimyasallar, temizlik kağıdı gibi ürünlerin yurt dışı satışlarını sürdürüyoruz. Topluluk şirketlerinin temel ham madde ihtiyaçları ile ilgili ithalatlarını da gerçekleştiriyoruz.
Gıda, günümüzde en stratejik sektörlerden biri. Ülkemiz de yerel üretim kaynakları açısından çok zengin bir ülke. Çevre ülkelerin net ithalatçı olması nedeniyle ülkemizin bu alanda önemli bir üretim üssü olma potansiyeli var. Nitekim bugün Türkiye’nin balık ihracatı 1,5 milyar dolara ulaştı. Biz de bu alanda sektörün kurucusu ve öncüsü olarak önemli yatırımlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.
Bugün çok yakınımızda devam eden savaş ve pandemi süreci, gıdaya kesintisiz erişimin, ülkelerin bu alanda kendi kendilerine yeterli olmasının, yerli üretim yapmasının önemini ve değerini tüm dünyaya yeniden hatırlattı. Biz de Yaşar Topluluğu olarak, yerel üretimin öneminin bilinciyle Körfez Bölgesi’nde Birleşik Arap Emirlikleri’nde 2019 yılında peynir fabrikası kurduk. Bu yatırımımız, Topluluğun gıda sektöründeki ilk yurt dışı yatırımı olmasının yanı sıra BAE’nin de bu alandaki ilk fabrikası oldu. Bu yatırımdaki en önemli motivasyonumuz, Pınar Labne’nin 1982 yılından bu yana bölgedeki hakimiyeti ve Türkiye’de olduğu gibi Körfez Bölgesi’nde de en beğenilen marka ve ürün olması.
Bir ülkede bir gıda ürünü satacaksanız o ürünün yerel halkına özgü damak tadına ve tercihlerine önem vermeli, tüketici tercihlerine göre ürün geliştirmelisiniz. Pınar Labne, bu konuda oldukça iyi bir örnek. Bölge tüketicisinin damak tadı ve ürün tercihleri doğrultusunda geliştirdiğimiz Pınar Labne’yi, 1982 yılından bu yana Körfez Bölgesi’ndeki ülkelere ihraç ediyoruz ve bölgedeki liderliğimizi 40 yıldır koruyoruz. Bu ürünümüzle, sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da bir kategori yarattık, üretim ve ticaretini geliştirdik, yüksek pazar payına ulaştık. Yine Azerbaycan ve Kuzey Irak’ta da Kahvaltı Kreması ürününü geliştirdik. Yerel damak tadına uygun ürünler geliştirerek, yurt dışı pazarlarda büyümeye devam ediyoruz.
2023 ve sonrası gündeminizde dış ticaret adına neler var?
Türkiye’de 1980’ler öncesi ithal ikamesine dayalı döviz tahsisleri vardı. 1980’lerin başında dış ticaret sermaye şirket modeli gelişti. Biz de Türkiye’nin dış ticaretinin artmasına paralel olarak büyüdük. Başlangıçta ihracat ağırlıklı çalışıyorduk. Dış ticaret sermaye şirketlerinin fonksiyonlarını yitirmesinin ardından bir ticaret firması olarak yolumuza devam etme kararı aldık. O dönemlerde örneğin Irak’ta bir ihaleye girmeniz için ihale şartnamesini almanız gerekiyordu. Şimdi ise bilgi için bir bedel ödemiyorsunuz ve bilgiden para kazanma dönemi geçti. Türk şirketlerinin koşullara uyum sağlama refleksleri çok gelişti. 1980’lerin başında yaklaşık 5 milyar
dolar olan ihracat, 2021 yılında 225 milyar dolara ulaştı.
Sürdürülebilirlik, Yaşar Topluluğu olarak stratejilerimizin odağında yer alıyor, her kararımızı etkiliyor. İşimizin sürdürülebilirliği için çalışırken doğal kaynakların sürdürülebilirliğini de gözetiyoruz. 2007 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi ile sürdürülebilirlik konusunda daha güçlü adımlar atma kararı aldık. O günden beri “daha iyi bir yaşam için tüm paydaşlarımıza iyi bakma” anlayışımızla sürdürülebilirlik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Teknolojiye ve dijitalleşmeye yatırımlarımız da devam ediyor. 1996 yılında Türkiye’de ERP uygulamasını gerçekleştiren ilk şirketler gruplarından olduk. Bugün milyonlarca verinin eş zamanlı konuştuğu ciddi bir veriyi yönetiyoruz. Büyük verinin yönetimi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Ülkemizin ihracatta büyümeye devam etmesi en büyük temennimiz. 2021’de 225 milyar dolar olan ihracatın 2022’te 255 milyar dolara çıkması hedefleniyor. Enflasyonun dünyada durgunlukla sonuçlanacağını düşünüyoruz. Konservatif ihracat artışını biraz da buna bağlıyoruz. Ancak tehditlerin olduğu yerde fırsatlar da vardır. Yaşar Topluluğu olarak bu fırsatları değerlendireceğiz. Özellikle Rusya pazarında büyük fırsatlar var, biz de bu ve bunun gibi yüksek potansiyel gördüğümüz hedef pazarlarımızda büyümeye devam ediyoruz.”