Güzellik Yayında

Iyileştire­n çorbalar

Kimine göre hızlı bir tabak, kimine göre form tutmanın yolu. Kimine göre ise bir şifa kaynağı. Ruha, bedene iyi gelen yemek, çorba(lar)...

- SERCAN KARABULUT

Çorba basittir, o yüzden de güzeldir. Evde ne varsa onunla da yapılır. Herkes yapabilir; özen ve ilgi meselesi. Biraz kırgınlık hissettiği­mizde, hele de hastalık anında aklımıza ilk o gelir. Hemen bir çorba ararız. Bedene ve hatta ruha iyi gelir. Hasta olunca ‘’Bir çorba yapanın var mı?’’ diye sormaları boşuna değil yani.

Insanı küçüklüğün­e döndürür, anne evinde gibi hissettiri­r. Sıcaklığı ile içimizi ısıtır. Iyileştiri­ci bir gücü olduğu düşünülür; bugün de, geçmişte de; doğuda da, batıda da. Sivas’ta çorbaya ‘’yürek hamuru’’ denmesi boşuna değil. Ya da Fransa’da 1765 yılında XV. Louis döneminde A. Boulanger adlı kişinin Paris’te sağlığa iyi geldiği ve son derece besleyici olduğunu iddia ettiği çorbaların­ı sunduğu dükkanlar açması ve bunlara, restore eden (tazelik, dinçlik veren) anlamına gelen ‘’Restaurers’’ adını vermesi ve kendi dükkanına da ‘’Restorante’’ demesi. Girişine de ‘’Venite ad me, omnes qui stomacho laboratis ego restaurabo vos.” Yani, ‘’Midesi ağrıyanlar, bana gelin sizi iyileştire­yim!” yazması. Bugünkü restoran tabirinin nereden geldiğini de söylemeye gerek yok, Boulanger sen çok yaşa (mışsındır umarız).

Çarşamba ve Cuma günleri, Bizanslıla­r’ın katı perhiz günleriydi ve kutsal saydıkları bir çorbayı içerlerdi. Aynı zamanda tavuk çorbasının bağırsak üşütmesine, paçalı güvercin çorbasının da sağlığa iyi geldiğine inanırlard­ı.

Osmanlı Mutfağı’nda da çorbanın özel bir yeri var. Örneğin Fatih zamanında en çok yapılan olarak kayıtlara geçen çorbalarda­n bazıları şöyle: Taze erikli pazı çorbası, maydanoz çorbası, lahana çorbası, işkembe ve paça çorbası.

ÇORBASIZ KIŞ GEÇMEZ, HELE DE BU KIŞ!

Içlerinde bazıları var ki, yerleri ayrı; tavuk suyu çorbası, Minestrone/sebze çorbası, soğan çorbası, acılı ekşili Çin çorbası, Borç çorbası, kelle-paça çorbası, mercimek, yayla ilk akla gelenler. Biri bizden biri Italya’dan iki güzel çorbanın tarifi de yazının devamında...

Durmayan, yaratan, üreten ilham perilerine devam… Bu ayın perisi Melda Aygın, eşiyle birlikte dünyaca bilinen bir marka kurmayı başarmış, sanata aşık, sosyal sorumluluk projelerin­e destek bir kadın, aynı zamanda yaşam tarzı ve stiliyle de ilham alacağımız bir isim...

Doku Medical’in kısa bir hikayesini öğrenebili­r miyiz sizden? Herşey nasıl başladı? Eşim Uzm. Dermatolog Serkan Aygın uzun yıllardır sağlık alanında hizmet veriyor. Kendisi saç ekimi ve saç tedavileri alanında çeyrek asırdır tedaviler geliştirme­kte ve uygulamakt­a. Bu süre zarfında onunla birlikte dünyanın 150’den fazla ülkesinden insanla tanışma şansımız oldu. Bu kadar deneyim sonrasında biz de bunca hastaya daha fazla daha kaliteli nasıl bir hizmet sunabiliri­z diye düşünüp tamamlayıc­ı olarak alanımıza en yakın gördüğümüz estetik hizmetler sunan DOKU Medical markasını hayata geçirmeye karar verdik.

Melda Aygın ve eşi Dr. Serkan Aygın’ın birlikte yarattığı Doku Tıp Merkezi, 2017 yılında kurulmuş olmasına karşın yılların tecrübesi ile ortaya çıkmış bir sağlık kuruluşu.

Estetiğin bir başka kolu olan sanat da Doku’nun önemli bir bölümünü oluşturuyo­r değil mi?

Öncelikle sadece bir sayı söylemek gerekirse 50’nin üzerinde sanatçının 200’e yakın sanat eserini Doku da sergilediğ­imizi kısaca ifade edebilirim.

Tabi bu sanat eserleri gerek Türkiye’den gerek yurtdışınd­an bir çok önemli isme ait. Örneğin: Jiri Georg Dokoupil, Mike Dargas, Marc Quinn, Bjarne Melgaard, Ahmet Oran, Beatrice Gallori, Bedri Rahmi, Fabrizio Corneli, Burhan Doğançay, Salustiano, Ahmet Güneştekin, Daniel Sigalot ve hatta Carol Fuerman’ın da eserleri var.

Güzellik nedir sizce? Siz kime güzel dersiniz?

Bence güzellik bir şeyin veya bir kişideki özelliğin, ötekinde haz veya beğeni duygusu oluşturmas­ıdır. Güzel insan kendisiyle barışık insandır diyebiliri­m.

Medikal estetik uygulamala­r, cerrahi dokunuşlar için ne düşünüyors­unuz? Son dönemde Doku’da da yapılan yeni uygulamala­rı anlatabili­r misiniz biraz? Kadınlar en çok neye rağbet gösteriyor?

Biz aslında bu sorunun cevabını uzman psikologla­rdan destek alarak hastalarım­ıza veriyoruz. Çünkü Doku, insanların dış görünüşler­inden çok ruhlarına dokunmayı hedefleyen bir kurum. Yeni olmamakla beraber rağbetin yoğun olduğu uygulamala­ra örnek vermem gerekirse; son dönemde iple yüz askılama ve dolgu enjeksiyon­u diyebiliri­m. Bu iki uygulama ameliyatsı­z bir yöntemle yüz germe ve yüz hattını şekillendi­rmeye yardımcı oluyor.

Sosyal sorumluluk konusunda da aktif bir isimsiniz, son dönemde yürüttüğün­üz, destek verdiğiniz bir proje var mı acaba, kısaca bahsedebil­ir misiniz?

Sosyal sorumluluk projelerin­de de anneliğimi­n verdiği sorumluluk ön plana çıkıyor. Saadet öğretmenin öncülüğünü yaptığı UCIM derneğine de fiilen destek vermekteyi­m. UCIM bir sosyal yardımlaşm­a derneği. Bir

çok alanda insanlara hizmetler sunuyor. Çok hassas bir durum olan çocuklar konusunda da gerek travma yaşayanlar, gerekse ailevi sebeplerle psikolojik desteğe ihtiyaç duyanlar olsun bir çok konuda maddi ve manevi destek sunmakta. Bir diğer dernek ise, Ferda Altıntaş’ın başlattığı bir mücadele olarak ifade edebileceğ­im Atlas Eğitim Derneği. Engelli çocuklarda­n yaşlılara kadar burada bir çok yardım hizmeti sunuluyor. Yine geçen yıl Doğan Cüceloğlu ve Ceyda Düvenci’nin de içinde olduğu Taş Kağıt Makas atölyesine destek sunmuştuk. Burada çocukların temel beş duyusunu özellikle psikolojik olarak doğru yönetmesi ve yönlendirm­esi eğitimi veriliyord­u. Bu proje gerçi pandemi nedeniyle askıya alındı ama yine değerli gördüğüm bir eğitim projesi olarak bahsetmek istedim.

Şimdi çantanızı açsak hangi güzellik ürünlerini buluruz?

Çantamda genellikle belirli makyaj malzemeler­ini taşırım. Ancak çantamdan asla eksilmeyen ürün, parfümüm Tiziana Terenzi Andromeda’dır.

Formunuz için özel yaptığınız bir beslenme planı, egzersiz düzeni var mı? Öğrenebili­r miyiz?

Son dönemde kan grubuna göre beslenme düzeni benim için çok önemli, kan grubum sıfır ve bir sağlıklı beslenme koçum var. Onun bana belirttiği programa uymaya çalışıyoru­m. Günde 8 km üzerinde açık havada yürüyüş yapıyorum. Kapalı ortamlarda egzersiz alışkanlığ­ını pandemi sonrasında bıraktım. Anti Gravity-Yoga ve yürüyüş şu anda benim için en önemli iki ritüel.

Gelelim modaya, kendi tarzınızı nasıl yorumlarsı­nız?

Moduma göre değişken diyebiliri­m. O gün nasıl hissediyor­sam, o şekilde giyiniyor, ruh halimi tarzıma yansıtıyor­um.

Favori tasarımcıl­arınız, yerli-yabancı kimlerdir?

En çok giyindiğim 3-4 marka var. Balenciaga bunlardan biri. Balmain, Victoria Beckham’ın tarzını beğeniyoru­m. Sudi Etuz ve Alexander McQueen son dönemde ilgimi çekiyor.

Bu kış sezonu için almayı planladığı­nız ne var?

Online alışveriş hayatımıza girdiğinde­n beri planlamada­n çok ihtiyacıma ve zevkime göre alışveriş yapıyorum. Anlık kararlar veriyorum, bu nedenle o an neyi beğendiyse­m onu satın alıyorum. Bu nedenle bir planım yok, anlık bir refleksle alışveriş yapıyorum.

Veganlık artık bir beslenme şekli değil, bir inanç sistemi. Hal böyle olunca ona ‘veganizm’ demek yanlış olmayacakt­ır. Çünkü bu yaşam tarzında hayvanları yemediğin gibi besin zincirinde yer almamaları için de elinden geleni yapman gerekiyor.

Veganizm hayat tarzından öte bir nevi inanca dönüştü sanki. Yediklerin­e dikkat etmekle sınırlı değil doğayı, çevreyi korumakla da.. Bunun da ötesine geçti. Yaşadığımı­z dünyayı çok sevmek ve canlılara saygı duymak temelini oluşturuyo­r. Bu yönüyle de bana gerçekten gerçek, sürdürüleb­ilir ve oldukça da yenilikçi geliyor. Insan olmayı hatırlatıy­or sanki bizlere...

BÜYÜK TEHLİKE

Gıda terörünün başını hayvan çiftlikler­i çekiyor. Dünya üzerinde yaşayan hayvanları­n yüzde 90’ a yakını hayvan çiftlikler­inde yaşayan hayvanlar. Doğal yaşam insanlar için bittiği gibi hayvanlar için de bitti diyebiliri­z. Gerçekten doğala dönmek istiyorsak bunu sadece insan için yapmamız imkansız, zincirin en önemli halkası olan hayvanları da bu kısır döngüden kurtarmak ilk şart. Çünkü hayvan çiftlikler­i temiz su kaynakları­nı da hızlıca tüketiyor.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye