HER ŞEY SANATTAN...
Dergiciliğin dünyanın en güzel sektörü, editörlüğünde en güzel mesleği olduğu dönemde tanıdım onu, yıllar içerisinde sektörün değişen ritminde herkes kendine farklı bir yol çizdi, kimisi bıraktı herşeyi, kimisi de yaratmayı, üretmeyi asla bırakmadı. Tıpkı
Röportajı yapacağımız gün yağmur çiseliyordu ama üşenmedim, hayret çünkü normalde süper üşenirim. Toparlandım ve gayet iyi bildiğim, bir İtalyan liseli olduğum için tüm gençliğimin geçtiği Karaköy’deki Tomtom kaptan sokağa doğru çıktım yola, adresin bende nostalji yaratmasından mı yoksa
Melis’in yeni ofisini ve onunla baş başa sohbeti merak ettiğimden mi bilinmez erken bile gittim randevumuza.
İstanbul’un en antik sokaklarından birinde direkt sokağa açılan kapısı, siyah tentesi ve yarım perdeli camlarıyla Melis Ağazat moda ve porselen atölyesinin önündeyim. Avrupa’dayım sanki, içeri henüz girmeden bile burada olmak nasıl da iyi geldi…
Güzel enerjisiyle kapıyı açıyor
Melis, içeride bir moda insanı olmanın verdiği yetenekle dekore edilmiş bir ofis. Dekorasyonda renk kullanmak zor iş, ama o bunu gayet güzel başarmış, sıcacık ve çok zarif ofisinde her bir parçayı özenerek, düşünerek seçmiş, koymuş
Etrafı inceliyorum, fonda yumuşak bir müzik, burada insan saatlerini geçirir ve yaratıcılığı da tavan yapar. Kahvelerimizi içerken anlatmaya başlıyor Melis, hayatındaki moda kısmına hakimim de porselen atölyesi, bu sanat olayı yeni, aslında değil diyor ve anlatıyor;
‘Doğduğum evde sanat hep vardı. Ailemde annem ve babamdan bir önceki nesil daha da çok ilgililermiş. Onları görerek büyüdüm. Annem ve babam da bizi bu konuda hep çok teşvik ettiler. 1997’de bir yandan üniversiteye gidiyordum bir yandan da dergide çalışıyordum. 2003’e kadar aktif olarak Harper’s Bazaar’ın moda editörüydüm. Ama bu sanat sevdası içimde kalmıştı. Aynı yıl dergiden ayrılıp Londra’ya gittim, St.Martins’den beni besleyecek bir dolu dersler aldım. 2 sene sonra döndüm ayağımın tozuyla Apartman Projesi isimli kokularla ilgili güncel bir sanat projesinde yer aldım.
Bu arada kokular benim çıkış noktam, her sergimin ana temasında mutlaka kokular olur.’
Sonra Madame Figaro ile tekrar dergiciliğe geri döndü Melis, hatta ben de onu tam o yıllarda tanıdım, her daim giydiği etekleri, eklektik tarzı ve uzun gür saçlarıyla kazınmış aklıma. Ardından tekrar Harper’s Bazaar’a dönüşü ve sonrasında da 2018’ e kadar devam edeceği Elle’de dergiciliğe veda edişi.
‘Elle’e başladığım sene porselen boyama