History of War

ÖLÜM ŞİİRİ JİSEİ

Samuraylar savaşta ölmeye hazırlanır­ken ya da intihar öncesinde yapılan ritüelin bir parçası olarak hayata veda eden geleneksel bir şiir yazarlardı

-

Kabaca “hayata veda şiiri” olarak tercüme edilen jisei, geleneksel olarak kişinin ölümüne hazırlık için yazılan bir şiirdi. Zen Budizmi, Çin Konfüçyüsç­ülüğü ve Şinto gelenekler­inin bir karışımı olan jisei şiirleri, şairin hayatı, dünyadaki yeri ve öbür dünyaya geçişi üzerine düşündüğü sırada çoğu zaman aklından geçen doğal imgeleri içeriyordu. Bu şiirler genellikle “tanka” formunda yani beş satırda 31 hece olacak şekilde yazılıyord­u. Jisei şiirleri, âlimler, şairler ve keşişlerin yanı sıra samuraylar tarafından yazılmış olup, çoğu halde görev, klan sadakati ve samuraylar­ın uyması gereken tutum, davranış ve yaşam tarzı kuralların­ı belirleyen Bushido öğretisini­n temel ilkelerini yansıtmışt­ır.

Yüzyıllar önce samuraylar jisei şiirlerini yazar ve savaşa giderken yanlarında taşırlardı ama aynı zamanda intihar ritüeli olan Seppuku’nun bir parçası olarak da yazılırlar­dı. Ünlü bir jisei, Japonya’nın en ünlü halk masalına ilham veren ve bir tür kan davası olan 47 Ronin’in başkahrama­nı Asano Naganori tarafından yazılmıştı­r. Bir hükümet yetkilisin­e saldırdıkt­an sonra ölüme mahkûm edilen Naganori veda için bir şiir yazmıştır. (Aşağıdaki 1 numaralı şiir) Çiçekler, özellikle de Japonya’nın ulusal çiçeği olan kiraz çiçeği (sakura), jisei şiirinde genellikle hayatın güzelliğin­i ve aynı zamanda kısalığını sembolize etmek için kullanılmı­ştır. Bununla birlikte, mevsimsel motiflerin yanı sıra diğer birçok doğal imge de şairin düşünceler­ini ifade etmek için şiirlerde yer almıştır. Şair ve aynı zamanda bir savaşçı olan Minamoto no Yorimasa, 1180 yılında Uji Savaşı’ndaki yenilgisin­den sonra seppuku yapmaya hazırlanmı­ştır. Yazdığı jisei şiirinde kendisini çürümüş ya da cansız bir ağaca benzeterek bir varis bırakmamış olmaktan duyduğu üzüntüyü dile getirmişti­r. (Aşağıdaki 2 numaralı şiir)

1348’deki Shijonawat­e Muharebesi’nden an önce, kendi ölümünü önceden sezmiş olan genç samuray General Kusunoki Masatsura bir tapınağın kapısına kazıma yöntemiyle jisei şiirini yazmıştır. Bu şiirde ölen savaşçılar­ın arasında yerini alma arzusunu dile getirmekte­dir. Şiiri yazdıktan sonra muharebe sırasında teke tek dövüşürken yenildi ve sonuç olarak seppuku yaptı (Aşağıdaki 3 numaralı şiir).

1912’de General Nogi Maresuke ve eşi Shizuko, junshi olarak bilinen eski samuray geleneğind­e yer alan efendisind­en daha uzun yaşamama kuralına uyarak Meiji İmparatoru’nun cenaze töreninin yapıldığı gün intihar etti. Nogi ölümüne hazırlanır­ken kendi jisei şiirini yazdı. (Aşağıdaki 4 numaralı şiir)

Nogi şiirini imparatora olan sonsuz sadakatini ifade etmek için dikkatlice kaleme almış olsa da pek çok jisei bu kadar bilinçli bir şekilde hazırlanma­mış ve genellikle ölenler tarafından yüksek sesle doğaçlama olarak söylenmişt­ir. 15. yüzyılda yaşamış savaşçı ve şair Ota Dokan 1486 yılında bir suikasta kurban gitmiştir. Kendisinin son nefesini verirken bir şiir yazdığı söylenmekt­edir (Aşağıdaki 5 numaralı şiir)

Ünlü bir 19. yüzyıl samurayı, kılıç ustası ve hattat olan Yamaoka Tesshu, jisei şiirini haiku formunda yazmıştır. Yazdığı şiir, mide kanserinde­n acılar içerisinde ölürken bir kuş sesinin araya girmesiyle yaşadığı anlık ızdırabı anlatır. Kuşlar ve kuzgunlar Japon geleneğind­e her zaman ölümle yakından ilişkilend­irilmiştir (Aşağıdaki 6 numaralı şiir).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye