AŞIRI GELİŞİM
Prof. Mark Miodownik, 2,5 metrelik süper atletlere nasıl dönüşebileceğimizi anlatıyor.
“BAZI SPORCULAR GELİŞMİŞ FİZYOLOJİK FONKSİYONLARA SAHİP. NANOTEKNOLOJİ BUNLARA HERKESİN SAHİP OLMASINI SAĞLAYABİLİR.”
Nanoteknolojinin en önemli kullanım alanlarından biri; karaciğer, böbrek ve nihayetinde kalp gibi yedek organların tasarlanması olacak. Bu gelişme, acil organ bağışına ihtiyaç duyanlar üzerinde muazzam bir etkiye sahip olacağı gibi “süper organ”ların yapılmasına da imkân tanıyacak.
Şu anda nanoteknoloji ile geliştirilen ikame organlar var. Köpük benzeri plastiklerden yapılan biyoiskeleler, üzerinde kök hücrelerin büyüyeceği 3B yapılar sağlıyor. Bu malzemelerin nanoteknoloji yoluyla geliştirilen kimyasal yapıları ve yüzeyleri; hücreleri böbrek, karaciğer veya diğer hücre türlerine dönüşmeye teşvik eden bir ortam yaratıyor. Hücreler bu şekilde beslendikten sonra kendi kendine organize olarak çalışan bir organa dönüşüyor.
Henüz bu devrimin başlarındayız ama çok yetenekli yeni organların yaratılmasına bir kapı açılıyor. Bazı sporcuların biyolojileri gereği gelişmiş fizyolojik fonksiyonlara sahip oldukları zaten biliniyor. Nanoteknoloji bunlara herkesin sahip olmasını sağlayabilir. Aynı zamanda, gelecekte profesyonel sporlarda nanoteknoloji ile güçlendirilmiş kalp veya akciğer kullanmanın adil olup olmadığına da karar verilmesi gerekecek.
Biyoiskeleler rekonstrüktif cerrahide kullanılmak üzere yedek kemik geliştirmek için günümüzde başarıyla uygulanıyor. Henüz kemiklerin tamamı oluşturulamıyor ama bu alandaki başarılar kalça protezi bilimini değiştirmekle kalmayıp vücut şeklinde ciddi değişikliklerin yapılacağı yeni bir estetik cerrahi türüne de yol açabilir. Uzun ince bacaklar sahip olmak mı istiyorsunuz? İleride mümkün olabilir.
Kalp pilleri söz konusu olduğunda elektronik devreleri uzun zamandır vücuda entegre ediyoruz. Günümüzde felçli hastalar, beyne yerleştirilen elektrotlar sayesinde robotik kolları kontrol edebiliyor. Nanoteknoloji ise bağlantıları yeniden kurarak omuriliği onarma potansiyelini elinde tutuyor. Bu tekniğin işlemesi için, vücut kendi onarım mekanizmalarını başlatmadan önce hasarlı bölgeyi bulmaya kimyasal olarak programlanmış nanoparçacıklar yaratmalıyız. Bu teknik, felçli kişilere duyularını geri kazandırmakla kalmayıp, aynı zamanda beyindeki hasarlı bağlantıları yeniden programlamayı, kanseri hedeflemeyi ve -benim için en heyecan verici olanı- saç köklerinin yeniden büyümesini de sağlayabilir!
Prof. Mark Miodownik University College London
+ Mark bir malzeme bilimci ve İngiltere’de yayımlanan Science Club programında sunucu. “Stuff Matters” adlı bir kitabı da var.