ATOMIK SAAT
Dünyanın en hassas saatleri olan atomik saatler, zaman ile elektromanyetik dalgaların frekansı arasındaki ilişkiden yararlanır. Hertz cinsinden ifade edilen frekans, basitçe saniyedeki dalga döngüsü sayısı anlamına gelir. Yani bir dalganın kesin frekansını bilirsek ve döngü sayısını sayabilirsek, bir saniyenin tam olarak ne kadar uzun olduğunu hesaplayabiliriz.
İlk adım, tam olarak bilinen frekansta bir dalga oluşturmaktır; atomların devreye girdiği yer bu nokta. Bir atomun içindeki elektronlar belirli frekanslara tepki verir ve bu da onların bir enerji seviyesinden diğerine atlamasına neden olur. Spesifik bir örnek vermek gerekirse, 9.192.631.770 hertzlik bir frekans sezyum atomlarında önemli bir enerji geçişini tetikler. Dolayısıyla, bir sezyum atomu topluluğuna bir radyo dalgası gönderirsek ve hepsi bu geçişi yapana kadar frekansına ince ayar yaparsak, frekansı tam olarak tutturduğumuzu biliriz. Dalga döngülerinin sayısını saymak için bir elektronik sayaç ekler ve bu sihirli sayı olan 9.192.631.770'e her ulaştığında bir saniyeyi işaretlersek atomik saatimizi elde etmiş oluruz. İlk atomik saatler tamamen pratik nedenlerle sezyuma odaklanmıştı, çünkü 9.192.631.770 hertz (yani 9 gigahertzin biraz üstü) olan bu frekans o zamanlar teknik olarak mümkün olanın üst sınırındaydı. Ancak bugün çok daha yüksek frekanslara ulaşmak mümkün: stronsiyum ve iterbiyum gibi elementleri kullanan yepyeni bir atomik saat nesli ortaya çıkıyor.
Biliyor muydunuz?
Sezyum tüm katı elementler arasında en yumuşak olanıdır