VINTAGE ŞEHİR
EVİ Mimar Merve Benice’nin Duygu Soylu&Nedim Ruacan için yarattığı eklektik Suadiye evi
“BU EVDE BIR YAŞANMIŞLIK VARDI VE BIZ DE BUNU KORUMAYA ÖZEN GÖSTERDIK. VINTAGE IZLER TAŞIYAN ÜRÜNLERI MODERN ÇIZGILERLE VE DOKULARLA UYUM IÇINDE KULLANMAYA ÇALIŞTIK.”
- MERVE BENICE
Tam 14 yıldır Kenan Doğulu’nun vokalistliğini yapan besteci ve piyanist Duygu Soylu, yeni albümü Kara Elmas’ın heyecanını yaşıyor bugünlerde. Pandemi sürecine denk gelmesiyle işlerin istediğinden biraz yavaş ilerlediğini belirtse de sahneye çıkacağı günü sabırsızlıkla beklediğini söylüyor Soylu. Müzik dolu bir geçmişe ve çok kıymetli müzisyen ebeveynlere sahip olan Davulcu Nedim Ruacan, Soylu ile Kenan Doğulu’nun ekibine katılınca tanışmış. İş arkadaşlıklarının gönül arkadaşlığına dönmesi, onları çok keyifli, hayat dolu bir çift haline getirmiş. Pozitif enerjilerini yaşam alanlarına da yansıtan çift, Teşvikiye’deki evlerinden taşınmaya karar verince Ruacan’ın Suadiye’deki aile evine geçmek istemiş. “Kiracı yeni çıkmıştı ve ev çok kötü bir haldeydi, biz burayı düzeltemeyiz” diyen çift, evi yaptırmaya karar verdikleri gün bir kahve molasında Mimar Merve Benice ile tanışmış. Kişilerin yaşam biçimini kavrayarak doğru
kodlarla uyum yaratmayı ve fonksiyonel çözümler üretmeyi önemseyen Mimar Merve Benice’nin bu projede önceliği, ev sahipleri için keyifli vakit geçirebilecekleri renkli ve ilham dolu bir ev tasarlamak olmuş. 450 m2lik çatı dubleksinin giriş katında salon, mutfak, ebeveyn yatak odası ve banyosu, giysi odası, misafir yatak odası, ortak banyo, çamaşırlık ve depo var. Üst katında ise içinde mini mutfağı bulunan ve deniz manzaralı terasa açılan salon, davul stüdyosu, banyo, misafir yatak odası ve banyosu yer alıyor. Çift, yoğun konser programları dolayısıyla ürün seçimlerini ve proje için alınacak kararları uzun vadeye yaymış ve tadilat süreci yaklaşık 7 ay sürmüş. Pandemiden hemen önce eve taşındıkları için sokağa çıkma yasaklarını eve daha rahat yerleşmelerini sağlayan bir süreç olarak avantaja çevirmişler. “Tatile çıkmışız gibi hissettik. Yepyeni bir evdeydik ve sıkılacak zamanımız olmadı” diyor Soylu. Merve Benice, bu evin stilini, “Şehrin merkezinde ama bir o kadar kaostan ve karmaşadan uzak, etnik ve eklektik izler taşıyan, hikâyesi olan birçok objeyi içinde barındıran, yaşayan, üreten, sıcak ve samimi vintage bir şehir evi” olarak tanımlıyor. Benice için en önemli konu eskiyi koruyarak geniş ve konforlu yaşam alanları yaratabilmek olmuş. “Pirinç kapı kollarını bile tamir ettirdik çünkü daha güzelini veya bir benzerini bulamadık. Eskiyi korumak isterken teknik altyapıyı değiştirmek ise bizi zorlayan bir konu oldu.” Giriş katının büyük bir kısmı açık planlı bir yaşam katı olarak kurgulanmış. Mutfak, yemek odası ve salon
ÜST Tüm kapı ve duvarların kaldırıldığı salonda, mutfak ve yemek odası arasına bar ve tezgâh üniteleri yerleştirilmiş. Mudo Concept’ten tercih edilen masif ahşap masaya İroni’den alınan bronz aydınlatma eşlik etmiş. Evist’ten alınan sandalye kumaşları ise Atelier imzalı sandalyeler ile buluşmuş. Duvarda yer alan iki tablo da Burhan Doğançay’a ait.
SOL ALT Mutfaktaki vintage Francisco Segarra Faenza marka duvar seramikleri Ceramic Concept’ten. Koyu renkte tercih edilen ahşap dolap kapakları bu ev için özel yaptırılmış.
İpek ağırlıklı halı ise Has Halı’dan alınmış.
SAĞ ALT Misafir banyosundaki beton görünümlü Emil marka duvar seramikleri Ceramic Concept’ten seçilmiş. Bien’den alınan zemin seramikleri ise Naturawood’a ait.
gibi duvarlarla ayrılmış mekânlar tek bir hacim içinde yeniden planlanmış. Geniş yaşam alanları oluşturmak için duvarlar yıkılmış, kapılar kaldırılmış. Çift için oldukça önemli olan mutfakta kullanışlı ve evin genel tarzını yansıtacak bir tasarım yapılmış. Özel olarak üretilen mutfak dolaplarında telli cam ve tel kullanılmış. Masifpan tezgâhlar, vintage İspanyol duvar seramikleri ile sıcak bir atmosfer oluşturuyor. Ayrıca tüm banyolarda evin stilini yansıtacak retro hatlı seramikler ve renkler kullanılmış. Mevcut masif parkelere ise sistre cila yapılmış. Üst kattaki salon duvarları ve kapısı da kaldırılmış. Daha çok stüdyo olarak kullanılan bu salona bir de mini mutfak eklenmiş. Evde vakit geçirmeyi, bitkilerle ilgilenmeyi çok seven Duygu Soylu’nun favori köşesi mutfaktaki bar. Minik şişelerde yetiştirdiği avokadolar ile tüm salona hâkim olabilmeyi, misafirlerle kopmadan iletişim kurabilmeyi ve denizin yeşil selvi ağaçlarıyla buluştuğu manzaraya bakabilmeyi çok sevdiğini söylüyor. Nedim Ruacan’ın ise tabii ki üst kattaki stüdyosu olmazsa olmazı. “Benim için ev, dağıtabileceğim ve toplayabileceğim bir alanı içermeli. Stüdyoda davulun derilerini değiştirmek, ekipmanları temizlemek veya akşamüstü oraya girip çalışmak beni inanılmaz mutlu ediyor.”