BENİM DÜNYAM Derya Tuzluca’nın Cihangir’deki yaşam alanlarında keyifli bir tur
REKLAM DÜNYASININ ÖNEMLI ISIMLERINDEN DERYA TUZLUCA, RENKLI KIŞILIĞI VE YÜKSEK ENERJISINI YAŞAM ALANINA DA YANSITMIŞ. BIR BÖLÜMÜNÜ OFIS OLARAK KULLANDIĞI CIHANGIR’DEKI EVININ SANAT ÇALIŞMALARIYLA CANLANAN HER BIR KÖŞESINDE GEZINTIYE DOYAMADIK.
Yaşam tarzınızı ve hayata bakış açınızı nasıl tanımlarsınız? Yaşam tarzı olarak özgür bir ruhum olduğumu söyleyebilirim. Birçok kuralı sorgulayıp, farklı düşünüp, düzeni başkaları için bozmadan istediklerimi farklı uygularım. Geçmişe, klasik bakış açısına takılıp ya da sıkışıp kalmak istemem. Geçmişi, günümüz ve umduğum gelecek ile yorumlanmasını seviyorum. Kendimi göstermekten, sahip olduklarımı paylaşmaktan hiçbir çekince duymuyorum. Çalışmayı ve eğlenmeyi çok seviyorum. Yaptığım her şeyi eğlenerek ve tadını çıkararak yaşarım. Giriştiğim her işi de en iyi şekilde bitirmek hep öncelikli hedefim olmuştur. Ve bu hedefe odaklı kalmak enerjimi daima yüksek tutmama destek oluyor.
Hem dekorasyon hem de moda anlamında sofistike seçimleriniz var. Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Aslında farklı farklı filmler yapmak gibi her yeni dekore ettiğim evin bulunduğu konumu, durumu, ışık alışı, yeşili, doğası, havası, bahçesi, balkonu ve o evin dekorasyonu ile yeni bir bakış açısı ortaya çıkarıyor. Tek bir stile takılıp kalmanın doğru olmadığına inanıyorum. Her projenin sahip olduğu karakteristik temel özellikleri değerlendirip farklı bir yol izlemek doğal olarak sofistike bir yaklaşım geliştiriyor.
İş hayatında da yüksek bir enerjiye sahipsiniz. Sahibi olduğunuz Istanbuldogz’un öyküsü nedir?
Istanbuldogz, EdCommercials olarak 2000 yılında kuruldu. Bu yıllar reklam sektöründe bir dönüşümün başladığı dönem olarak da değerlendirilebilir. Yapım şirketi olarak iyi bir reklam filmi üretmenin, işin her alanının hep en kaliteli şekilde yapılması ve yönetilmesinden yanayım. Üzerinde çalıştığım her reklam projesinin dünya standartlarında olması için tüm imkânları zorlarım. Sektörde bu özelliğim ile fark yarattığımı düşünüyorum. Bu amaçla hareketle, Belçikalı ortağım Eric Daem ile birlikte yabancı yönetmenleri Türkiye pazarına soktuk. Bu durum, sektörün kalitesine doğrudan etki etti. Projenin bütününde de işinin uzmanı olan en doğru ve tecrübeli ekibi kurarak işler üretiyoruz. Mekân sorumlusundan görüntü yönetmenine, kostüm sorumlusundan besteciye, makyaj ekibinden animasyon ekibine kadar çok disipliner bir ekip yönetmek durumundayız ve bu ekibin tüm dişlileri alanlarının en iyileri olmak zorunda. Yani; dünya kalitesinde reklam film projelerini, küresel anlamda alanında en önemli yönetmenler ile hayata geçiriyor ve bunu yaparken de müşterilerimizin iş hedeflerine ulaşmalarına katkı sağlayacak yaratıcığı ortaya koyuyoruz. Aynı zamanda yurtdışı projelerini kendi yerel ekiplerimizle hayata geçirip, yapım çalışanlarını dünya platformuna taşıyoruz.
İş hayatında nasıl bir çalışma tarzınız var?
Şimdiye kadarki tüm tecrübelerim; başarmak istediğim konu ile ilgili çok çalışmamın en temel başarı faktörü olduğunu söyleyebilirim. Elbette şansın hayatımızdaki önemi büyük ancak unutmayalım ki, hayatta şans hep “çalıştığın yerlerden” gelir. Özveri ile çalışmayı seviyorum. İşime vakit ayırır, onu o anki önemli işler sıralamamda en önde tutar ve “daha ne olsa bu iş daha iyi olur?” duygusu ile çalışırım. Oğlum ile birlikteyken bile onu işime dâhil edip projemi onunla da paylaşıp, onun da oyunu haline getiriyorum. Böylece işimde yaşadığım mutluluğu hayatımın her alanına taşıyorum.
Dekorasyonunuzda çok fazla sanatsal çalışma görüyoruz. Sanata bakış açınız nasıl?
Sanata ve sanatçıya çok büyük bir saygım var. Sanatın görülmesine ve her eve girmesi gerektiğine inanıyorum. Sosyo-kültürel gelişmenin farkındalık yaratarak oluştuğunu düşünüyorum. Hepimiz sanatçı değiliz, olamayız da. Ancak hepimiz sanatı değerlendirebilir, sanatçının hayalleri ve göstermeye çalıştıkları üzerinden kendimiz de hayal kurabiliriz. İyi müzik dinlemek, iyi bir film izlemek, iyi resim, heykel, fotoğraf görmek hepimizi mutlu ediyor, düşündürüyor.
İç mekân tasarımı konusunda çalışmalarınız da var. Bu çalışmalar hangi boyutta? Neler yapıyorsunuz?
Yaşam şartlarımıza azami uyumu sağlama konusuna odaklanırken bir yandan da konut sahiplerinin yatırımlarının değerini artırmaya yönelik iç mimari merkezli geniş kapsamlı projeler yapmak istiyorum. Hatta Mimar Işıl Günak ile bu konuyu proje haline getirdiğimiz harika bir girişimde bulunduk. Amacım, mutlu olmak isteyen, modern yaşamayı arzu eden kişilerin isteyebilecekleri karakteri olan sofistike evleri emlak dünyasına kazandırmak. Bu sayede emlak dünyasına çağdaş bir soluk getirebileceğimi düşünüyorum. Sadece iç mekâna odaklanmak değil, aynı zamanda evlerin bulunduğu mahallelerde yerel yönetimlerle çalışarak, park, bahçe çiçeklendirme, çevre düzenlemesi gibi konularda ortak çalışmalar ile bölge halkının keyif alacağı mahalleler oluşturulmasını arzusundayım. Belediyelere bu konularla ilgili danışmanlık verip, proje desteği ve yönlendirme hizmeti sunmak istiyorum. Çocuklara mutlu mahalleler oluşturmak, onları sanat ve doğa ile iç içe yaşatmak en büyük arzum.