KISA KISA!
Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan ile bu yıl ilk kez dijital olarak gerçekleşen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’u konuştuk.
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un geride bıraktığımız sezonunu nasıl değerlendirirsiniz?
Dijitalleşmeyi yalnızca pandeminin değil, içinde bulunduğumuz çağın doğal bir sonucu olarak nitelendiriyoruz. MBFWI başarılı bir sezon geçirdi, bundan sonra pandemi sona erse de hem iş yapış şeklimiz kökten bir değişime uğradığı için hem de dijital çağ bu anlamda muazzam kolaylıklar sunduğu için artık etkinlikleri fiziksel değil de dijital bir biçimde gerçekleştireceğimizi düşünüyorum.
Yurt dışındaki moda haftalarıyla kıyasladığınızda bu yıl MBFWI içerik olarak hangi noktada duruyor?
MBFWI bu sezon çok zengin bir içerikle karşımızdaydı. Etkinlik organizasyonunu üstlenen İHKİB'in ve bu sezon etkinliği destekleyen Türkiye Tanıtım Grubu'nun vizyonuyla özellikle moda haftasının global ölçekte tanıtımı için çok başarılı işler gerçekleştirildi. Koray Birand'ın yönettiği MBFWI tanıtım filmi, Türkiye dışında farklı moda pazarlarında da büyük ses getirdi. 12-16 Ekim tarihleri arasında, defilelere paralel olarak gerçekleştirilen canlı yayınlarla sektörün farklı isimleri buluşturuldu. Olivia Palermo, Leonie Hanne gibi global moda influencer'ları MBFWI yayınlarında yer aldılar. Son olarak MBFWI, çok güçlü bir tasarımcı seçkisiyle karşımızdaydı, bu da ilginin gerek Türkiye'de, gerekse uluslararası ölçekte artmasını sağladı.
Dijital olarak yayınlanan defileler tarihi mekanlarda gerçekleşti. Bu mekanları belirlerken neleri göz önünde bulundurdunuz?
Türkiye Tanıtım Grubu bu sezon, Türkiye'yi Türk modası aracılığıyla tanıtma amacıyla Türkiye'nin tarihi mekanlarını öne çıkarmayı hedefledi. MBFWI tanıtım filminde de bu amaç doğrultusunda çekimler, Topkapı Sarayı’na, Galata Köprüsü’nden Sultanahmet Meydanı’na ve Salacak
Sahili’ne kadar uzanan toplam altı mekanı kapsıyordu. Galataport Istanbul ve Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi de İstanbul'un tarihi zenginliğini yansıtan, çok özel mekanlar. Global ölçekte kendimizi konumlandırdığımız bu sezon için çok doğru tercihler olduğunu, şehrin tarihi dokusunun defile videolarına çok özel bir dokunuş kattığını düşünüyorum.
Tasarımcıların sürdürülebilirlik felsefeleri koleksiyonlarda dikkat çekiyordu. Mercedes-Benz olarak siz bu yaklaşımı araç koleksiyonlarınıza nasıl entegre ediyorsunuz?
Mercedes-Benz markası olarak sosyal sorumluluk projelerimizden otomobillerimize, şirket vizyonumuzdan yeni yatırımlarımıza kadar faaliyetlerimizin her alanında sürdürülebilirlik felsefesini benimsiyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik ürünleri geliştirirken, hem üretim hem de kullanım sırasında çevreye bıraktığımız karbon ayak izini her geçen gün azaltmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir hareketlilik sisteminin en önemli aracı elektrikli veya elektrik destekli otomobiller bir süredir hayatımıza girmeye başladı. Mercedes-Benz olarak biz de tamamen elektrikli modelimiz olan EQC’yi kasım ayında satışa sunacağız. Ana şirketimiz Daimler AG stratejisi kapsamında 2022 yılına kadar Mercedes-Benz otomobil portföyünün tamamı elektrikli motor alternatifleri de olacak hale gelecek. Bu, smart’tan SUV’ye kadar tüm portföyümüzü kapsayacak. Daimler AG olarak 2022 yılına kadar elektrikli araç filomuz için 10 milyar Euro, dünya çapındaki pil üretimi için ise 1 milyar Euro’dan fazla yatırım yapmayı hedefliyoruz.