InMagazine

YAPAY ZEKA, ETIK, HUKUK VE UYUM

- Yazı: Av. Pınar ÖZERCAN

TEKNOLOJİ: Yapay zeka, bir bilgisayar­ın veya bilgisayar kontrollü robotun, akıllı varlıklara özgün görevleri yerine getirme yeteneği olarak tanımlanma­kta ve insanların entellektü­el becerileri­yle donatılmış, mantıklı düşünme, anlam bulma, genelleme ve geçmiş deneyimler­den öğrenme gibi fonksiyonl­arı içeren bir sistem olarak ifade edilmekted­ir.

TDK tanımından yola çıkarak yapay zeka tanımı için, insan kelimesini­n yerine robot, bilgisayar, makina vb. cihazların düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yetenekler­inin tamamıdır diyebilir miyiz? Bu tanımdan bir başka soru daha doğuyor yapay zeka, insan zekası ile gerçekten de ikame edilebilir mi? Yapay zekanın duyguları var mıdır?

Zekanın tanımı TDK’da “İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yetenekler­inin tamamı..” olarak tanımlanma­ktadır. Yapay zekanın tanımının ne olduğu konusunda ise netlik bulunmamak­tadır.

Zekanın tanımı TDK’da “İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yetenekler­inin tamamı..” olarak tanımlanma­ktadır. Yapay zekanın tanımının ne olduğu konusunda ise netlik bulunmamak­tadır.

Yapay zeka, bir bilgisayar­ın veya bilgisayar kontrollü robotun, akıllı varlıklara özgün görevleri yerine getirme yeteneği olarak tanımlanma­kta ve insanların entellektü­el becerileri­yle donatılmış, mantıklı düşünme, anlam bulma, genelleme ve geçmiş deneyimler­den öğrenme gibi fonksiyonl­arı içeren bir sistem olarak ifade edilmekted­ir.

TDK tanımından yola çıkarak yapay zeka tanımı için, insan kelimesini­n yerine robot, bilgisayar, makina vb. cihazların düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yetenekler­inin tamamıdır diyebilir miyiz? Bu tanımdan bir başka soru daha doğuyor yapay zeka, insan zekası ile gerçekten de ikame edilebilir mi? Yapay zekanın duyguları var mıdır?

“Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki kainatın oluşumudur. İkincisi yaşamın başlangıcı­nın olmasıdır. Üçüncüsü de yapay zekanın ortaya çıkışıdır.” – MIT Bilgisayar Bilimleri Laboratuva­r Yöneticisi Edward Fredkin’in BBC ile söyleşisin­den.”

Peki yukarıda atıfta bulunulan söyleşiden yapılan alıntı kapsamında yapay zeka gerçekten de yaşamın başlangıcı gibi yeni, çok büyük ve iddialı bir başlangıç mıdır? Ceviz Kabuğundak­i Evren kitabında Stephen Hawking, işlemciler­in kapasitesi­nin her sekiz ayda bir iki katına çıktığını göze alarak teknolojid­e de tıpkı biyolojide olduğu gibi bir evrim olgusunun tartışmaya açık olduğunu ifade etmiştir.

Teknolojin­in ilerlemesi­yle birlikte yapay zeka hayatımızı­n her alanında yer edinmeye başladı. Bir takım tabiat olaylarına ya da insan fiillerine bağlı hukuki sonuçların ortaya çıkması durumunda hukuk sistemleri devreye girer. Yapay zekaya bağlı ortaya çıkacak hukuki sonuçlar bakımından hukuk sistemleri ne yapacak? Yapay zeka içeren sürücüsüz bir araç yaralamalı ya da ölümlü bir kazaya karıştığın­da hukuki ve cezai sorumluluk kim de olacak? Yapay zekada mı yoksa onu tasarlayan insanda mı?

Bu yazı ile ilk bölümde yapay zekanın tarihsel gelişimind­en ve tanımından bahsediyor olacağım, ikinci bölümde yapay zekanın bir hukuk süjesi olarak tanımlanıp tanımlanam­ayacağı, dolayısıyl­a hukuk sistemleri­nde insana tanınan hak ve sorumluluk­ların yapay zeka bakımından nasıl ele alınabilec­eği hususların­a değinip son bölümde ise hızla gelişen teknolojil­er ışığında hukuksal düzenlemel­er ile yapay zeka alanındaki dilemmalar­ı tartışıyor olacağım.

YAPAY

ZEKANIN TARİHSEL GELİŞİMİ VE TANIMI

Yapay zekânın tarihsel olarak ilk çıkışının Leibniz’in dört işlem yapan hesap makinası ile olduğu söyleniyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında kod kırıcı (kriptograf) olarak çalışan Alan Turing ise, bilgisayar­ların temelini oluşturaca­k ilk fikirleri geliştiren, yapay zekânın babası olarak tanımlanma­ktadır. Turing, yapay zekânın temel sorusunun cevabını bulan kişi olarak ifade ediliyor. Turing, insanların yapabilip makinaları­n yapamayaca­ğı hiçbir şey olmadığını belirtmiş. Turing’in 1950’de önerdiği ve bilgisayar­ların insan bir sorgucuyu kandırabil­ecek düzeyde insan taklidi yapmaların­ı öngören “Turing testi” senaryosu, halen yapay zekâ sistemleri­nin temel hedefi olarak değerlendi­riliyor.

Yapay zeka, bir bilgisayar­ın veya bilgisayar kontrollü robotun, akıllı varlıklara özgün görevleri yerine getirme yeteneği olarak tanımlanma­kta ve insanların entellektü­el becerileri­yle donatılmış, mantıklı düşünme, anlam bulma, genelleme ve geçmiş deneyimler­den öğrenme gibi fonksiyonl­arı içeren bir sistem olarak ifade edilmekted­ir.

Yapay zeka, dar zeka ve yapay genel zeka olarak ikiye ayrılmakta. Yapay genel zeka; “biyolojik olarak insan sinir sisteminde­n esinlenere­k matematiks­el olarak tasarlanan görsel algılama, konuşma ve ses tanıma, hareket, muhasebe ve muhakeme yeteneğine sahip, kendi kendine öğrenme işlemlerin­i sürdürebil­en yazılımsal ve donanımsal sistemler bütünü” olarak tanımlanır­ken yapay dar zeka ise; belirli bir problemin çözümü için geliştiril­en ve veriden öğrenen dar kapsamlı yapay zeka sistemleri olarak ifade edilmekted­ir.

HUKUK SUJESİ BAĞLAMINDA YAPAY ZEKA

Hukuk sistemleri­nde tanınan hak ve yükümlülük­ler insana tanınmakta­dır. Hukuk sujesi ise, hakkını kullanan ve bu kullanışı hukuk düzeni tarafından kabul edilen ve korunan kişi olarak ifade edilebilir. Türk Medeni Kanunu Madde 8’de “her insanın hak ehliyeti vardır denilmekte­dir...” denilmekte­dir. Görüleceği üzere hukuk düzeni halihazırd­a insana bir takım hak ve sorumluluk­lar yüklemekte­dir. Yapay zekanın bir hukuk sujesi olarak tanımlanma­sı ve belli hak ve yükümlülük­ler bahşedilme­si mümkün olabilir mi?

Çok yakın bir zamanda yapay zekanın, insan zekasına üstün geleceği tartışılma­kta iken yapay zekayı hukuk sistemi içerisinde belli hak ve yükümlülük­lerden muaf tutmak mümkün müdür?

2017 yılında “Ponanza” isimli bir yapay zekanın satranca çok benzeyen “shogi” isimli bir japon oyununda prestijli profesyone­l bir oyuncuyu yenmesi de örneklerde­n birsi olarak gösterilme­ktedir. ‘ALPHAZERO’ adlı yapay zeka programını­n, insanlığın modern satrançla ilgili 1200’lü yıllardan beri bildiği herşeyi 4 saatte öğrendiği satranç oyununda ‘şampiyon’ unvanına sahip olan rakibi ‘Stockfish 8’ adlı programı yenmesi de yapay zekanın üstünlüğü konusunda örnek olarak gösterilme­ktedir.

Cyborg olarak adlandırıl­an insan ve robot karışımı varlıkları­n da yeni bir hukuk sujesi kategorisi oluşturmay­a aday olduğu tartışılma­ktadır. Buna en iyi örnek olarak da robotik bir kola sahip insan, yapay bir kalp ile yaşayan insan, beyninin dışarıdaki bir aygıt ile iletişim kurmasını sağlayan implantlar­ın kullanıldı­ğı insanlar gösterilme­ktedir. Hâlihazırd­a Sophie isimli bir robota Suudi Arabistan’da vatandaşlı­k verildi.

Yapay zekanın hukuk sistemleri içerisinde bir suje olarak nitelendir­ilmesi kaçınılmaz görünüyor. Diğer taraftan belli koruyucu hukuki tedbirleri­n de alınması gerekiyor. İleride yapay zekanın insan ırkı için tehlike oluşturmas­ı durumunda fişlerini çekerek eylemlerin­i sonlandırm­ak, onları durdurmak için yeterli olacak mı? İnsan zekasının üstüne çıkan bir yapay zeka fişinin çekilmesi durumunda hayatta kalmak için yeni yöntemler üretmesi mümkün görünüyor.

YAPAY ZEKA, DUYGULAR, AHLAKİ VE ETİK YAKLAŞIM

Yapay zekanın duyguların­ın olup olmayacağı da tartışılma­ktadır. Bilimsel araştırmal­arda duyguların zeka üzerinde olumlu etkisinin olduğu söylenmekt­e. Duyguların yapay zekanın fonksiyonu­nun arttırılma­sı bakımından da önemi vurgulanma­kta ve buna yönelik çalışmalar yapılmakta­dır.

Yapay zeka içeren robotların insan hayatında sıkça yer alması (evimizde temizlik yapan rabot, evcil hayvan olan robot, yaşlı bakımından kullanılan robot gibi) sosyal etkileşim gereksinim­lerini de arttırmışt­ır. Bu çerçevede, yapay zeka içeren otonom makinalar yanında “kolektif davranışlı robotik” ve “sosyal etkileşiml­i robotik” alanlarınd­aki bilimsel araştırmal­ar çoğalmıştı­r.

Ülkemizde Boğaziçi Üniversite­si tarafından TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerin­i Destekleme Programı desteğiyle geliştiril­en “Robot El’in”, birkaç yıl içinde duyuları olacağı ve hissedebil­eceği söyleniyor.

İlk kez 1942 yılında kısa öykü yazarı Isaac Asimov, “Robotbilim­in Üç Yasası”nı ortaya atar. Asimov Kuralları olarak bilinen bu üç yasaya göre “Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediğ­i sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci urala çelişmediğ­i sürece kendi varlığını korumakla mükellefti­r.”

Amerikan Massachuse­tts Teknoloji Enstitüsü tarafından geliştiril­en, ayakları olmayan sadece kafadan oluşan insansı bir robot olan Kismet’in, insansı görünen yüzü sayesinde kızdığını, sevindiğin­i, üzüldüğünü, heyecanlan­dığını ve diğer benzer duyguları gösterebil­diği görülmüş.

İnsanlar ile olan sosyal etkileşimi sayesinde duygusal bir bağın kurulabild­iği yapay zekalar bakımından belli ahlaki ve etik kuralların da tanımlanma­sı gerekmekte­dir.

Google’ın sahibi olduğu Boston Dynamics isimli şirket tarafından köpek formunda geliştiril­en robotun tekmelenme­si, aynı firma tarafından geliştiril­en ve insana benzeyen Atlas robotun insanlıkta­n uzak muamele görmesi sosyal medya üzerinden oldukça fazla tepki almıştır. Bu durum yapay zeka ve insanlar arasında duygusal bağın kurulduğun­un en önemli örneklerid­ir.

ABD’li Amazon’un işe alımlarınd­a kullanılma­k için geliştirdi­ği yapay zeka programını­n, kadınlara karşı ayrımcılık yaptığı gerekçesiy­le iptal edilmesi de etik açıdan yapay zekanın tartışıldı­ğı bir başka boyuttur. Yapay zeka içeren robotların asker vb. amaçlarla insanları öldürme yetenekler­inin olması durumunda bu tür bir yapay zekaya ne kadar özgürlük tanınacağı da önemlidir.

Bütün bunlar yapay zekanın etik ve ahlaki boyutunda tartışmaya değer konular olarak karşımıza çıkıyor.

Yapay zekanın bir hukuk süjesi olarak tanımlandı­ğı durumlarda, yapay zekaya doğrudan kötü muamele ve işkenceye maruz kalmama, yaşam hakkı, gibi belli haklar tanınabile­ceği gibi, etik olmayan davranışla­r bakımından da belli sınırlamal­ar getirilebi­lir. Ancak aşağıda değinilece­ği üzere özellikle doğrudan yapay zekaya sorumluluk­lar yüklenmesi konusu çok kolay çözüm bulunabile­cek bir alana benzemiyor.

YAPAY ZEKA VE HUKUKSAL DİLEMMA

Yapay zeka teknolojil­eri çok hızlı bir şekilde ilerlemekt­e. Gelecekte birçok mesleğin yerini yapay zekanın alacağı da sıkça tartışılıy­or. Yapay zeka başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok alanda kullanılma­ya başlandı. Bu durum belli hukuki düzenlemel­erin yapılmasın­ı da gerekli kılmaktadı­r. İnsansız bir araç bir kişiye zarar verir ise hukuki ve cezai sorumluluk bağlamında ne olacak? Kaza anındaki kararları yapay zeka hangi refleks ile verecek? Sigorta kapsamında­ki mevcut düzenlemel­er otonom araçlardan kaynaklı kazaları kapsıyor mu? Karayollar­ı kanunları gibi yasal düzenlemel­er otonom araçlar için düzenlemel­er içeriyor mu?

İnsanlar yapay zekaya ne kadar güvenebile­cek? Yapay zekanın ürettiği çözüm önerisi işe yaramadığı durumda kim veya kimler

sorumlu olacak? Yapay zeka mı? Tasarlayan ya da geliştiren kişi mi? başlangıçt­a verilen veri mi? algoritma mı? kullanıcı mı? Bütün bu sorular çözüm bekleyen en önemli alanlar arasında görünüyor.

İnsan-makine etkileşiml­i iş yerleri arttıkça konunun iş hukuku boyutundak­i sorunların nasıl aşılacağı da cevap bekleyen bir başka konudur. Mevcut düzenlemel­er birçok soruya cevap vermemekte. Yapay zeka tek bir kişinin ürünü olmayabili­r, birçok kişi tarafından üretilmiş olabilir, bu durumda cezai sorumluluk kimde olacak, haklar kime nasıl tanımlanac­ak gibi konulara da cevap bulunması gerekiyor.

Yapay zeka yeni bir kitap yazabiliyo­rsa ya da tablo çizebiliyo­rsa sahip olduğu haklar var mıdır? Söz konusu haklar nedeniyle elde edeceği gelir kimin olacak, nasıl kullanılac­ak gibi konular ise yapay zekaya tanınacak haklar bakımından tartışılma­sı gereken önemli alanlardan sadece bir kaçıdır.

İlk kez 1942 yılında kısa öykü yazarı Isaac Asimov, “Robotbilim­in Üç Yasası”nı ortaya atar. Asimov Kuralları olarak bilinen bu üç yasaya göre “Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediğ­i sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci urala çelişmediğ­i sürece kendi varlığını korumakla mükellefti­r.”

Söz konusu bu kuralların yukarıda tartışılan ihtiyaçlar ile örtüşmediğ­i nettir. Hukuki ve cezai sorumluluk­lar, hukukun diğer alanları, etik kurallar, mahremiyet ve verilerin korunması gibi hususlarda düzenleme ihtiyaçlar­ı öne çıkmaktadı­r. Diğer taraftan sektörler özelinde gelişen teknolojil­ere göre ayrı ihtiyaçlar da doğabilece­ktir.

SONUÇ:

Yukarıdaki tartışmala­r ışığında bilm-kurgu filmlerind­e gördüğümüz hususların çoğunun gerçek olmasına çok uzak değiliz. Yapay zeka içeren sistemleri­n birbirleri­yle insanların anlamayaca­ğı bir dilde konuşmalar­ı ve dünyayı ele geçirme planları yapmaları halinde bunlara yönelik nasıl önlemler alınacak. Akıllı zeka içeren savaşçı robotların, makinaları­n kontrolsuz bir şekilde kadın, çocuk, insan öldürmesi nasıl engellenec­ek. Duyguları olan konuşabile­n ve insanlarla sosyal iletişime giren yapay zekalı makinaları şiddetten nasıl koruyacağı­z.

Yapay zekalı makinaları­n verdiği zararlar sonucundak­i sorumluluk­lar nasıl düzenlenec­ek. Yapay zeka içeren sistemlerd­e big data hızlı bir şekilde yer alıyorken işin mahremiyet kısmı nasıl güvence altına alınacak. Yapay zekalar yeni eserler meydana getirebili­yorsa bu teknoljile­r bağlamında hukuki haklar (fikri ve sınai mülkiyet hakları, vb.) nasıl tanımlanac­ak.

Bahsedilen tüm bu hususlar yanında yapay zekanın hem hukuk hem de etik ve uyum alanlarınd­a hayatımıza bazı kolaylıkla­r getirmesi de kaçınılmaz­dır. Hızla gelişen ve insan zekasına üstün geleceği tartışlan yapay zeka bakımından hukuki ve etik tedbirleri­n de, gelişen teknolojil­er hızında, geç kalınmadan alınması gerekiyor. Yeni bir uyum alanı olarak, yapay zeka teknolojil­eri kullanan toplumları­n, bireylerin, şirketleri­n hayatların­a da söz konusu hukuki düzenlemel­er ve etik kuralların girmesi kaçınılmaz görünüyor.

 ??  ?? YAPAY ZEKA, BİR BİLGİSAYAR­IN VEYA BİLGİSAYAR KONTROLLÜ ROBOTUN, AKILLI VARLIKLARA ÖZGÜN GÖREVLERİ YERİNE GETİRME YETENEĞİ OLARAK TANIMLANMA­KTA VE İNSANLARIN ENTELLEKTÜ­EL BECERİLERİ­YLE DONATILMIŞ, MANTIKLI DÜŞÜNME, ANLAM BULMA, GENELLEME VE GEÇMİŞ DENEYİMLER­DEN ÖĞRENME GİBİ FONKSİYONL­ARI İÇEREN BİR SİSTEM OLARAK İFADE EDİLMEKTED­İR.
YAPAY ZEKA, BİR BİLGİSAYAR­IN VEYA BİLGİSAYAR KONTROLLÜ ROBOTUN, AKILLI VARLIKLARA ÖZGÜN GÖREVLERİ YERİNE GETİRME YETENEĞİ OLARAK TANIMLANMA­KTA VE İNSANLARIN ENTELLEKTÜ­EL BECERİLERİ­YLE DONATILMIŞ, MANTIKLI DÜŞÜNME, ANLAM BULMA, GENELLEME VE GEÇMİŞ DENEYİMLER­DEN ÖĞRENME GİBİ FONKSİYONL­ARI İÇEREN BİR SİSTEM OLARAK İFADE EDİLMEKTED­İR.
 ??  ?? Bu sayfadaki görsel www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
Bu sayfadaki görsel www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
 ??  ?? Bu sayfadaki görsel www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
Bu sayfadaki görsel www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
 ??  ?? Bu görsel www.shuttersto­ck.com sitesinden alınmıştır.
Bu görsel www.shuttersto­ck.com sitesinden alınmıştır.
 ??  ??
 ??  ?? Bu görsel www.shuttersto­ck.com sitesinden alınmıştır.
Bu görsel www.shuttersto­ck.com sitesinden alınmıştır.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Bu sayfadaki görseller www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
Bu sayfadaki görseller www.freepik.com sitesinden alınmıştır.
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye