Post Truth Çağında Salgın
Post- truth: Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu.
GÜNDEM: Post- truth: Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu.
İnsanlık tarihi kadar eski olan salgın hastalıklardan birini küresel olarak yaşadığımız bugünlerde gerçek ile bağımızı koparmamız gerekiyor. Gerçekler bizim için hayati öneme sahip. Özellikle sosyal medya ve iletişim araçları ile yayılan haberleri bir gerçeklik süzgecinden geçirmeden kabul etmenin olumsuz etkileri tüm toplumu ve bireyleri negatif yönde etkileyebiliyor.
Oxford Dictionaries, tarafından İngilizce’de 2016 yılının kelimesi olarak seçilen “post-truth kavramı” ne yazık ki salgın hastalık esnasında da bilgi alışverişinin sağlıklı yürümemesinin sembolü oldu. Post- truth’u genel olarak “nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu” şeklinde tanımlayabiliriz. Türkçe’ye gerçek-ötesi ve gerçek-sonrası olarak çevirebileceğimiz post-truth salgının başlamasından itibaren gerçeklerin ne yazık ki üstünü örtmeye başardı.
Alternatif sosyal mecra kaynakları beğensek de beğenmesek de gelişiyorlar ve toplum nezdinde daha güvenilir hale geliyorlar. Toplumları etkileyen her türlü olayda olduğu gibi COVID-19 virüsü yüzünden yaşanan paniği de kullanan ve bu konuda toplumu ajite eden haberler yayılmaya devam ediyor. Bu tür haberler olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabiliyor. Çoğu uzmanlar tarafından yanlış olduğu kanıtlanan sağlık tavsiyelerinden; hükümetin planlarına; virüsün biyolojik silah olmasından ölü sayılarının manipülasyonuna kadar sosyal medya mecralarında dolaşan yanıltıcı bilgiler her gün karşımıza çıkıyor. İşte tam da burada post-truth kavramı karşımıza çıkıyor; Toplumu rahatlatacak veya paniğe sürükleyecek içeriğe sahip olan bu haberlerin kabul edilmesini veya edilmemesini kişisel kanaatlerimiz sübjektif olarak belirliyor.
Peki bunlardan nasıl kaçınabiliriz: Genel olarak uzmanların yaptığı öneri; sosyal medya mecralarından elimize ulaşan bilgilerin öncelikle doğru ve yanlış olduğunu değil herhangi bir önyargı içerip içermediğine göre incelememiz.. Sonuç olarak genelde sosyal medyadan gelen haberlerin bir çoğu gerçeğin sadece bir kısmını içeriyor. Bunlara inanıp inanmayı ise önyargılarımız belirliyor. Bu da merak edilen olgunun sadece bir açısına bakmamıza sebep oluyor. Böylece kolayca yanılabiliyoruz.
Örneğin, kaynak olmadan yapılan hastalıkla ilgili grafiklerin bir çoğu aslında doğru bilgileri yansıtsa da test sayısı / alınan önlemler / tarih gibi bir çok hastalığın yayılmasını etkileyen başka faktörden bağımsız olarak hazırlandığı için; bunu hazırlayan kişinin yönlendirmeyi amaçladığı “gerçeği” bize gösteriyor. Tehlikeli sağlık ipuçlarından hükümet planları hakkındaki spekülasyonlara kadar, coronavirüs hakkında çevrimiçi dolaşan çok sayıda yanıltıcı bilginin en büyük tehlikesi de böyle bir gerçek veriyi içermesi ama bunu bize eksik sunması olarak görülebilir. Aslında bu tuzağa biraz da bilerek düşüyoruz. Ünlü düşünür Zygmunt Bauman, “Birçok insan sosyal medyayı birleşmek, ufuklarını daha da
“Birçok insan sosyal medyayı birleşmek, ufuklarını daha da genişletmek için değil; tek gördükleri şeyin kendilerinin birer yansıması olduğu, sadece kendi seslerinin yankılarını işittiği rahat bir alan açmak için kullanmaktadır.”
Zygmunt Bauman
genişletmek için değil; tek gördükleri şeyin kendilerinin birer yansıması olduğu, sadece kendi seslerinin yankılarını işittiği rahat bir alan açmak için kullanmaktadır.” diyordu. Bu ifade, sosyal medyadan elde ettiğiniz bilgileri de bu tür sübjektif bir süzgeç ile kabul etme eğilimimizin ifadesi olarak görülebilir.
Özellikle konunun uzmanı olduğunu iddia eden uzun tweet’ler ve kimden geldiği belli olmayan bir akrabadan gelen ses kayıtları ile görüntüler birçok konuda yanıltıcı bilgiler sunuyor. Bazen içerdiği bilgiler doğru olsa da eksik olduğu için bizi yanıltabiliyor. Mesela Türklerin Corona’ya yakalanmayacağını, Corona’dan tuzlu su gargarası ile korunacağını iddia eden bir çok yanlış bilgi ne yazık ki sosyal medya aracılığı ile her yere yayıldı.
Bu konuda çok meşhur olan bir fotoğraf bu konudaki yanıltıcı haberlerin bir örneği olarak gösterilebilir. Tüm sosyal medyada yayılan ve hepimizin de gördüğü bir fotoğraf; ambulansa taşınan bir hastayı gösteriyor ve farklı yerlerin adını vererek COVID-19 virüsünün o bölgeye geldiğini iddia ediyordu. Söz konusu fotoğraf farklı tarihlerde İstanbul, Ankara, Samsun, Alanya, Derince, Bursa veya Sakarya’da yaşanmış gibi paylaşılmıştı. Bu paylaşımlara göre fotoğraf Ümraniye Devlet Hastanesi, Ankara Sincan Lokman Hekim Hastanesi, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Bursa Şevket Yılmaz Eğitim Hastanesi, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Hacettepe Hastanesi, Derince Sopalı gibi hastanelerden olduğunu iddia ediyordu. Elbette gerçek böyle değildi. Sonunda haber siteleri ve kullanıcılar da olayın farkında vardı. Aslında görüntüler Umre’den dönüp COVID-19 şüphesiyle Kaynarca’daki Devlet Hastanesi’nden Sakarya’ya test edilmek üzere nakledilen hastanın idi ve test sonuçları da negatif çıkmıştı. Görüldüğü gibi aslında görüntü gerçek olsa da bazı gerçek olmayan ayrıntıların eklenmesi ile konu bambaşka bir hale gelmişti.
Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine karşı bireyleri bilinçlendirmek amacı ile başarılı yayınlar yapan Teyid.org’a göre konu hakkında bilgi verdiği iddia eden tweet zincirleri de yanlış bilgi sunabiliyorlar. Bu tür yanlış bilgi veren paylaşımların ortak noktası; bir iki doğru bilgi kırıntısının, geri kalanları kanıtlamak için kullanılması. Bu tür bilgi kırıntılarının bazıları geçmişteki koronavirüs salgınları, bazıları grip virüsü, bazıları da bu konulardan tamamen bağımsız
“Birçok insan sosyal medyayı birleşmek, ufuklarını daha da genişletmek için değil; tek gördükleri şeyin kendilerinin birer yansıması olduğu, sadece kendi seslerinin yankılarını işittiği rahat bir alan açmak için kullanmaktadır.” Zygmunt Bauman
olaylar hakkında olabiliyor. Yine Teyid.org’da yer alan yazısında Emre Saklıca’ya göre “Karmaşık tweet zincirleri tam olarak böyleler; doğruluğu ispat edilmemiş haberler, konuyla alakasız içerikler üzerine kurulular ve bazıları metodolojik olarak doğrulanmaya uygun da değil.“
COVID-19 salgını sırasında, öznel görüşlerin ve gerçeklikleri kanıtlanmamış iddiaların geçerli bilimsel ve biyomedikal gerçeklerle rekabet ettiği bir dönemde geçiyoruz. Ortaya atılan iddiaların gerçekliğini desteklemek için gereken kanıtlar göz ardı edilirken; toplumun tüm kesimleri kendi siyasi, sosyal ve felsefi fikirlerine uygun olan kısmi gerçeklerin peşinden gitmeyi tercih ediyor. Bilim adamlarının ortaya getirdiği deliller yeteri kadar ilgi çekici olmadığı veya sosyal medya kullanıcılarının öznel bakış açısıyla uymadığı için değerlerini halkın gözünde kaybediyorlar. Artık komplo teorisyenlerinin, ilgi budalalarının ve bildiğiniz mitomanların yarım yamalak bilgileri ile öne sürdükleri tezlerin önemi artıyor.Özellikle böyle karmaşık ve biraz da belirsiz durumlarda kamu görevlileri ve uzmanlar erken ve iddialı beyanlarda bulunmaktan kaçınırlar. Fakat bu dönemde halkın bilgi açlığını doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler ile söylentiler ile giderilmeye başlanıyor. Bu da içinden çıkılmaz bir kaos için katkıda bulunuyor. Unutmamak gerekir ki günümüzde önümüze gelen bilginin doğruluğunu öğrenmek için harcayacağımız vakit; yanlış bilginin yayılma hızından çok daha yavaş oluyor.
Peki ne yapmalı? Şu anda, COVID-19 salgını hakkında yanlış bilgilerin dijital olarak yaratılmasına ve yayılmasına karşı mekanizmalar geliştirmek zorundayız. Bunu yapmak için salgın hakkındaki biyomedikal bilginin sosyal, politik ve kültürel temelleri konusunda uzmanların devamlı bilgi vermesi gerekiyor.
Bizlerin yapması gereken ise en başta konunun gerçek uzmanlarının ve kamu yetkililerinin açıklamalarını takip etmek olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı gibi kurumlar sık bilinen yanlışlara karşı birçok uyarı yayınlıyorlar. Yapılması gerekenleri hurafelerden arındırmış bir biçimde öğrenmek için bu siteleri takip etmek gerekiyor.
Aşağıda bu konuda yayınlar yapan sitelerin adresini bulabilirsiniz.
Dünya Sağlık Örgütü: https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019 T.C. Sağlık Bakanlığı: https://www.saglik.gov.tr/
Centers for Disease Control and Prevention: https://www.cdc. gov/coronavirus/2019-ncov/index.html
TEYİT: https://teyit.org/konu/analiz/
Kaynak:
Teyit: https://teyit.org/yeni-koronavirusle-ilgili-seri-ve-karmasik-iddialar-iceren-paylasimlara-nasil-yaklasmali/
Ağacı:
Evrim https://evrimagaci.org/covid19 Dawn: https://www.dawn.com/news/1541420
“Karmaşık tweet zincirleri tam olarak böyleler; doğruluğu ispat edilmemiş haberler, konuyla alakasız içerikler üzerine kurulular ve bazıları metodolojik olarak doğrulanmaya uygun da değil.“