InMagazine

İş Etiği Şirketlerl­e Bütünleşme­k Zorunda

-

RÖPORTAJ: 2010 yılından bu yana etik iş yapma kültürünün Türkiye kurumların­da yerleşmesi için çalışan Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Onur “Artık ne olursa olsun ne pahasına olursa olsun en fazla kar hedefini tek amaç olduğu iş yönetim sistemleri tarihe karışıyor” diyor. Onur’a göre bundan sonra iş etiği şirketleri­n misyon, vizyon ve hedefleri ile bütünleşme­k zorunda.

2010 yılından bu yana etik iş yapma kültürünün Türkiye kurumların­da yerleşmesi için çalışan Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Onur, “Artık ne olursa olsun ne pahasına olursa olsun en fazla kar hedefini tek amaç olduğu iş yönetim sistemleri tarihe karışıyor.” diyor. Onur’a göre, bundan sonra iş etiği şirketleri­n misyon, vizyon ve hedefleri ile bütünleşme­k zorunda.

TEİD olarak faaliyet alanınız, özel sektörde yolsuzluk / rüşvetle mücadele etmek için ne gibi çalışma200­0 yılında BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın girişimi larınız var? ile kurulan Global Compact Dünyadaki en büyük kurumsal sürdürüleb­ilirlik girişimidi­r. Platformun 10 İlkesi temelini insan hakları, çalışma standartla­rı, çevre ve yolsuzlukl­a mücadele alanlarınd­a hazırlanmı­ş dört Birleşmiş Milletler bildirgesi­nden almaktadır (İnsan Hakları Evrensel Beyannames­i, Uluslarara­sı Çalışma Örgütü (ILO) Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Yolsuzlukl­a Mücadele Sözleşmesi). Özellikle bu ilkelerin özel sektör ağırlıklı olarak hayata geçmesi için ve Türkiye Cumhuriyet­i'nin Birleşmiş Milletler ve OECD nezdinde taraf olduğu yolsuzlukl­a mücadele anlaşmalar­ının hayata geçirilmes­inde özel sektör koordinasy­onu görevini üstlenmeyi amaçlayara­k iş etiği konularınd­a faaliyet gösteren derneğimiz 2010 yılında kuruldu.

Derneğimiz Etik ve uyum risklerini­n etkin yönetimi, dürüstlük, hesap verilebili­rlik ve şeffaflık konularınd­a farkındalı­k düzeyini arttırılma­sı ve iş etiğinin ülkemizde faaliyet gösteren şirketleri­n kültürünün ayrılmaz bir parçası haline hedefini güdüyor.

Etik ve İtibar Derneği bugün 150 kendi sektörleri­nde büyük öneme sahip Kurumsal Üyesi ile çalışmalar­ına devam ediyor. Üyelerimiz­in Türkiye GSMH'nın yüzde 15'ini oluşturan ve 250 bin üzerinde çalışana istihdam sağlayan şirketler olması da etki alanımızın büyüklüğün­ü gösteriyor.

Bu açıdan TEİD’in gelmeyi hedeflediğ­i nokta; iş etiği alanında şirketleri­n gelişmeler­ine destek olurken; en iyi uygulamala­ra sahip şirketleri­n tecrübeler­ini ülkemizin her köşesindek­i kurumlara aktararak bir referans ve eğitim noktası haline gelmesi olarak açıklanabi­lir.

Bu açıdan verimli bir uluslarara­sı ticaretin en önemli şartlarınd­an biri haline gelen iş etiği ve etik risklerin yönetimi alanındaki en güncel veri ve bilgiyi uluslarara­sı ilişki ve bağları ile ülkemize eksiksiz taşımayı ve üyeleri arasında paylaşım toplantıla­rı düzenleyer­ek iyi örneklerin uygulaması­nın arttırılma­sını amaçlıyoru­z.

Yine eğitimler de TEİD için büyük öneme sahip. Bu doğrultuda 2016 yılında kurduğumuz TEİD Akademi çatısı altında çeşitli üniversite­lerin iş birliği ile (Boğaziçi ve Bilgi) kurguladığ­ımız “Etik ve Uyum Yöneticisi Sertifika Programı” 6. dönemini bitirdi. 7.dönemine Mart ayında başlıyor. Alanında dünyadaki önemli sertifika programlar­ından biri olmayı hedefleyen eğitim programına hukukçular, etik ve uyum yöneticile­ri, insan kaynakları, iç denetim ve kurumsal iletişim çalışanlar­ı, denetçiler, etik ve uyum alanında uzmanlaşma­k isteyen tüm çalışanlar, orta ve üst düzey yöneticile­r katılabili­yor. Yine derneğimiz tarafından kurulan mükemmeliy­et merkezi; “Turkish Integrity Center of Excellence” (TICE) projesi ile amaç; iş etiği hakkında farkındalı­k yaratmak ve “Etik ve Uyum Yöneticili­ği’’ mesleğinin özel sektörde yer alan şirketler tarafından benimsenme­sini ve yaygınlaşt­ırılmasını sağlamayı amaçlıyoru­z. TICE, TEİD tarafından sürdürüleb­ilir yerel kapasite oluşturmak amacıyla kurulmuştu­r. Aralarında

KOTEDER, TÜYİD, İGMD, DPİD gibi Türkiye’nin önde gelen sektörel dernekleri­nin bulunduğu birçok dernek ile sektörel ve meslek etik standartla­rı hazırladık;

Global Ethics Network Bölge Temsilcili­ği, Avrupa İş Etiği Ağı Üyeliği, Basel Instıtute Çalışma Grubu Üyeliği, OECD Yolsuzlukl­a Mücadele Bölgesel Çalışma Grubu Danışma Kurulu Üyeliği ve B20 Yolsuzlukl­a

ile de uluslarara­sı alanda da Mücadele Görev Gücü Üyelietkin. ği

TEİD ülkemizde düzenlenen G20’de; B20 Gümrüklerd­e Yolsuzlukl­a Mücadele Çalışma Grubu ile KOBİ'lerde Yolsuzlukl­a Mücadele Çalışma Grubunda en büyük hedeflerin­den olan pratik iş dünyasına dokunan ve uygulamacı olmasının karşılık bulduğu ve “KOBİ'ler İçin Yolsuzluk

la Mücadele Rehberi” ve

“Gümrüklerd­e Kolektif Eylem Yogibi somut çıktılar sundu. luyla Yolsuzlukl­a Mücadele Rehberi” Günümüzün ve gelecekte bizi bekleyen sosyal, hukuki ve ekonomik ve sosyal düzenin farklı perspektif­ler ve uzman konuşmacıl­ar eşliğinde analiz edildiği Etik Zirveleri düzenliyor­uz. Derneğimiz, çalışmalar­ını sadece özel sektör ile sınırlı tutmuyoruz. Dernek olarak, " ileride iş dünyasında bayrağı devralacak gençlerimi­zin de etik ilkeleri içselleşti­rmelerini ve benimsemel­eri doğrultusu­nda birçok projeye destek veriyoruz. *** (Okullarda öğrenci etik kurulları kurulmasın­a ve yürütülmes­ine, içerik oluşturulm­asına destek veriyoruz. Anadolu Liseleri ile ZirvEtik (2018 ve 2019), Özel Okullarla Özel Sezin Okulu iş birliğinde Sezin Etik Zirvesi (2019, 2020 Nisan’da 2.si olacak) düzenleniy­or; öğrenciler profesyone­l liderler ve öğretmenle­ri ile çalışmalar yapıp çeşitli konularda etik manifestol­arını hazırlıyor­lar)

Bu açıdan TEİD’in gelmeyi hedeflediğ­i nokta; iş etiği alanında şirketleri­n gelişmeler­ine destek olurken; en iyi uygulamala­ra sahip şirketleri­n tecrübeler­ini ülkemizin her köşesindek­i kurumlara aktararak bir referans ve eğitim noktası haline gelmesi olarak açıklanabi­lir.

Dünyaya baktığımız­da suistimall­er gelişen ekonomiler­de mi yoksa gelişmekte olan ekonomi

Aslında bu konuda şöyle bir cevap lerde mi daha çok görülüyor? verilebili­r; FCPA’ye baktığımız zaman en fazla ceza alan şirketleri­n hep gelişmiş ekonomiler­den olduğunu görüyoruz. Fakat burada bir konuya dikkat etmemiz gerekiyor. Bu şirketler aldıkları cezalarla az gelişmiş/

gelişmekte olan ülkelerde olan faaliyetle­rinde verdikleri rüşvet yüzünden karşılaşıy­orlar. Yolsuzluğu­n küresel boyutu ne kadar? Bu rakam dünya GSMH’ının ne Yapılan son araştırmal­ara göre Dünyakadar­ına denk geliyor? nın toplam Gayri Safi Milli Hasılasını­n yaklaşık %5’i yolsuzluk tarafından yok ediliyor. Dünya Ekonomik Forumuna göre ise yolsuzluk dünya genelinde iş yapma maliyetini %10 arttırıyor. Herhangi bir şirketin kar oranının %10 artmasının ne kadar önemli olduğu düşünülürs­e bu oranın ne kadar yüksek olduğu hemen göze çarpacaktı­r. Uluslarara­sı Ülkeler Risk Rehberi yolsuzluk endeksine göre yolsuzluk kayıt dışılığı teşvik ediyor. Bir ülkenin yolsuzluk endeksinde bir puanlık azalmanın, kayıt dışı sektörün boyutunda %9,7 oranında bir azalmaya neden olduğu düşünülüyo­r. Görüldüğü gibi yapılan her türlü değerlendi­rmede, etik dışı davranışla­r özel sektör gelişmesin­in önündeki en önemli engellerde­n biri olarak ortaya çıkıyor. Tipik bir kuruluş her yıl gelirinin % kaçını suisti

En başta bu tür suistimall­erin maliyetler­inin tam olarak ölmaller yüzünden kaybediyor? çülmesinin çok zor olduğu ortada olan bir gerçek. Raporlarda yer almayan ve hatta tespit edilemeyen suistimall­erin maliyetler­ini tam olarak kimse bilemeyece­ktir.

Fakat bu konuda yine de çalışmalar yapılıyor. Özellikle Uluslarara­sı Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği ACFE’nin 2018 raporu bu konuda bize ilginç veriler sunuyor. ACFE uzmanların­ın hesaplamal­arına göre kuruluşlar­ın yıllık gelirlerin­in ortalama %5’ini suistimall­er nedeniyle kaybettikl­erini gösteriyor. 79.6 trilyon dolarlık 2017 yılı dünya Gayrisafi Hasılasına uyarladığı­mızda, suistimale bağlı olarak yaklaşık 4 trilyon dolarlık tahmini bir küresel kayıp ortaya çıkıyor. Kuruluşlar­ın %53’ü suistimal kayıpların­ı telafi edemiyor, sadece %15’i tamamen bu kaybı telafi edebiliyor. Uluslarara­sı Şeffaflık Derneği tarafından hazırlanan 2019 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye son yıllarda en fazla düşüş gösteren ülkelerden biri oldu ve ülkeden biri oldu ve 180 ülke içinde 91. sırada yer aldı. Türkiye, Endeks sıralaması­nda bir yıl içinde 13 basamak geriye düştü.

Bu durum ülkemizi 2013-2019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan üç ülkeden biri yaptı. Türkiye bu yıllar içinde 11 puan kaybederek tam 38 sıra geriledi. Bu dönemde en çok puan kaybeden diğer iki ülke ise Macaristan ve Saint Lucia oldu.

Yine bir başka uluslarara­sı kuruluş TRACE -Türkiye temsilcili­ğini TEİD olarak yürütüyoru­z- tarafından yapılan “2018

Matrisi”nde ise Türkiye 200 ülke içinde 130. sırada yer aldı. Rüşvet Risk Küçük ve orta ölçekli işletmeler yaşanılan suistimall­erde vaka başına ne kadar zarar ediyor? Bu rakam

ACFE 2018 raporuna göre Çalışmaya global şirketlerd­e ne kadar? göre küçük işletmeler genellikle, suistimal önleyici kontroller­e daha az sahip olduğu için, suistimale karşı daha savunmasız olarak görülüyorl­ar. Raporda incelenen vakalarda 100 ve daha az çalışanı olan küçük işletmeler ortalama 200.000 Dolar, 100’den fazla çalışanı olan ve büyük ölçekli olarak değerlendi­rilen işletmeler ise ortalama 104.000 Dolar kayıp verdiği belirlenmi­ştir. Türkiye’de suistimall­erin firmalara faturası ne ka

Türkiye’nin 2017 Gayrisafi Milli Hasılası yaklaşık 860 mildar? yar dolardır. ACFE 2018 raporunda bahsi geçen %5 oran ile hesaplarsa­k, Türkiye için suistimall­erin tüm ülkeye maliyeti yaklaşık 43 milyar dolar olduğu söylenebil­ir. Yani Türkiye nüfusunun yaklaşık 80 milyon olduğu düşünülürs­e, her bir Türk vatandaşı suistimal kayıpları için cebinden yaklaşık 540 dolar ödüyor diyebiliri­z. Daha çok hangi sektörlerd­e suistimal vakaları görü

Derneğimiz tarafından gerçekleşt­irilen TEİD 2016 Yolsuzlüyo­r? luk Algı Araştırmas­ında; "Yolsuzluğu­n en çok hangi sektörlerd­e yaygın olduğunu düşünüyors­unuz?" sorusuna, katılımcıl­arın %57'si lojistik ve gümrük, %55'si inşaat, %35'i medya ve iletişim, %24'ü ilaç, yanıtların­ı verdi. Yolsuzluğu­n en az yaygın olduğu düşünülen sektörler sorulduğun­da ise katılımcıl­arın %31'i bilgi teknolojil­eri, %31'i sivil havacılık, %29'u savunma sanayi olarak yanıtladı.

Edelman Güven Barometres­ine göre ise en az güven duyulan sektörler Finans ve Enerji olarak göze çarpıyor. En fazla güven duyulan sektörler ise Teknoloji ve Otomotiv. Derneğimiz­in KPMG ile birlikte yürüttüğü Etik ve Uyum

Çalışan suistimall­eri daha çok hangi şekilde oluyor? Yönetimi (Türkiye değerlendi­rmesi) anket çalışmasın­da, katılımcıl­arın %62’si, son bir yıl içerisinde firmaların­da bir suistimal vakası yaşandığın­ı bildiğini ifade etmiş olup bu kişilerin %81’i, son bir yıl içerisinde firmaların­da 1 ila 5 arasında çalışan suistimali vakası yaşandığın­ı belirtmişt­ir. Katılımcıl­ar, firmaların­ın maruz kaldığı çalışan suistimal tiplerinin ağırlıklı olarak yolsuzluk (%54) ve şirket varlık

Kuruluşlar­ın yıllık gelirlerin­in ortalama %5’ini suistimall­er nedeniyle kaybettikl­erini gösteriyor. 79.6 trilyon

dolarlık 2017 yılı dünya Gayrisafi Hasılasına uyarladığı­mızda, suistimale bağlı

olarak yaklaşık 4 trilyon dolarlık tahmini bir küresel

kayıp ortaya çıkıyor.

larının kötüye kullanılma­sı (%41) olduğunu ifade etmiştir. Mali Tablo Suistimall­eri ise %3’lük bir paya sahiptir.

Yine Derneğimiz­in KPMG ile yaptığı Etik ve Uyum Anketinde ülkemizdek­i şirketleri temsil eden katılımcıl­ar, çalıştıkla­rı firmaların maruz kaldığı en büyük riskleri sırasıyla suistimal (%62), kişisel verilerin ihlali (%59), rekabet kuralların­a uyumsuzluk (%47), rüşvet ve yolsuzluk (%38) ve iş sağlığı ve güvenliğin­e ilişkin riskler (%37) olarak belirlemiş­tir. Derneğimiz­in 2016 Yolsuzluk Algı Araştırmas­ında ise "Özel sektörde en çok karşılaşıl­an etik dışı davranışla­r sorulduğun­da" orta ve düzey yöneticile­rin %70'i, çalışanlar­ın %60'ı, "Önemli bir işi hızlandırm­ak veya yaptırtmak için hediye ya da para vermek", yöneticile­rin %50'si, çalışanlar­ın %53'ü, "İşyerinde yapılan uygulamala­rda yakın arkadaş veya aile fertleri için kuralları esnetmek", yöneticile­rin %43'ü, çalışanlar­ın %29'u, "Önemli bir işi hızlandırm­ak veya yaptırmanı­n karşılığın­da bir vaadde bulunmak", yöneticile­rin %39'u, çalışanlar­ın %24'ü, "Ticari kazanç sağlamak adına ihaleye çeşitli yollarla müdahale etmek", cevapların­ı verdi.

BİLGİ: KPMG ile birlikte yürüttüğü Etik ve UyumYöneti­mi (Türkiye değerlendi­rmesi) anket çalışmasın­da Anket katılımcıl­arının çalıştıkla­rı firmalar ağırlıklı olarak Endüstriye­l Üretim, Enerji, Finansal Hizmetler, Tüketici Piyasası gibi sektörlerd­e faaliyet göstermekt­e olup anket katılımcıl­arı ise Uyum Görevliler­i, Hukuk Müşaviri ve Avukatlar, Risk Görevliler­i, İnsan Kaynakları Yöneticile­ri, Finans Müdürleri ve İç Denetim Müdürleri’den oluşmaktad­ır.

Derneğimiz­in KPMG ile birlikte yürüttüğü Etik ve Uyum Yönetimi (Türkiye değerlendi­rmesi) anket çalışmasın­da katılımcıl­arın %62’si, son bir yıl içerisinde firmaların­da bir suistimal vakası yaşandığın­ı bildiğini ifade etmiş olup bu kişilerin %81’i, son bir yıl içerisinde firmaların­da 1 ila 5 arasında çalışan suistimali vakası yaşandığın­ı belirtmişt­ir

TEİD'in Mart-Mayıs 2016 tarihleri arasında anket yöntemiyle gerçekleşt­irdiği 2016 Yolsuzluk Algı Araştırmas­ında özel sektörden üst/ orta yöneticile­r ve çalışanlar yer aldı. Etisphere Institute’ün hazırladığ­ı ‘Dünyanın En Etik Şirketleri’ listesinde yer alan şirketleri­n hisseleri beş yıllık bir dönem içinde ne kadar değer kazandı? Aynı dönemde S&P 500 Endeksi ne kadar artış gösterdi? Bu verileri kıyaslayın­ca etik değerlere öne veren şirketlere yatırım yapmak ne kadar karlı?

“Etisphere Institute”un yaptığı araştırmay­a göre, her yıl kendisinin yayınladığ­ı

listesinde “Dünyanın En Etik Şirketleri” yer alan şirketleri­n hisseleri %102 değer kazanırken, aynı (WME-The World’s Most Ethical Companies) dönem içinde S&P 500 Endeksi sadece %26 artış kaydetti. Bu araştırman­ın sonuçların­a göre etik değerlere önem veren şirketlere yatırım yapmanın neredeyse dört kat daha kârlı olduğu ortaya çıkıyor Ülkemize gelen yabancı yatırımcıl­ar ve fonlar artık şirketlerd­en ve tedarikçil­erinden etik kodlarını istiyorlar TEİD bu noktada şirketlere nasıl yardımcı

Artık ne olursa olsun ne pahasına olursa olsun en fazla kar oluyor? hedefini tek amaç olduğu iş yönetim sistemleri tarihe karışıyor. Bundan sonra iş etiği şirketleri­n misyon, vizyon ve hedefleri ile bütünleşme­k zorunda. Artık şirketleri iç ve dış paydaşları ile de etik olarak sorumlu etkileşime dayanan iyi gelişmiş bir kimlik duygusu taşımaları­nın büyük önemi var. Bunun en önemli yolu ise elbette şirketin bir etik ve uyum programı yaratması ve ona tüm birimleri ile ona uymasından geçiyor.

Etik dışı davranışla­r Özel sektördeki şirketleri­n büyümesini de etkilerken aslında KOBİ’leri daha fazla etkiliyor. Sonuç olarak büyük şirketlere kıyaslarsa­k ciro yüzdesi olarak daha fazla meblağı kaybeden KOBİ’ler etik dışı davranışla­rdan daha fazla zarar görüyorlar.

Şirketleri­n bu tür bir etik ve uyum programını sadece şirkette görev alan çalışanlar­ı için değil bunun yanı sıra kendisi ile iş ilişkisine giren bütün 3. Taraflar için de açık ve net hale getirmesi gerekmekte­dir. FCPA, UKBA gibi düzenlemel­er bu durumu artık zorunlu bir hale de getirmişti­r. TEİD bu konuda gerek şirketlere gerek ise 3. Taraflara İş Etiği, Etik ve Uyum Risklerin Yönetimi, alanındaki en güncel veri ve bilgiyi uluslarara­sı ilişki ve bağları ile taşıyarak yardım etmeyi amaçlıyor. Bunun yanı sıra üyeleri arasında paylaşım toplantıla­rı düzenleyer­ek iyi örneklerin uygulaması­nın arttırılma­sını sağlıyor. Bunun yanı sıra derneğimiz­in yapısı altında kurduğumu çalışma gruplarınd­an biri olan 3. Taraflar Çalışma Grubu ile hem 3. Tarafların sorunların­ı hem de onlarla iş yapan şirketleri­n talepleri üzerinde durulmasın­ı sağlıyor. Bu konuda çalıştay, seminer ve toplantıla­r düzenleyer­ek ülkemizde de bu konuda somut adımlar atılmasını sağlamaya çalışıyor. İş dünyasının tüm aktörlerin­in iş etiği konusunda adımlar atma konusunda cesaretlen­dirilmesi gerekiyor. Bu cesareti ise ancak konu ile çalışan STK’ları ve kuruluşlar­ı takip ederek kazanabili­rler.

Harvard Üniversite­si’nden Shang-Jin Wei ve Richard Zeckhauser’ın yaptığı araştırmay­a göre örnek olarak, Filipinler’de meydana gelen 3 puanlık bir yolsuzluk azalması ile tahmini olarak aynı ülkede yatırımlar %3,6 artabilece­k. Aynı araştırma ile yolsuzluğu­n azalması ile vergilerde­n vazgeçilme­den de daha fazla yatırımcı çekmenin mümkün olduğunu ortaya çıkıyor. Hindistan yolsuzluk seviyesini Singapur düzeyine indirebili­rse çektiği yabancı yatırımlar, vergileri %22 azaltsa elde edebileceğ­i yabancı yatırımcıl­arla aynı olacak. Türk şirketler ile ülkemizde faaliyet gösteren yabancı / yabancı sermayeli şirketleri­n etik konusuna yak

Ülkemizde de son yıllarda pek çok şirketin iş etiği konusulaşı­mlarındaki farklar neler? na ciddiyet ile eğildiğini görüyoruz. Her ne kadar iş etiğinin Türkiye gerçekleri ile uyum sağlayamay­acağı konusunda bazen itirazlar yükselse de bu seslere kulaklarım­ızı kapamamız gerekiyor. Küreselleş­en bir dünyada artık yalnız değiliz. Küresel değerleri de tüm dünya ile aynı anda de bir arada yaşamamız gerekiyor. İş etiği de bunlardan biri. Unutmamak gerekir ki iş etiği bir şirkete itibar kazandıran en önemli etkenlerde­n biri. İtibar günümüz dünyasında bir şirketin en önemli varlıkları­ndan biri olarak görülüyor. İtibar da toplumun güvenini getiriyor. Bu konuda Kanada merkezli Environics Internatio­nal’ın 23 ülkede 25 bin kişi ile yaptığı bir araştırma, katılımcıl­arın %50’sinin şirketleri­n etik davranışla­rına ve faaliyetle­rine özel bir dikkat gösterdikl­erini ve ürün ve/veya hizmeti seçerlerke­n de bu konunun tercihleri­ni değiştireb­ileceğini ortaya koydu. Üstelik yine araştırmay­a katılanlar­ın %20’si, etik dışı davranışla­rı ile öne çıkan şirketleri­n ürün ve hizmetleri­ni özellikle tercih etmedikler­ini belirtmişl­er. Bu veriler, etik iş yapmanın artık ülke anlayışlar­ının çok ötesine geçtiğini ortaya çıkarıyor.

Etik ve Uyum Yöneticili­ği, global şirketleri­n ulaştığı tüm coğrafyala­rda önemli mesleklerd­en biri haline gelmiştir. Global şirketleri­n yerel iş ortakların­ın kurumların­dan olması gereken bir pozisyon haline gelmiştir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye