Ilham veren portrelerle büyüyen festival
Mersin’in kent kimliğini dünya arenasına taşıyan etkinliklerin başında yer alan Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin 19’uncusu, 22 gün süren bir şölenin ardından sona erdi. Geride unutulmaz konserler ve binlerce mutlu müziksever bırakan festivalle, sanatsal organizasyonlardaki başarının kentlerin ortak gücünden geldiğine bir kez daha şahitlik ettik.
Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin sondan bir önceki konserindeyiz. Bulgaristanlı ünlü piyano virtüözü Ludmil Angelov sahne alıyor. Kendisine Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın yetenekli sanatçıları eşlik edecek. Aslında bas bariton şan sanatçısı olan Davide Damiani, ilk kez şef kürsüsünde Festival Orkestrası’nın başına geçiyor.
Mersin’in ılıman iklim günlerine yakışan şekilde, etkileyici geçiyor konser. Angelov, ilk kez buluştuğu kent insanıyla birlikte olmaktan mutlu, son derece konsantre şekilde dokunuyor piyanosunun tuşlarına. Ravel’in Bolero’sunda genç trampet sanatçısının güçlü performansının da katkısı karşısında, İstanbul’dan konsere son anda yetişebilen ben ve tüm dinleyiciler, ne kadar şanslı olduğumuzu düşünerek bırakıyoruz kendimizi müziğin akışına.
Bu şans, 19 yıldır yakalanıyor Mersin’de. Kentini seven kanaat insanlarının ve kurumlarının birlikteliğiyle her yılı sesini daha gür çıkaran Mersin Uluslararası Müzik Festivali, bu uzun süreç içerisinde yukarıda tarif etmeye çalıştığım cinsten çok sayıda unutulmaz konsere ev sahipliği yaptı. 20 yıl kadar önce Mersin Opera ve Balesi’nin kuruluşunun 10’uncu yıl etkinlikleri kapsamında bir araya geldiklerinde, ömürlerinde sanatı ve müziği öncelikleyen Hanri Atat ve Selma Yağcı’nın fikir yolculuğundan doğan, kentin tüm sanat insanlarının birlikteliğiyle kısa sürede yaşama geçen Mersin Uluslararası Müzik Festivali ilk kez kapılarını 2002’de açıyor. Ve o günden bu yana kent bileşenlerinin başarılı ortak duruşu ile kesintisiz yoluna devam ediyor.
Valisinden, kaymakamına, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarından (STK) iş örgütlerine uzanan destekçi listelerinde, başında görev alan yöneticiler değişse de kurumlar eksilmiyor, artıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, festivalin ilk günden bu yana baş destekçileri arasında yer alıyor. Yine Akdeniz Belediyesi, Yenişehir Belediyesi, Mezitli Beyediyesi, Toroslar Belediyesi ve Tarsus Belediyesi de desteklerini her geçen yıl artırıyor. Sanat insanlarının üstün çabaları hiç olmaz denilen konserlerin gerçekleşmesine yol açıyor.
ayhan kızıltan ile buluşma
Festivalin lokomotif destekçisi Mersin Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Ayhan Kızıltan ile birlikte oluyoruz, son etkinlik Goran Bregoviç konserinden bir gün önce. DÜNYA Mersin Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt ve bir grup sanat dostu ile gerçekleştirdiğimiz sohbete katılanlar, Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin kentin tanıtımına kattığı değer konusunda hemfikir görüş bildiriyor. Hemfikir kalınan bir görüş de festivalin Mersin’in global kanaat çevrelerinin gündemine taşınmasındaki itici gücüne yönelik oluyor.
Mersin’in öteden bu yana çok kültürlü yapısı ile öne çıktığını söyleyen Başkan Ayhan Kızıltan, “Nitekim festivalimizdeki çok seslilik de bunu gösteriyor” diyor. Kendisini dinleyenlere, Oda olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi ile birlikte kentleri dışında yaşayan Mersinlilere yönelik bir tanıtım projesi üzerinde çalıştıkları bilgisini veriyor.
iki nesil bezdüz ailesi bir arada
Dilerseniz yazımıza, geride bıraktığımız festivalden birkaç kare ile devam edelim. İki Grammy Ödüllü opera sanatçımız Bülent Bezdüz’ün festivaldeki konserine parantez açmak isterim. Konser bu kez yalnızca izleyenlerini değil, eminiz ki kendisini ve kendisi gibi müzik insanı olan eşi Reyhan Karataş Bezdüz’ü de gururlandırdı. Çünkü Bezdüz Ailesi’nin ikinci kuşağı, keman sanatçısı Sesim Bezdüz ve piyano sanatçısı Doğaç Bezdüz de konserde İtalyan bandoneon sanatçısı Davide Vendramin, kontrbas sanatçısı Teymur Bayramoğlu ile yer aldı.
92 yaşındaki flütçüye saygı…
Mersin’i sanat kenti yapan önemli bir özelliği var. Sanatın hemen her türlüsü, kentte geniş kesimler tarafından icra ediliyor. Deyim yerinde ise yediden yetmişe müzikle uğraşan insan sayısı bir hayli fazla. Devlet Opera ve Balesi ile Mersin Üniversitesi Konservatuvar Bölümü’nün varlığının yanı sıra kentte çok sayıda köklü STK'ların faaliyet yürütmesi müziğin geniş kesimlere yayılmasında önemli rol oynuyor kuşkusuz. Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin teşvik edici konu başlıklarından biri de ödül kategorileri. ‘Festival Sanat Ödülü’ piyanist Doç. Ahad Asker’e, ‘Festival Kent Ödülü’ Kemal Rastgeldi’ye, ‘Nevit Kodallı Genç Yetenek Ödülü’ ise trompet sanatçısı Memet Çelik’e takdim edildi. Flütçü Kemal Rastgeldi’nin 92 yaşında olduğunu, uzun yıllar mühendis olarak İsveç’te yaşam süren Rastgeldi’nin, emeklilik yıllarını müziği merkezine alarak Mersin’de geçirdiğini belirtelim. Sizce de bu ödüller, sanatın yediden yetmişe uzanan bir yolculuk olduğunu göstermiyor mu?
Sanatı ve özelinde müziği yaygınlaştırmayı sağlayan çok sayıda proje yaşam bulmuş Mersin’de. Bunlardan arasında Reyhan Karataş Bezdüz’ün çabalarını ifade etmek isterim. Bezdüz, çalışmalarının odağına çocuk korolarına almış bir müzik insanı. 1996’da Piyanist Şefika Talipzade Bayramoğlu ile MDOB Çocuk Korosu’nu çalıştırmaya başlayan Bezdüz, koro ile ulusal ve uluslararası birçok festival, konser ve yarışmaya katıldı, ödüller aldı. 1999’da depremden etkilenmiş illerde moral konserleri veren Bezdüz’ün bu projesi, UNESCO’nun Barış Yılı listesinde yer aldı.
selma yağcı ile gelen umut ışığı
Satırlar, sanatın her yaşa ulaştırılmasına yönelik çalışmalara gelmişken, Selma Yağcı’nın hizmetlerinden bahsetmememiz mümkün değil. Festivalin Yürütme Kurulu Başkanlığı’nı uzun yıllardan bu yana yürütmekte olan, etkinliğin ilk fikir insanlarından Selma Yağcı’yı unutulmaz kılacak hizmetlerinin başında, kuruluşuna bizzat önderlik ettiği koroların varlığı geliyor. Mersin Polifonik Korolar Derneği Yürütme Kurulu Başkanı da olan Selma Yağcı, ‘ her çocuğun sanat dallarına ulaşma hakkı vardır’ mottosuyla yürüttüğü projelerden olan Umut Işığı Korosu, tamı tamına 22 yaşında.
Mersin’in yöresine katkı sunan ailelerinden Merzeciler’in üyesi Selma Yağcı’nın ömrü tiyatro ve müzik ile geçmesine karşın, organize eden, düzenleyen, proje üreten yönü sanatçı kimliğinin önünde yer almış. Bu yılki etkinliğin sonlarına doğru yaptığım görüşmede, o da tıpkı MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan gibi kentinin çok sesli kültür yapısından bahsediyor. “Çocukluğumda başka bir Mersin vardı, din, dil, ırk ayrımı yapılmadan, herkesin kardeşçe yaşadığı bir kentti, Mersin. Genç hanımların bisiklete bindiği, tenis oynadığı, halkevlerinin müzik ziyafeti sunduğu, mahallelerde unutulmaz dayanışmaların yaşandığı bir kent ortamında büyüdüm. Şimdi de çok gelenek sürdürülüyor, ancak eskinin tadı başka idi” diyor ve ekliyor, “Sanat yaşamın sihirli gücüdür. Herkesin sanat yapmaya hakkı vardır”.
Besteleri ve Çingeneler Zamanı gibi ünlü film müzikleriyle ülkemizde çok sevildiğine inandığım Goran Bregoviç konseriyle sona erdi bu yılki Mersin Uluslararası Müzik Festivali. Balkan müziğinin en önemli temsilcisi olarak çok kültürlü yaşamlara kucak açan müzik anlayışıyla gönülleri fetheden Goran Bregoviç’e dakikalarca süren sevgi gösterisi, kanım odur ki aslında Festival’e emeği geçen herkesi de kucaklıyordu.