“çıkmaz sokak çocukları”
Hikâyenin yaratıcısı Cenk Çalışır, romana okumaya alışageldiğimiz üçüncü sayfa haberlerinden farklı bir son biçmeyi gerçekçi bulmamış. Haksız da sayılmaz hani.
Yazar Cenk Çalışır, 2010’da yayınlanan “Satranç Cinayetleri” ile polisiye dünyasına adım atmış. O günden bugüne verimli bir kalem olarak “Zehr-i Katil”, “Oyun İçinde Oyun”, “Kan Yağmuru”, “Kilit Operasyonu” ve “Beria” romanlarını ve “Her Temas Bir Öykü Bırakır 1” ve “Her Temas Bir Öykü Bırakır 2” isimli öykü kitaplarını yazmış. “Çıkmaz Sokak Çocukları”, yazarın yedinci romanı olarak Oğlak Yayınları etiketi ile karşımızda.
Çıkmaz Sokak Çocukları, farklı ortamlarda yetişen karakterleri bir araya getiriyor; bir yanda neredeyse nefes alması bile yasak kadınlar, hayat çizgisi babasının iki dudağının arasından çıkacaklarla şekillenen kız çocukları; öbür tarafta hayata bir kaybeden olarak başlayıp iyi-kötü yol ayrımında hangi yöne sapacağına karar veremeyenler; macera için ya da açgözlülükle suç işlemeye yeltenen yeni yetmeler ve bütün bu kaosu daha da çetrefil hale getiren evvel ezel bile isteye suçlu yaşayanlar…
Cinayet Büro Başkomiseri Ziya ve ekibi, önceleri köyken zamanla şehre eklemlenen, bahçeli evlerin bulunduğu bir mahallede olay mahali mekâna geldiklerinde dokuz cesetle karşılaşırlar. Üçü Mickey Mouse, üçü kar maskeli iki gruba ilave olarak anne-baba ve genç kızdan oluşan hane halkı acımasızca katledilmiştir. Davayı araştırmakla görevlendirilen Ziya, yardımcıları Koray, Emre ve Seda ile zaman kaybetmeden çalışmaya başlar. Kar maskelilerin tamamının yoksul mahallelerde büyüdüğü ve çeşitli suçlardan sabıka kayıtları olduğu ortaya çıkarken; Mickey Mouse maskelilerin üniversite öğrencisi olduğu ve şimdiye kadar herhangi bir olaya karışmadıkları belirlenir. Ev sahibi Halis Bey ise hali vakti yerinde, çevresinde sayılan bir tüccardır. Eşi Nermin Hanım ve kızları Elif ’le kendi hallerinde muhafazakâr bir hayat sürmektedirler. Birbiriyle ilgisiz gibi görünen bu üç grubu ortak bir cinayette buluşturan ne olabilir? Soruşturma neredeyse umutsuz devam ederken Seda’nın bulduğu Elif ’e ait günlük, ekibin yolunu bir parça aydınlatacaktır. Baskı altında yaşayan bir genç kızın bunalımları, bir parça özgürlük için ailesine söylediği yalanlar, babasının şiddetini göze alarak üstlendiği riskler, bütün saflığı ile önüne çıkan ilk erkeğe âşık olması insanı düşündürürken, hayatının aşkı için tasarladığı soygun ve kaçırılma planı, cesareti şaşkınlık verici. Ancak ne acıdır ki “Leyla”, varını yoğunu kaybetmeye, önüne çıkan her engeli yakıp yıkmaya yeminliyken hikâyenin “Mecnun”u Ferit”in, Elif ’i sadece yoksulluktan kurtulmaya bir araç olarak görüyor olması benim gibi romantik okuyucuları hayal kırıklığına uğratacak. Belli ki hikâyenin yaratıcısı Çalışır, romana okumaya alışageldiğimiz üçüncü sayfa haberlerinden farklı bir son biçmeyi gerçekçi bulmamış. Haksız da sayılmaz hani, o kadar uzun süredir hem Türkiye hem bütün dünya yoğun bir şekilde felaket haberlerine maruz kalıyoruz ki, insanı mutlu edecek, gülümsetecek hiçbir şey olmuyor sanki. Zaten kazara iyi ve güzel bir olaya, habere denk gelsek onu da sayısız komplo teorisi ve kuşkuculuğumuzla boğuveriyoruz.
Çıkmaz Sokak Çocukları, ara ara Yeşilçam hikâyelerine göz kırpan akıcı bir polisiye romanı.