Cinayetsiz bir polisiye mümkün mü?
İnsanlar hakkında iyi ya da kötü önyargılarımızın karar verme yetimizi nasıl etkilediğini usul usul anlatıyor Josephine Tey. Bağırıp çağırmayan, kimsenin kimseyi kesip biçmediği ama polisiye gizem ve heyecanı dorukta bir roman.
FRANCHISE DAVASI,
JOSEPHINE TEY, TÜRKÇESİ: BETÜL CEVAHİRCİOĞLU,
SAHİ KİTAP, 312 S.
Elizabeth Mackintosh, 1896 yılında Inverness İskoçya’da dünyaya geldi. Fizik tedavi eğitimi aldı, Birinci Dünya Savaşı döneminde gönüllü hemşire olarak görev yaptı. 1923’te hasta annesine; annesinin vefatından sonra da babasına bakmak için doğduğu şehre geri döndü. Babası ile ilgilenirken yazarlık kariyerine başladı. 1920’lerden itibaren hikâye ve şiirleri yayınlanmaya başladı. 1929’da “The Man in the Queue” isimli ilk dedektif romanını Gordon Daviot mahlası ile yazdı. Aynı isimle kısa ve uzun pek çok tiyatro oyunu da kaleme aldı.
Mackintosh daha sonraki polisiye romanlarını Josephine Tey imzası ile yayınlamayı tercih etti ve bu isimle ünlendi. Bu yazının konusu olan “Franchise Davası” da dahil olmak üzere altı Komiser Alan Grant romanı - ki Grant’ın Franchise Davası’nda çok baskın bir rolü yoktur - yazdı. Bu roman, 1990’da İngiliz Polisiye Yazarları Birliği tarafından tüm zamanların en iyi romanları listesinde 11. sırada yer aldı. Aynı seriden “Zamanın Kızı” (The Daughter of Time) ise Agatha Christie, Raymond Chandler, John le Carre, Edgar Allan Poe ve nice ismi ve eserini geride bırakıp listenin bir numarası seçildi.
Zamanının Kızı’nın
Türkçe yayınlandığı 2015’te Erol Üyepazarcı, iki dünya savaşı arasındaki dönemde “Polisiye Romanın Üç Büyük Hanımefendisi” olarak ün kazanan Agatha Christie, polise. İfadesine göre, bulduğu ilk fırsatta üzerinde geceliği ile yola düşüp ailesinin yanına dönecektir. Kane’in duru ve çocuksu güzelliği her görende kesinlikle masum olduğu izlenimi yaratacaktır.
Sakin yaşantısını sürdüren Milford bu olayla çalkalanmış, şehir herkesin ağız tadıyla dedikodusunu yapılabileceği bir davaya kavuşmuştur sonunda. Uzak akrabalarından miras kalan Franchise’a yakın zamanda yerleşen Sharpe’lar zaten şehirdekilere uzak tavırları ile o zamana kadar kâbul görmemiştir. Kane’in suçlamalarına karşı kendilerini korumak için seçtikleri isim Blair, Hayward ve Bennet Hukuk Bürosu’nun sahiplerinden Robert Blair olacaktır. Ceza hukuku hakkında hiçbir deneyimi olmamasına rağmen Robert, olayın ve de Marion’ın büyüsüne kapılarak Sharpe’ların özel detektifliğine soyunacak ve Lin Hala ile akşam yemekleri, arkadaşlarıyla golf rutininden sıyrılıp gecesini gündüzünü bu olayı soruşturmaya adayacaktır.
Mackintosh ya da Tey, romanda durgun şehir hayatını; Anne Sharpe, Lin Hala, Marion ve Betty Kane gibi birbirinden farklı şekilde güçlü kadın karakterleri karikatürize etmeden, abartmadan o kadar doğal betimliyor ki hayran kalmamak mümkün değil. İnsanlar hakkında iyi ya da kötü önyargılarımızın karar verme yetimizi nasıl etkilediğini usul usul anlatıyor yazar. Bağırıp çağırmayan, kimsenin kimseyi kesip biçmediği ama polisiye gizem ve heyecanı dorukta bir roman.