Yüksek mimar ve sanat insanı elgiz ile sanat kentlerine yolculuk
Paris, 30-40 yıl öncesine göre en gözde sanat kentiydi. Türk sanatçıların da rüyasıydı. Dünyada sanatın merkeziydi. Sanatın merkezi oradan New York’a kaydı. Deyim yerinde ise New York, Paris’in tahtını elinden aldı. Önemli fuarlara, müzelere ev sahipliği yaptı. Ardından Londra geldi. Kentin bu alandaki önemli etkinliği Frieze Çağdaş Sanat Festivali ile öne geçtiğini söyleyebilirim. Ünlü Christie’s Müzayedeevi’nin sahibi Fransız Francois Pinault, Paris’te Seine Nehri yakınında bir müze kurmak istedi. Mülki idare ile anlaşamayınca Venedik’e yöneldi. Bir Venedik sarayı olan Palazza Grassi’de 2006’da muhteşem bir müze açtı. Gucci, Yves Saint Laurent markalarının da sahibi Pinault, ikinci müzesini de yine birkaç yıl sonra Venedik’te, eski bir gümrük binasında (Punta della Dogana) kurdu. İlk müze de Punta della Dogana da Japon Tadao Ando imzasını taşıyor. 2 bin 500 parçalık koleksiyonunun 141’i Punta della Dogana’da sergileniyor.
Bilbao, kimsenin bilmediği bir şehirdi. Ne dünyaca bilinen sanat eserleri vardı ne ilginç bir lokasyonda bulunuyordu. Guggenheim Müzesi kuruldu. Mimar Frank Gehry tarafından inşa edildi. Belki de dünyanın en güzel müzesi. 120 milyon dolara mal oldu sanırım. Milyonlarca insan sırf müzeyi gezmek için Bilbao’ya gidiyor. Berlin, özellikle çağdaş sanatta çok yükseliyor. Doğu ve Batı Berlin’in 90’lı yıllardaki birleşmesinden sonra sanat merkezleri daha da arttı. Çünkü, Doğu Berlin’in muhteşem binaları sanat merkezi talepleri için değerlendirildi. İstanbul ise dünyanın kabul ettiği en güzel şehirdir. Sanat için gezen insanlara çok önemli bir merkez olabilme şansı hala ve her zaman vardır. Tarihi ve lokasyonu ile emsalsizdir. Sanat merkezi konusunda tarihi bir fırsat kaçırmıştır İstanbul. Sarkis Gülbenkyan Osmanlı döneminde doğmuş bir Ermeni vatandaş. Petrol ile zengin olmuş, sanata çok düşkün. İstanbul’da ağırlıklı Türk ve İslam sanatından eserlerin bulunduğu koleksiyonunu bağışlayacağı bir müze kurmak ister, dönemin yönetimine başvurur. Bir anlaşma imkânı olmayınca Lizbon’a yönelir. Bugün Lizbon’da bulunan Gülbenkyan Müzesi, kentin en önemli sanat merkezidir. (DÜNYA Kitap notu: Gülbenkyan Müzesi, Sarkis Gülbenkyan’a ait dünyanın en büyük koleksiyonlarından biri olarak kabul edilen 6 bin parçadan oluşan koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Koleksiyona ait 111 eser, 2006’da Sabancı Müzesi’nde sergilenme imkânı buldu.)