Dikkat çeken iki kitap!
Bu yılın son yazısında iki kitap tanıtacağım. İlk kitap, Okumak İstemeyen Otti. Yazarları İpek Ongun ve kızı Defne Ongun Müminoğlu. Merve Ergenoğlu resimlemiş. İkinci kitap Şiirsel Taş’ın yazdığı ve Zeynep Özatalay’ın resimlediği Kurda Kuşa Aşa.
Yılın son yazısının başına oturduğumda kendim de zamanın hızına, yılın bitmekte oluşuna, hâlâ Covid ile mücadele etmekte olduğumuza ve insandan sakınarak bir yaşam sürdürdüğümüze inanamıyorum.
Bu yılın son yazısında tanıtacağım ilk kitap, Okumak İstemeyen Otti. Artemis Yayınları tarafından çok özenle basılmış. Yazarları çocuk edebiyatı alanına çok emek vermiş isimlerden İpek Ongun ve kızı Defne Ongun Müminoğlu. Merve Ergenoğlu da başarılı resimlemesi ile kitaba dinamizm ve duygu katarak okuma keyfini desteklemiş.
64 sayfalık bu kitap ( bu boyutuyla ilkokul 1-2 için uygun) “Hem oynarım hem okurum diyenlere” ithaf ile başlıyor. Otti, oyun oynamayı çok seven bir su samuru. Henüz okuma bilmeyen kardeşi Potti, harika yemek yapan ve bol kitap okuyan annesi, her gün gazete okuyan babası, sanatçı teyzesi, arkadaşları çizgi romana bayılan Kuki, romantik şair Romi, oyunu seven Sporti ve biricik öğretmeni denizatı kitabın diğer kahramanlarını oluşturuyor. Kitabın ana ekseninde öğretmenin tüm tatil boyunca istedikleri gibi oynayabileceklerini tek ödev olarak tatil dönüşü bir kitap okuyarak arkadaşlarına sunmaları gerektiğini belirtmesi var.
Tüm arkadaşları ödevden keyiflenirken ve kimi çizgi roman kimi fen bilimleri ile ilgili kitap seçerken Otti karalar bağlıyor. Kitabın ikinci ekseninde denizlerin kirliliği meselesi yer alıyor. Bu konu hem babanın paylaştığı gazete haberleri hem annenin paylaştığı bir kitaptan bilgiler aracılığı ile sürdürülüyor. Üçüncü eksende de yazın türleri hakkında değişik seçenekler olduğu, olgulara yedirilerek hissettiriliyor. Örneğin Puffi’nin paylaştığı ve Otti’yi kitaba bir adım yaklaştıran yarasaların saatte yaklaşık bin böcek yiyebildikleri bilgisi kurgu dışı bilgi veren bir kitaptan geliyor ya da arkadaşlarının paylaştığı ilginç bilgiler dergilerden okunmuş oluyor. Şiir türü ile Otti, arkadaşı Romi vasıtası ile tanışıyor. Sona yaklaşırken okuma sevmez Otti’yi kardeşine kitap okurken izliyoruz. Kardeşi daha bir kitap bitmeden uykuya dalmışken Otti gecenin ilerleyen saatlerine kadar kitap üstüne kitap devirmektedir ve tatil dönüşü nasıl bir sunum yapacağı zihninde kristalleşmiştir.
Kitabın sonundaki Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı destekli poster dünyadan ve
Akdeniz’den bilgiler sunarak dünyamıza insan eliyle verilen hasar okurun dikkatini çekiyor. Akdeniz Plastik Raporuna göre atıkların yüzde 95’ini plastik maddeler oluşturuyor ve bugüne kadar 270’ten fazla hayvan türünün plastik atıklara takıldığı, 240’tan fazla türün ise plastik yuttuğu belirlenmiş. Posterin arkası ise çevre kirliliğine insanın yaptığı katkı konusunda çocukları bilinçlendirmek için bir oyun şeklinde tasarlanmış. Kızma Birader mantığı ile hazırlanmış oyunda örneğin bez torba ve file kullandın karesine gelirsen dört kare daha ilerleyebiliyorsun ya da çok fazla kâğıt havlu kullandın karesine gelirsen dört kare geri gidiyorsun. Yani kitap ithafta belirttiği “Hem okurum hem oynarım diyenlere” verdiği sözü tutarak sonlanıyor. Bu kitabı okuyarak okumaya dirençlerini yenecek ve okumanın çok zevkli bir faaliyet olduğunu kavrayacak çocukların karşısına dilerim ikinci tanıtacağım kitap çıksın.
kurda kuşa aşa
İkinci kitap Doğan Egmont’un yayımladığı Şiirsel Taş’ın yazdığı ve Zeynep Özatalay’ın resimlediği Kurda Kuşa Aşa. Şiirsel Taş, yazın hayatımıza kendi ürettiği 11 çocuk kitabının yanı sıra hem çocuk hem bilimsel eser çevirileri ile katkı veren “üretip, üleşen” bir değerli yazarımız. Zaten Kurda Kuşa Aşa kitabını da üretip üleşenlere adamış. Bu kitapla dilimizin zenginliklerinden güç alan kalemini Anadolu bilgeliğine yaslayarak derinleştirip ete cana büründürüyor. İpuçlarını Sözcü Koyunların Sözcük Oyunları kitabında vermişti. (https://ayfergurdalunal.com/tr/ cgy/220.html). O zaman yazdığım “Şiirsel Taş, çocuğu çok ciddiye alan ve okurunun üst gelişmişlik düzeyinde bir metni kavrayacağına güvenen bir yazar. Diğer anlatıları gibi, bunda da doğa sevgisini izleyebiliyoruz” yargısını bu kitap pekiştirerek geliştirdi. Kurda Kuşa Taşa“Kim takılır peşine, eksik bir bilmecenin” diye başlıyor ve değişik bilmecelerin peşine düşüp, onların öyküleri ile beslenip aklın unuttuğunu gönül unutmaz bölümünde eksik bilmecenin tümünü hatırlayarak son buluyor. Bilmecelerle atalarımızla olan dil ve kültür bağımızı pekiştirmenin yanı sıra onların deneyiminden damıtılmış bilgelikle de karşılaşıyoruz. Kitabın bölümleri şöyle: Ayının 40 Türküsü Var 40’ı da Ahlat Üstüne, Arı Kahrı Çekmeyen Balın Kadrini Ne Bilsin, Keçiyi Yardan Uçuran Bir Tutam Ottur, Su Gibi Aziz Ol, Aklın Unuttuğunu Gönül Unutmaz.
Anadolu bilgeliği bölümlerdeki heyecanlı öykülerin içine ustaca yedirilmiş. Son bölümde eksik bilmecenin ninesinin ördüğü ebruli hırkanın cebinin en derinine saklı eldivene işlenmiş olduğunu anlıyoruz. “Ah umutlar, umutlar/göz nurunda bulutlar/ayaklarından emer/tepesinden yumurtlar.” Yanıt ise diğer tekin avucuna nakşolmuş: Kurda, kuşa, aşa. Bilemedinizse başvurun kitaba.
Dede bu son bölümde döngüyü şu sözlerle sonlandırıyor. “Aklın unuttuğunu gönül unutmaz evlat. Hele masalla, meselle, bilmece ile anlatılanı hiç unutmaz. Bir zamanlar ninenle ben anlatmıştık sana şimdi sıra sende. Sen anlat.”
Anadolu bilgeliği doğayı yok etmeden, ondan geleni, onla paylaşarak çoğalma bilincini kavramıştı. Zaman içinde kaybolanı, masalla, meselle, bilmece ile tadına doyulmaz bir dille gönlümüze girerek canlandırmaya çalışıyor Şiirsel Taş.
Yazımı kitabı sonlandıran şiirle bitirirken, dilerim çok sayıda çocuk bu nefis eserle karşılaşsın.
Eskiler biliyormuş/Bu işin hikmetini/ Tekimiz açlık çekse/Kalan herkes sebebi
Ninem, dedem derdi ki/Doğanın bereketi/ Paylaştıkça bollaşır/Kendinden kerameti
Gözü hiç doymayanın/Asıl gönlü aç, yazık/Gözü gönlü tok olan/Taşır azıcık azık
Gördüm ki açlık büyür/Açgözlüler arttıkça/İyisi mi üleştir/kurda kuşa ve aşa
Yılın bu son ayı zaten üleşme, üleştirme ayı. Kitapla, dostla, doğayla beslenerek kalın.