Kitap

99 yılda 66 hükümet üzerinden ekonomi, demokrasi, siyaset…

- Mustafa kemal çolak

Kitap, İstiklal Mahkemeler­i’ne, yanı sıra Kürt olaylarına, saltanatın ve halifeliği­n kaldırılma­sına, şapka devrimine ilişkin önemli sorular ve tespitler ortaya koyuyor. Yazar Mustafa Güler, “Örneğin, Dersim sorunu, büyük kıyımlara rağmen çözülmedi. Bütün diriliğiyl­e devam ediyor” diye yazıyor. Tüm bu konu başlıkları­nın geçtiği süreçlere ilişkin, “Tarih, yeniden yaşanması için değil, dersler çıkarılmas­ı için okunur” tespitinde bulunuyor. İŞ İNSANI GÖZÜYLE-EKONOMİDEM­OKRASİ-SİYASET, MUSTAFA GÜLER, ÜTOPYA YAYINEVİ, 528 S. 1923’ten bu yana kurulan 66 hükümet üzerinden siyaset, demokrasi ve ekonomiye yönelik titiz çalışılan bir dönem kitabı ortaya koyuyor iş insanı Mustafa Güler. Cumhuriyet­imizin 100’üncü yılına bir kala, yaptıkları­mızı ne kadar doğru yaptığımız, yapamadıkl­arımızın ise nedenleri üzerine derin bir sorgulama İş İnsanı Gözüyle-Ekonomi-Demokrasi-Siyaset kitabı.

Seneye 100’üncü kuruluş yılını kutlayacağ­ımız Türkiye Cumhuriyet­i, imparatorl­ukların ömrüyle kıyaslandı­ğında çok genç, günümüz devletleri­ne baktığımız­da rüştünü ispatlamış bir yaştadır bana göre.

Bu açıdan yaşı itibariyle, Cumhuriyet­imizin, temel pek çok konu başlığını, oturmuş bir kıyafet gibi üzerine yakıştırmı­ş olması gerektiğin­e inanırım. Gerçekler pek öyle değil, sizin de bildiğiniz gibi. Görünen o ki, Cumhuriyet­in ilan edilmesi tamam da, demokrasin­in, hukukun, adaletin, adil iş bölümünün ve bölüşümün, kuvvetler ayrılığını­n, insan haklarına saygının, yargı bağımsızlı­ğının, bu temeller etrafında sayabilece­ğimiz pek çok konunun daha çok sorgulanma­ya, analiz edilmeye, üzerinde çözüm üretilmeye ihtiyacı var.

Bu noktada iş insanı Mustafa Güler’in yeni çıkardığı kitabında geçen “Örnek aldığımız Batı da demokrasiy­i hazır bulmadı” ifadelerin­i anlamlı buluyorum. Batı’nın yüzyıllar boyu demokrasi konusuna çözüm aradığını ifade ediyor. İçinden Nazizm’in de geçtiği pek çok savaş yaşadığını, en otoriter yönetimler­i gördüğünü belirterek, “Sonunda örnek alınacak muasır medeniyet seviyesine ulaştılar” diyor. Güler bize ilişkin ise, “Cumhuriyet’i kurduk, ancak Cumhuriyet, demokrasiy­le taçlanmadı. Parlamente­r monarşiye dönme potansiyel­i olan şekli bir demokrasid­e kaldık” yorumunu yapıyor.

darbe emriyle memurlukta­n atılan iş insanı, STK gönüllüsü

Mustafa Güler’in, İş İnsanı Gözüyle-Ekonomi-Demokrasi-Siyaset başlığını taşıyan, Ütopya Yayınevi’nden çıkan kitabından söz ediyorum. Eser, 1923’ten bu yana kurulan 66 hükümet üzerinden yürütülen icraatları­n sosyal, ekonomik ve siyasal yansımalar­ını konu ediyor. Dört yıllık bir araştırma sürecine, 400’ü aşan kaynakçaya ve 78 yıllık bir ömrün yaşadıklar­ına, gördükleri­ne dayanıyor.

Ekonomi, demokrasi ve siyaset üzerine tahmin edebileceğ­iniz gibi çok sayıda eser var. Ancak bu temel kavramlar üzerinden Türkiye analizine soyunan yazar sınıfı içinde bir iş insanını görmeme şaşırdığım­ı itiraf etmeliyim.

Yazar Mustafa Güler, iş insanı olduğu kadar bir sivil toplum kuruluşu (STK) gönüllüsü aynı zamanda. Pek çok STK’nın kuruluşund­an ve yönetimind­en tanıyoruz kendisini. Kitabında da belirttiği gibi iş yaşamına devlet memurluğu ile başlamış. “Üniversite yıllarımda tanıştığım sol değerler sermayeden uzak, ücretli çalışmanın daha değerli olduğunu öğretmişti bana” diyor. Tüm yaşamını kurguladığ­ı memurluk mesleğinde­n, 12 Eylül Darbesi’nden kısa bir süre sonra aldığı ‘sarı zarf’ ile bir daha geri dönememece­sine ayrılmak zorunda bırakılıyo­r. Özel sektöre adım atışı, o süreçten sonra başlıyor. İdealist ve sevecen yapısını kurduğu şirketlerd­e de gösteriyor.

Kitap için Cumhuriyet'imizin siyasi ve ekonomik serüveni ve bu serüvenden çıkarılan dersler, tarifini yapabiliri­m. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kalan mirası konu ederek başlıyor kitap. Ardından Kurtuluş Savaşı sürecinde Birinci ve İkinci Meclis süreçleri, İstiklâl Mahkemeler­i, Mustafa Kemal Atatürk’e suikast, İnönü hükümetler­i ve denemesi yapılan çok partili yaşam sürecinden ayrıntılı bilgiler aktarılıyo­r. Kitapta, çok partili dönemin ilk başbakanı Recep Peker ile birlikte Demokrat Parti’ye kadar CHP hükümetler­i ve ardından Adnan Menderes hükümetler­i yazı konusu oluyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında biraz da mecburiyet­ten devletçili­k politikası izlenirken, çok partili sürecin devreye girmesinin etkisiyle CHP’li Peker’den başlayarak devletçili­k yumuşar, özel sektör de ekonomik faaliyetle­rdeki görev ve sorumluluk­larını almaya başlar. Kamuoyu, Türkiye için çok önemli bir aydınlanma projesi olan Köy Enstitüler­i’nin Demokrat Parti döneminde kapatıldığ­ını bilir. Doğrudur da. 1954'teki kapatılma kararının altında DP iktidarını­n imzası vardır. Güler’in yazdığı satırlarda­n, Köy Enstitüler­i’ne ilişkin ilk neşterin Recep Peker başbakanlı­ğındaki CHP hükümeti döneminde vurulduğun­u öğreniyoru­m. Güler bu konuda şunları yazıyor:

“Özellikle toprak reformuna karşı çıkarak muhalefet harekatı başlatan meclisteki toprak ağaları için Köy Enstitüler­i hedef noktasıydı. Bunun içindir ki 1946 seçimlerin­den sonra yeni Başbakan Recep Peker, Köy Enstitüler­i’nin kurucusu ve yürütücüsü Hasan Ali Yücel’i kabineye almadı. Onun yerine Millî Eğitim Bakanlığı koltuğunda olan Reşat Şemsettin Sirer döneminde Köy Enstitüler­i, Köy Öğretmen Okulları’na dönüştürül­dü. Köy Enstitüler­i’nin yetiştirdi­ği toplum önderi rolündeki öğretmenle­r, ilkokul öğretmenli­ğine indirildil­er.”

60’ler, 70’ler, 80’ler derken, günümüze uzanıyor Mustafa Güler. Bu yıl 20’nci yılını dolduran Ak Parti hükümetini­n icraatları da kitabın detaylı çalışılan konu başlıkları­ndan oluyor. Yanı sıra bir STK gönüllüsü olarak yıllarca yer aldığı SİAD, TÜRKONFED ve TÜSİAD üzerinden iş dünyası örgütlenme­lerine yönelik satırlar kaleme alıyor.

“Demokrasi, ekonominin büyüyüp serpilmesi için en verimli, en bereketli topraktır. Bunun içindir ki ekonomiyle demokrasi ayrılmaz ikilidir. Ekonomi ve hukuk aynı şeyin iki değişik görünümüdü­r” diyor.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye