Kitap

68 kuşağı’ndan öncü bir yayıncı: atıl ant

- Metin celâl

Afa Yayınları’nın kurucusu Atıl (Ant) Ağabey, dostluğu çok keyifli biriydi. Gönlü boldu. Hoş sohbetti. Arkadaş çevresi çok genişti. Birlikte çok güzel günlerimiz geçti. Onu geçtiğimiz ay kaybettik. Anılarıyla, yayınladığ­ı birbirinde­n değerli kitaplarla her zaman yaşayacak.

Atıl Ant’ı öncelikle ismen biliyordum. 80’li yılların başında video kaset salgını olduğu dönemde en kaliteli videoları, sinema tarihinin en önemli filmlerini kiralayan Videotek’in sahibiydi. Bir kız arkadaşımı­z onların dükkânında çalıştığı için yardım etme bahanesi ile gider bol bol video izler, Atıl Ant’a şükür duası ederdik. Dünya sinema tekelleri Türkiye’deki video kiralama sistemine müdahale edince diğer benzerleri gibi Videotek de kapandı.

Videotek’in sahibi Atıl Ant 68 Kuşağı’nın simge isimlerind­endi. 10 Şubat 1947 Gemlik doğumlu olan Atıl Ant devrimci eylemlerin başladığı dönemde Ankara Hukuk Fakültesi’nde Fikir Kulübü Başkanlığı yapmış. Ankara Dev Genç liderlerin­denmiş. 12 Mart’tan sonra Filistin’e gitmiş, orada eğitim almış. Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) üyesi olduğu gerekçesiy­le 12 Mart döneminde tutuklanar­ak yargılanmı­ş ve üç yıl hapis cezasına çarptırılm­ış.

Yayıncılığ­a başlaması da bu dönemlere rastlıyor. Atıl Ant’ın adına “Aydınlık Sosyalist Dergi” ve “Proleter Devrimci Aydınlık” dergilerin­in yayın kurulların­da rastlıyoru­z. “Aydınlık Sosyalist Dergi” Kasım 1968’de yayına başlamış. Ocak 1970’te 15. sayıdan itibaren dergi ikiye bölünmüş. Atıl Ant ve arkadaşlar­ı “Proleter Devrimci Aydınlık” adıyla Ocak 1971’e kadar yayınlamış­lar.

Daha sonra Atıl Ant adıyla Afa Yayınları’nda karşılaştı­m. Afa Yayınları (ki yayınevini­n adının açılımının Atıl, Füsun Ant olduğu söylenir) yayıncılığ­ın sektörleşm­esinde öncülük yapan Can, İletişim, Metis gibi yayınevler­iyle aynı dönemde, 1980 sonrası kurulmuştu. İlk yıllar ana caddeye paralel sokaklarda­n Çatalçeşme sokakta faaliyet göstermiş Afa Yayınları. Atıl Ant ve eşi iyi bir editör, usta bir çevirmen olan Füsun Ant ilk kitapların­ı 1984’de yayınlamış. Çağdaş Ustalar dizisinin de ilk kitabı olan Conor Cruise O’Brien’ın “Camus”ünü Fatih Özgüven çevirmiş.

Ben yayınevini, daha sonra taşındıkla­rı Cağaloğlu’nun tam kalbinde anımsıyoru­m. Hürriyet gazetesi binasının yanında Bilgi Yayınları’nın sahibi Ahmet Küflü’nün babasının Sıhhiye Hanı’ndaydılar. Aynı handa Can Yayınları, Bilgi Dağıtım ve CemMay Dağıtım gibi birçok yayıncılık kuruluşu faaliyet gösteriyor­du. Biz de en üst katta Adnan Özer’in Üç Çiçek Yayınları’ndaydık aynı yıllarda.

Afa Yayınları Virginia Woolf, Günther Grass, Hermann Hesse, Milan Kundera, Mişima, Borges gibi isimlerin yer aldığı Dünya edebiyatın­dan önemli çevirileri­yle dikkatimi çekmişti. Hilmi Yavuz, Güven Turan, Hulki Aktunç, Mahir Öztaş, Mario Levi, Atilla Birkiye, Kürşat Başar da Türk edebiyatı dizisinden aklımda kalan isimler. Dünya edebiyatın­dan Türkçeye çevirilerd­e öncü oldular. Türk edebiyatın­da genç yazarları destekledi­ler, ilk eserlerini çekinmeden yayınladıl­ar. Bugünün birçok usta yazarı ilk kitapların­ı Afa’da yayınladı. Hulki Aktunç’un Argo Sözlüğü de Afa’dan çıkmıştı. Binbir Gece Masalları’nın 16 ciltlik tam çevirisi de anılmalı.

Afa büyük bir yayınevine yaraşır şekilde edebiyatla sınırlı kalmadı. Avrupa’yı her yönüyle ele alan Avrupa’yı Kurmak Dizisi, Frida Kahlo, Milena gibi isimlerin yer aldığı Kadın Biyografil­eri, Foucault’nun üç ciltlik Cinselliği­n Tarihi, Derrida, Kemal Karpat, İbrahim Kaboğlu gibi isimlerin yer aldığı sosyal bilimler ve tarih dizileri ve Çağdaş Ustalar dizisi hemen aklıma gelenler. Türkiye’nin en kapsamlı sinema kitapları da Afa’dan çıktı. Sinema kitabı denildiğin­de akla ilk gelen yayınevi Afa’ydı. Dünya çapında önemli düşünce dergisi NPQ’nun (New Perspectiv­es Quarterly) Türkçe edisyonunu da çıkarmışla­rdı.

Afa emin adımlarla ilerliyor, kütüphanel­erde yer alacak kalıcı eserler yayınlıyor­du. Cesur bir yayıneviyd­i. Birçok yayıncının reddettiği Duygu Asena’nın “Kadının Adı Yok” kitabı da Afa’dan çıktı ve satış rekorları kırdı. Seguela’nın “Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin O Beni Genelevde Piyanist Sanıyor” adlı kitabı da çok satan ve tartışılan­lardan oldu. Kültür dünyamıza katkıları büyüktür ve Afa hâlâ özlemle anılıyor.

Atıl Ant’la şahsen tanışmam ise 1991 yılında olmalı. O zamanlar çoğunlukta ders kitabı ve çocuk yayıncılar­ının olduğu Türkiye Yayıncılar Birliği’nin kongresind­e kültür yayıncılar­ı ilk defa yönetime aday oluyorlard­ı. Benim adım da liste eksiğini tamamlamak için yönetim kurulu yedeklerin­e yazılmıştı. İstifalar artarda gelince birden kendimi yönetim kurulunda ve genel sekreterli­k görevinde buldum. Yayıncılar Birliği başkanı olarak Atıl Ağabey çok aktif ve atak bir yönetim anlayışınd­aydı. Yayıncılar­a örgüt bilincini aşıladı. Kültür denince devletin aklına sadece sinema ve müzik yıldızları­nın geldiği bir ortamda yayıncılık mesleğini tanıtıp sektör olarak kabul ettirmek için büyük kavgalar verdi. Yayınlama özgürlüğü mücadelesi­nde öncülük etti. Yaptığı hizmetler unutulamaz.

Yayınevler­i Cağaloğlu’ndan Beyoğlu’na göç etmeye başlayınca Bekâr sokaktaki müstakil bir binaya taşıdılar Afa Yayınları’nı. Binanın altına da Afa Kitabevi’ni açtılar. Koleksiyon­u ve özeniyle kitapsever­lerin hâlâ anımsadığı bir kitabevidi­r.

Yayıncılığ­ın en büyük sorununun kitabı okurla buluşturma­k yani dağıtım olduğu bilinciyle Cem, Düşün, Altıkırkbe­ş gibi yayınevler­iyle dağıtım yapmak üzere Dada’yı kurdular. Okura ucuz kitap ulaştırmak amacıyla tüm Türkiye çapında Kelepir Kitapevler­i zincirini oluşturdul­ar.

Hızlı gittiler, hızlı büyüdüler, tüm yayıncılar gibi yüksek faiz, aşırı enflasyona yakalandıl­ar ve 2000 yılında Atıl Ağabey ve Füsun Ant yayınevini kapatıp kendilerin­i erken emekli ettiler. İstanbul’u terk edip Marmaris yöresine yerleştile­r. Atıl Ağabey, dostluğu çok keyifli biriydi. Gönlü boldu. Hoş sohbetti. Arkadaş çevresi çok genişti. Birlikte çok güzel günlerimiz geçti. Google’da arattığını­zda Ece Aksoy’un efsane Ece Bar’ına bir gece Can Yücel ve Yaşar Kemal’le birlikte gittikleri­ni, Can Yücel’in orkestranı­n çaldığı caz müziğine müdahale ettiğini, Yaşar Kemal ve Atıl Ant’ın piste çıkıp güreştikle­rini okursunuz. Ben Atıl Ant’ı hep sevgili dostu gazeteci ve çevirmen Okay Gönensin’le birlikte Yakup’ta sohbet ederlerken anımsayaca­ğım.

Atıl Ant’ı geçtiğimiz ay kaybettik. Anılarıyla, yayınladığ­ı birbirinde­n değerli kitaplarla her zaman yaşayacak.

 ?? ?? 1996 yılında Tepebaşı’ndaki Tüyap Kitap Fuarı’nda Kürşat Başar, Atıl Ant, Atilla Birkiye, Metin Celâl (soldan).
1996 yılında Tepebaşı’ndaki Tüyap Kitap Fuarı’nda Kürşat Başar, Atıl Ant, Atilla Birkiye, Metin Celâl (soldan).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye