Şehrin bağımsız kitabevlerini dolaşalım mı?
Nişantaşı’nda Hadi Olca’nın Akademi Kitabevi; Galatasaray ve Osmanbey’de Necdet Sander’in Sander Kitabevi; Tünel’de Hachette Kitabevi; Kadıköy’de Celal Güner’in Gençlik Kitabevi ve Semih Kaçar’ın Nezih Kitabevi… Beyazıt’taki tüm Sahaflar ve tabii ki Arslan Kaynardağ’ın Elif Kitabevi ve İbrahim Derbeder’in Der Kitabevi… 70’li yılların ortalarından itibaren haftada birkaç kez uğramaz; sahipleriyle, yöneticileriyle, çalışanlarıyla sohbet etmezsem kendimi eksik hissettiğim mekânlardı… 90’lara geldiğimizde Hüseyin Sönmez’in yeni nesil Pandora Kitabevi ile kitapçı keyfim zirve yaptı.
Çocukluğumdan bu yana kitabevleri benim için hep vazgeçilmez oldu. Kitap, kitapçıdan görerek, dokunarak, kapak resmine bakıp arka kapak yazısını okuyarak; sayfaları karıştırılıp fikir sahibi olmaya çalışarak alınır düşüncesine inandım ve savundum, hâlâ da aynı fikirdeyim… Tamam, teknolojinin olanaklarından yararlanalım, ama kitapçıları asla ihmal etmeyelim.
Konunun bir başka yönü, rafların metrekare maliyetine göre düzenlendiği zincir mağazalarda birçok kitap, satışa sunulma şansı bulamıyor. Bu nedenle bağımsız kitapçılar daha da önem kazanıyor, mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Dünyada Nisan ayının son cumartesisi her yıl “Bağımsız Kitapçılar Günü” olarak kutlanıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan ve devamında gelenekselleşen “Bağımsız Kitapçılar Günü”nün amacı, şehrin gönüllü kültür adacıkları olan kitabevlerinin okuma kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizmek. Bu amaçla kitapçılarda etkinlikler düzenleniyor, bugüne özel yazar imza ve söyleşileri, müzik ve dans performansları, çocuklar için edebiyat etkinlikleri, sanat buluşmaları, okumalar ve yarışmalar organize ediliyor.
Bu sene, son cumartesi 30 Nisan’a denk geldi. Türkiye Yayıncılar Birliği de günün önemini vurgulayan bir açıklama yaptı:
“Bağımsız kitapçılar; herhangi bir kuruma veya kuruluşa, kitap satışı yapan * bir zincire bağlı olmadan, bağımsız bir şekilde perakende kitap satışını üstlenen, çoğunlukla kitap satışını tek bir mağazada gerçekleştiren, yapısal olarak ortaklı ya da tek kişinin sürdürdüğü, zincir mağazalardan farklı olarak odağında çoğunlukla kitap ve kitapla ilgili ürünler bulunan yerler. Sosyalleşmenin, keşfetmenin ve okuma tutkusunu aşılamanın adresi olan kitapçılar, ülkemiz için de büyük öneme sahipler. Türkiye Yayıncılar Birliği olarak bu önemli günde pandemi ve ekonomik koşullar sebebiyle zor bir dönemden geçen kitapçıları destekliyoruz, tüm paydaşları biricik kültür adacıklarımız olan kitapçılara sahip çıkmaya davet ediyoruz!”
30 Nisan geçti, ama bence her gün bağımsız kitapçılar günü olmalı, onlara sahip çıkmalıyız. Ne dersiniz, bu haftasonu yaşadığımız şehrin bağımsız kitabevlerini dolaşalım mı?
Şehir kültürünün vazgeçilmez unsurları kitapçılarda satışların bol olduğu bir bahar umuduyla Mayıs ayında da kitaplar hiç eksik olmasın raflarınızdan.
Daima kitaplı kalın…