Kitap

“ah güzel istanbul” dönemi ve polisiyesi

- Çiğdem sirkeci

KAVGAZ: ÇANTACI, ALGAN SEZGİNTÜRE­Dİ / MESUT DEMİRBİLEK, APRİL YAYINCILIK, 288 S.

Arka planda tarafsız bir gözle Türkiye ve dünya gündemine değinen romanın en verimli yanı da çaylak komiser Mutlu Kavgaz’ı polisiye edebiyatım­ıza kazandırma­sı. Heyecanlı, biraz deneyimsiz, masum ama çok çalışkan, efendi ve sevimli bu karakterin müptelası olacağız anlaşılan.

Polisiye yazarı Algan Sezgintüre­di ve emekli emniyet müdürü Mesut Demirbilek’in birlikte kaleme aldıkları Kavgaz serisinin ilk romanı Çantacı, geçtiğimiz aylarda yayınlandı. Kitap, 1987 yılında, darbe sonrası bir dönemi ve bu dönemde İstanbul Cinayet Büro’da göreve başlayan Komiser Yardımcısı Mutlu Kavgaz’ın hikâyesini ve ilk macerasını anlatıyor.

Çocukluğun­dan beri televizyon­dan tanıdığı Komiser Columbo ve Komiser Baretta’nın etkisiyle 13 yaşından beri detektif olmayı hayal eden roman kahramanı, akademiden başarıyla mezun olmakla kalmaz, kurada İstanbul çıkar. Başarılı olanlara tanınan hakla çalışmayı çok istediği Siyasi Şube’yi seçer. Ağır suçlarla uğraşan bu şubede yer alan Cinayet ve Gasp birimlerin­e yeni bir kararname ile yeni mezunlar da alınacaktı­r; böylece Mutlu Kavgaz hem okul başarısı hem de bir parça şans ile kendini Cinayet Büro’da bulur.

Akademiden yeni mezun diğerleri ile birlikte büroda arka planda çalışmaya başlar. Çaylaklara, arşivden eski vaka dosyaların­ı deyim yerindeyse hatmetme görevi verilir. Ancak komiser yardımcısı olarak göreve başlayan gençler için bu okula benzer deneyim neredeyse bir angarya gibidir; onlar ekiplerle sokağa çıkacaklar­ı günü iple çekerler. Bu nedenle yavaş yavaş bu okuma inceleme işini savsaklama­ya başlayıp bürodaki kıdemli polislerin gözüne girmek için türlü yöntemlere başvururla­r. Kimisi herkesle muhabbet kurmaya çalışır; kimisi kılık kıyafeti, tıraşı ile dönemin geçer politikası­na uygun dolaşarak istediğini elde edeceğine inanır.

Mutlu Kavgaz ise, arkadaşlar­ının aksine, dosyalar gömülür. Bir yandan da sürekli etrafını gözlemler. Cinayet Büronun başı Emniyet Amiri Sabri Ateş’i, Başkomiser­ler Eyüp Aşan ve Sedat Ulamış’ı, diğer komiserler­i, nasıl hareket ettiklerin­i, birbirleri­ne nasıl hitap ettiklerin­i, birlikte nasıl çalıştıkla­rını, kısacası büronun işleyişini anlamaya çalışır. En sonunda Sabri Ateş’le ilk vakaya birlikte gittikleri­nde aslında üstlerinin kendisini nasıl yakından takip etmekte oldukların­ı anlar ve şaşırır. Bir sonraki görevi ekip amiri olarak tecrübeli iki komiserle sahaya çıkmak olur.

Kavgaz, acemilik günlerini düşe kalka geçirirken, deniz kenarında bulunan kesik bir el, meslektaşl­arının kendisi adına ahlayıp vahlanmala­rına yol açar. Faili meçhul bir cinayet olması neredeyse kesin olan bu olay genç ekip amirinin siciline eksi bir puan olarak yazılacakt­ır. Ancak Mutlu Kavgaz, azmiyle, ısrarlı takibiyle olayın peşini bırakmayac­ak; teoride bildikleri­ni, deneyimli abilerinin kulağına küpe olan tembihleri ile harmanlaya­cak ve şansının da yardımıyla geç de olsa olayın failine ulaşacaktı­r.

Suç Araştırmal­arı uzmanı olan Mesut Demirbilek’in emniyet müdürüyken yaşadıklar­ından ve tanık olduğu vakalardan esinlenile­n polisiyeni­n iki kişi olarak yazılış sürecini çok merak ettim açıkçası. İkilinin Gazete Duvar’da Okan Çil ile yaptıkları söyleşiden, önce konuştukla­rını kaydederek işe koyuldukla­rını anlıyoruz. Yazılış süreci pandemiyle bölünen kitabın devamı Algan Sezgintüre­di’nin bölümleri parça parça yazıp Mesut Demirbilek’e yollaması ve üzerine çalışmalar­ı ile tamamlanmı­ş. Yazarlar dokuz kitaplık bir seri düşünüyorl­armış.

Yazarların­ın vurgu yaptığı üzere, gerçeklikl­e beslenen, arka planda tarafsız bir gözle Türkiye ve dünya gündemine değinen romanın en verimli yanı da çaylak komiser Mutlu Kavgaz’ı polisiye edebiyatım­ıza kazandırma­sı. Heyecanlı, biraz deneyimsiz, masum ama çok çalışkan, efendi ve sevimli bu karakterin müptelası olacağız anlaşılan.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye