Önemli ve öncelikli olan kârlılık değil; doğa ve çevreyle dost üretim ve toplumsal faydadır
İş yaşamında dikey büyümeyi seçen ve demir-çelik konusunda dünya çapında uzmanlığa ulaşan Tosyalı Holding’in yurt içinde ve dünyanın farklı coğrafyalarında 25 üretim tesisi bulunuyor. 2000’li yıllardan bu yana art arda fabrikalar kuran, yeni nesil tesislerinde yüksek teknolojiyle üretim yapan Tosyalı’nın ana iş gündemi arasında sürdürülebilirlik, yeşil üretim ve yenilenebilir enerji konu başlıkları ilk sıralarda yer alıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Tosyalı için sürdürülebilirlik insanlık, doğa ve toplumun faydasına olacak her türlü iyi niyetli çabayı kapsıyor” diyor. Türkiye’nin en önemli etkinliklerine imza atan Contemporary Istanbul Vakfı ile geçen yıl başlattığı iş birliği de bu sürdürülebilirlik tanımına uygun olarak gerçekleştiriliyor. Geçen yıl ünlü heykeltıraş İlhan Koman sergisine sponsor olan Fuat Tosyalı, bu yıl Contemporary Istanbul Vakfı ile sanatta ileri dönüşümü desteklemek üzere Artist in Residence Sanatçı Misafir Programı’nı destekledi.
İleri teknoloji yatırımlarımızla yeşil dönüşümün dünyadaki öncülerinden biri olarak geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz.
Temelleri 1952 yılında Şerif Tosyalı tarafından atılan Tosyalı Holding, bugün üç kıtada üretim yapan, 100 ülkeye ihracat gerçekleştiren bir demir çelik devi olarak faaliyet yürütüyor. Türkiye’de ve yurt dışında 25 fabrikasında 10 bin çalışanı bulunuyor. Geçen yıl 6 milyar dolara yakın bir ciroya ulaştı, bu rakamın 2,4 milyar dolarlık kısmı ihracattan elde edildi.
Bu gelişmede Tosyalı Holding’in yeşil dönüşüm odaklı yatırımlarının önemli katkıları olduğuna işaret eden Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “İleri teknoloji yatırımlarımızla yeşil dönüşümün dünyadaki öncülerinden biri olarak geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz” diyor.
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı ‘yeşil çelik’ üreticilerinden biri olan Tosyalı Holding’in, uzun bir süredir tüm faaliyetle
rini sürdürülebilirlik odaklı olarak yönettiğini dile getiren Fuat Tosyalı, “Bu anlayışla teknoloji, inovasyon, döngüsel ekonomi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı başta olmak üzere sürdürülebilirlik odaklı katma değerli ürün ve yatırımları her zaman en öncelikli konu olarak ele alıyoruz. Tosyalı, çevresel etkiyi her geçen gün daha da azaltan yeşil çelik üretiminin yanı sıra sürdürülebilirliğin ayrılmaz bir parçası olarak ele aldığı eğitim, spor, kültür ve sanat alanında yaptığı toplumsal yatırımlarıyla da değer yaratmayı sürdürüyor” şeklinde konuşuyor.
Evet, Fuat Tosyalı’nın yukarıda bahsettiği şekliyle holding, Türkiye’nin en önemli sanat organizasyonlarına imza atan Contemporary Istanbul Vakfı ile uzun soluklu işbirliğinin ilk adımını attı. Bu kapsamda geçen yıl 16. Contemporary Istanbul’da 100. yaşını kutlayan efsanevi heykeltıraş İlhan Koman sergisine sponsor olarak destek sundu.
“sanat sürdürülebilirlik konusunda toplumda farkındalık yaratabilecek bir alan”
Tosyalı Holding’in tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik ve ileri dönüşüm odaklı olarak yürütürken aynı zamanda bu konuda farkındalık yaratmak adına sanatta ileri dönüşümü desteklediğini dile getiren Fuat Tosyalı sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Dünyanın sayılı yeşil çelik üreticilerinden biri olarak fosil yakıtların kullanılmadığı, her şeyin sürdürülebilirlik ve döngüsel yaklaşım ile topluma ve ekonomiye kazandırıldığı bir ekosistem oluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu tür çabaların gerçek bir değişim ve dönüşüm yaratması için toplumda bu konuda farkındalık yaratmanın çok kritik olduğu düşüncesiyle sürdürülebilirliği farklı alanlarda da destekliyoruz.
Sanatın, sürdürülebilirlik ve ileri dönüşüm konusunda toplumda farkındalık yaratabilecek en önemleri alanlardan biri olduğu düşüncesiyle Contemporary Istanbul ile geçen yıl uzun soluklu bir işbirliği başlattık. Bu kapsamda geçen yıl 16. Contemporary Istanbul’da 100. yaşı kutlanan efsanevi heykeltıraş İlhan Koman sergisine sponsor olarak katkı sağladık. Bu sürecin sonunda sanatçılarımıza, sanatta ileri dönüşüm adına bir çağrı yaptık. Bu çağrımız sanatçılarımızdan çok güzel bir karşılık buldu. Bunun sonucunda da bu yıl Contemporary Istanbul Vakfı ile sanatta ileri dönüşümü desteklemek üzere ‘Artist in Residence’ (Sanatçı Misafir Programı) projesini hayata geçirdik.”
27 tonluk hurda malzeme birer sanat eserine dönüştü
Sanatçı Misafir Programı’nın öyküsü şöyle oluştu. Tosyalı Holding işbirliğinde gerçekleşen “Artist in Residence’’ programına katılan sanatçılar Chiara de Rocchi, Emrullah Örünklü, Koray Tokdemir, Nermin Ülker ve Songül Girgin mayıs ayında Tosyalı Holding’in Osmaniye’deki tesislerini ziyaret ederek, üretim alanlarında hurdaya ayrılan 27 tonluk hurda içinden atık materyalleri seçerek İstanbul Maslak’ta programa özel kurulan stüdyoda ileri dönüşüm temasıyla eser üretmek üzere çalışmalarına başladılar. Doğaya saygılı, sürdürülebilir bir yaşam için bir araya gelen beş sanatçı ileri dönüşüm pratikleriyle tüketildikten sonra kullanılmayan ve amaçsızlaşan malzemelere hayat verdiler. Yaklaşık beş aylık bir emeğin sonucu olarak ortaya çıkan eserler, 17-22 Eylül tarih
leri arasında Contemporary Istanbul’un 17. edisyonunda Tersane Istanbul’da sergilendi.
“Artist in Residence” programı ile üretim yapan sanatçıların üretimlerinin uluslararası boyuta taşınarak sergilenmesi hedefleniyor. Bununla birlikte yine 17. Contemporary Istanbul kapsamında farklı etkinliklerle de sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmaya odaklanan Tosyalı Holding’in desteklediği “Sanatta İleri Dönüşüm Paneli”, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, sanatçı Kemal Tufan, koleksiyoner ve galerici Emirhan Elkörek ve Contemporary Istanbul Sanat Direktörü Aslı Ünal’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Sanatseverlerin merakla takip ettiği panelin izleyicileri arasında Tosyalı Holding’in Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen çok sayıda iş ortağı da yer aldı.
“daha yaşanabilir bir dünya için sorumlu üretim ve tüketimi teşvik etmeliyiz.”
“Artist in Residence” programı kapsamında sanatçıların ürettiği eserlerle verdiği sorumlu üretim ve tüketim mesajının çok önemli olduğuna vurgu yapan Fuat Tosyalı sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Hurda malzemelerin birer sanat eserine dönüşmüş olması aslında hepimizi yeniden düşünmeye sevk eden önemli mesajlar içeriyor. İnanıyorum ki sorumlu üretim ve tüketimi ne kadar teşvik edersek, geri dönüşümün önemini ne kadar iyi anlatabilirsek dünyamız o kadar çok yaşanabilir bir yer haline gelecek. Eğer iyinin, güzelin, doğru olanın peşinden giderseniz, insanlar da bunu takip ediyor ve ilham alarak daha iyisini yapmak için cesaret buluyor. Bu konuda ne kadar çok şey yapar, birbirimizden ne kadar çok öğrenirsek dünyamız ve gelecek nesiller için o kadar iyi olacak. Sanat bu iş için gerçekten biçilmiş bir kaftan. O yüzden bugün 70. yılını kutlamaya hazırlanan bir şirket olarak sanat ve sürdürülebilirliği birlikte ele alan Artist in Residence programı ile açtığımız bu yolun herkese ilham vermesini ve iyi bir örnek olmasını diliyorum.
Biz Tosyalı olarak hayata geçirdiğimiz işlerin yanı sıra sanat başta olmak üzere hayatın her alanında sürdürülebilirliği desteklemeye devam edeceğiz. Bu yolda bizimle yürümek isteyen herkese aklımızın ve gönlümüzün kapılarını açmayı sürdüreceğiz.”
sürdürülebilirlik, 70 yıllık tosyalı kültüründe var
Tosyalı Holding ’in ana gündem maddesinin sürdürülebilirlik olduğunu ve önümüzde beş yılda da böyle olmaya devam edeceğini söyleyen Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı sürdürülebilirliğe sadece çevre odaklı bakmadıklarını, Tosyalı için sürdürülebilirliğin insanlık, doğa ve toplumun faydasına olacak her türlü iyi niyetli çabayı kapsadığını ve 70 yılı yaklaşan Tosyalı kültüründe bunun zaten var olduğunu dile getiriyor. Tosyalı sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Rahmetli babam Hacı Şerif Tosyalı için en önemli şey kimsenin bizde hakkının kalmamasıydı. Kendisi bir gün bile hakkımız olmayan lokmayı kursağımızdan geçirmedi; Allah’a çok şükür biz de o gün bugündür onun gösterdiği bu yoldan gidiyoruz. Sadece bireysel olarak iş yaptığımız insanların değil; toplumun, doğanın, çevrenin de üzerimizde hakkı var. O yüzden tüm bunların hakkını gözetmemiz gerektiğine inanıyorum. Her ne kadar bugün sürdürülebilirlik olarak ifade edilse de biz bunun kültürümüzde, yapımızda olduğuna inanıyoruz; yeter ki o hassasiyeti gösterebilelim. Bugün biz sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı demir-çelik şirketlerinden biriyiz. Üç kıtada iş yapıyoruz. Japon, Afrikalı, Katarlı ve Amerikalı iş ortaklarımız var. Birçok ülkede binlerce paydaşımız var. Dürüst, güvenilir ve şeffaf olmak bize her zaman kazandırdı.”