“bütün şiirler”inde hayat var: turgay fişekçi
İlk şiir kitabı Karda Işıltılar ile 1980 Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazanan, ardından Dip Sevgi ile 1994 Behçet Aysan; Sevgi Bağları ile 1998 Behçet Necatigil ve Halkevleri; Kumral Gökkuşağı ile 2002 Ceyhun Atuf Kansu; Babamın Çamları ile 2007 Sunullah Arısoy; Güzelle Büyü ile 2013 Melih Cevdet Anday ve Nerdesin? ile 2017 Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödüllerine değer görülen Turgay Fişekçi’nin “Bütün Şiirleri” (2022-1977) yayımlandı.
Öğrencilik yıllarından şiir yazmaya ve yayıncılık alanında çalışmaya başlayan Turgay Fişekçi 1956’da Balıkesir’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra yayıncılığı meslek edindi. Ustası eleştirmen, yazar, yayıncı Memet Fuat’ tan devir aldığı Adam Sanat dergisi yayın yönetmenliğini 1999-2005 arasında sürdürdü, TRT 2’de yayınlanan “Okudukça” adlı kitap programının danışmanlığını yaptı. Cumhuriyet gazetesi kültür sayfasında 1996-2013 arasında “Defne Gölgesi” başlıklı haftalık yazılar yazdı ve 2019-2020’da Kitap Eki’nin yayın yönetmenliğini üstlendi. Mayıs 2006’dan bu yana iki aylık edebiyat dergisi Sözcükler’i yayımlıyor ve Sözcükler Yayınevi’ni yönetiyor
Turgay Fişekçi ile edebiyat eleştirmeni Fethi Naci’nin deyişiyle “Su kadar berrak” şiirlerini topladığı son kitabı bağlamında konuştuk. Çok yoğun ve verimli olduğu kadar birikimli ve ilkeli bir edebiyat emekçisisiniz. Edebiyat sevdası içinde şiirin yeri nedir? Edebiyat emekçisi, hatta militanı sözünü seviyorum. 20 yaşımdan bu yana yalnız yazarak değil, çok daha yoğun olarak yayın hayatına verdiğim emekle anılıyorum. Çalıştığım yayınevleri, dergiler ve edebiyat dünyasında kurduğum insan ilişkileriyle birden fazla hayat yaşamış gibi hissediyorum. Bu da bana ayrı bir mutluluk veriyor.
Şiirin yerine gelince, elbette bütün bu çabanın ardında güzel şiirler yazan biri olma isteği var. Şiirlerim üstüne konuşmaktan pek hoşlanmıyorum. İşte Bütün Şiirleri (20221977) kitabımı yayımladım. Her şey orada ortada. İsteyen değerlendirebilir.
Ama bendeki şiir sevgisi, şiir yazmanın da ötesinde bir duygudur. Asıl sevgim şiir sanatına. Üç bin yıldır insanoğlu şiir sanatıyla öyle güzel ve derin şeyler söylemiş ki, şiir sanatını birazcık tanıyan birinin bu görkemli geçmişe hayran olmamasını düşünemiyorum. Şiiri de bu sanatın yaratıcıları olan şairleri de çok sevdim. Şiirlerim okunurken belki doğrudan fark edilmiyordur ama çoğu şiirimde büyük şiire ve şairlere selamlar vardır. Söylediklerimi daha iddialı bir yere taşıyayım: Şiir okuyan, şiirden anlayan insanların daha mükemmel, olgun bireyler olacağına inanıyorum.
Şair, yazar, editör, yayıncı olarak sayısız kitaba imza attınız. Bir eseri elinize aldığınızda ne hissedersiniz? Yayımladığım eserleri o yazarlarla olan dostluğumun bir parçası olarak gördüm. Eserle ilişkimde de o dostluğu yaşadım. Can Yücel’in Shakespeare’den yaptığı Fırtına çevirisi elyazısıyla geldiğinde dizgici arkadaş dizeleri ayrımsamayıp kitabı düzyazı gibi dizmişti. Sayfa düzeni yapımında henüz bilgisayar kullanılmıyordu. Pikaj kartonlarında o düzyazı metni satır satır kesip yapıştırarak sabaha kadar çalışıp şiir düzenine sokmuştum kitabı. Yaşar Kemal’in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana ve Karınca’nın Su İçtiği kitaplarını okuduğumda içine düştüğüm görkem duygusundan günlerce sıyrılamamıştım. Nâzım Hikmet’in ilk kez Bütün Eserleri’ni yayına hazırlarken aslına uygun olsun diye Memet Fuat ile pikaj kartonlarında noktaları kesip kesip teker teker yapıştırmıştık.
Bu kez kendi kitabınızı yayımladınız. Bütün Şiirleri (2022-1977) elinize aldığınızda ne hissettiniz?
Elime aldığımda geçmiş bütün yıllarımla yüz yüze gelmiş gibi oldum. Bütün yoğunluğuyla yaşanmış bir hayatın özeti gibi geldi bana. Yaşamöykümün şiirle yazılmış biçimi de diyebiliriz. Dünyaya ve insana ilişkin bütün duygu ve düşüncelerimin, izlenimlerimin bir dökümü, belgesi bu kitap. Düzyazıyla belki ciltlerce yazılabilecek bir yaşam manifestosu. Bu denli yoğun, verimli ve mutlu bir hayatım olduğunu görmekten de sevinç duydum.
Neden, tarih konmamış duygu ve düşünce yüklü “Mutluluk” şiirine ilk sayfada yer verdiniz? Bu yıl içinde yayımlanmış yeni bir şiir “Mutluluk”. Çok da yankı uyandırdı, özellikle son iki dizesi beğenildi, üzerine düşünüldü. Bu nedenle bir tür hayat bildirisi gibi görüp “Henüz bilmiyordum / Seninle mutsuzluğun da / Büyük bir mutluluk olduğunu.” dizeleriyle biten bu şiiri başa koymayı uygun gördüm.
Asım Bezirci, 1993’te kaleme aldığı “Güle Dil Verenler” kitabında sizin şiirinizi, “İnsancıl yanı ağır basan bir toplumculuktur bu” sözleriyle ifade ediyor. Bence çok haklı. Ya sizce?.. Toplumcu dünya görüşünde bir insanım. Bu dünyanın doğasıyla, türlü nimetleriyle ve insanlığın son on bin yıllık kültürel birikimiyle insan mutluluğu için bulunmaz bir yer olduğuna inanıyorum. İnsanı mutlu edecek bunca şey varken dünyamızın savaşlar, açlık, adaletsizlik içinde olmasının hiçbir gerekçesi olamaz. Bu nedenle şiirlerimde dünya ile insanı barıştıracak, dünya nimetlerini, mutluluğu hatırlatacak öğeler öne çıkıyor. Elbette bunun ardında toplumcu ve insancıl bir dünya görüşü var.
Yakında 100. sayısına ulaşacak derginize neden “Sözcükler” adını verdiniz? Sözcükler edebiyatın temel gereci, ana malzemesi. Sözcüklerle edebiyat eserleri oluşuyor. Bu nedenle kondu bu ad. 17 yıldır, hiçbir kurumsal desteğe yaslanmadan, yalnız okurlarının ve yazarlarının desteğiyle yayımlanıyor.
.
BÜTÜN ŞİİRLERİ (2022-1977), TURGAY FİŞEKÇİ, SÖZCÜKLER YAYINEVİ, 356 S.