Hoşgeldin fibula!
Çok canlı olan çocuk kitapları yayıncılığına yeni bir yayınevi katıldı, Fibula. Fibula, bir kumaşın farklı kesimlerini birbirine tutturan bir çeşit kopça imiş. Bu yeni yayınevi de ilk izlenim olarak alandaki boşlukları çıkardığı kitaplarla birleştirip bütünleyecek izlenimi veriyor.
Bu ay Fibula Yayıncılık’ın kitaplarını tanıtacağım. İlki ve en sevdiğim, Gece Boyunca. Gece Boyunca’yı Polly Faber yazmış, Harriet Hobday resimlemiş. Kitabın teması biz uyurken çalışanlar, ülkemizde neredeyse hiç işlenmemiş bir tema olduğu için heyecanla kitabı açtım. İçindeki öykü beklentilerimin de üstüne çıktı. Öykü uyumaya hazırlanan bir küçük kız ile gece çalıştığı için yola çıkmaya hazırlanan ve kahvaltısını yapan bir anne ile açıldı. Baba ve kızı evde uyurken anne çalışmaya gidiyor ve bu aşamada okur annenin ne iş yaptığını henüz bilmiyor. Kadınların giderek eve kapanmaları için gizli ve aşikâr her türlü baskının olduğu bir ülkede gece çalışan bir kadının temsil edildiği çocuk kitabını seçen yayınevine hiç tanımadan ısındım ve helal olsun dedim.
Çok özenli basılmış ve ciltlenmiş, 32 sayfalık bu kitapta annenin ne iş yaptığını öğrenene kadar gece çalışan birçok insan ve meslekle tanışıyoruz. Temizlik ve güvenlik görevlileri, polisler, televizyonda gece haber hazırlayan ve sunanlar, müzik grubu, benzinlik, gece açık süpermarket, fırın, metro rayı bakımı yapanlar, hastane çalışanları, doktorlar, hemşireler, ebeler, ambulans sürücüleri ve bu insanların işe gitmesini sağlayan ulaşım araçları sürücüleri kitapta yer alan mesleklerden bazıları.
İşte bizim kahramanımız küçük kızın annesi de kocaman bir turuncu otobüsün şoförü ve o büyük otobüsle çalışanları iş yerlerine yetiştiriyor. İşleri bitenleri de evlerine götürüyor. Bütün gece çalışıp sabah kızıyla ve eşiyle kucaklaşıp, bu sefer o dinlenmeye başlıyor.
Kitap, çok açıdan çok başarılı. Bir defa çizimleri çok canlı ve öykü çok sade bir biçimde sözcük ekonomisine dikkat edilerek ama anlam zenginliğine de saygı gösterilerek kotarılmış ve Salih Benna Saraç tarafından başarıyla dilimize kazandırılmış. Öykü, gece çalışan mesleklerin tanıtılması ve biz uyurken bizim için çalışan ne çok insan olduğunu fark ettirmek ve bir teşekkür duygusu uyandırmak için çok yararlı bir okuma faaliyeti sunuyor. Bu kitabı okuduğum 3,5 yaşındaki torunumla başka hangi mesleklerin gece bizim için çalıştığını düşündük. İtfaiyeciler, nöbetçi eczaneler, yatılı okullardaki nöbetçi öğretmenler, otellerdeki resepsiyon görevlileri ve sabah kahvaltısı hazırlığını yapan aşçılar aklımıza ilk gelenler oldu. Onlara teşekkür ettik.
Nihayet bence en önemlisi gece çalışan bir anne temsili sunuyor olması çok açıdan yararlı. Kız veya erkek, çocuğun bilincine layıkıyla yapılan mesleğin gece veya gündüz yapılabileceğini ve bunun normal olduğunu, aileye katkıda bulunmak için baba ve annenin beraber çalıştığını sunuyor. Saat 6’dan sonra kızlar dışarıda kalmaz diyen bir ailede büyüdüm ben. Dediğim 45 sene öncesi. Ama o zaman da kendi ailemle ne mücadele etmiştim, iş gereği seyahat etmek için ve eminim hâlâ birçok kız benzer mücadeleleri sürdürüyordur. Çağdışı ve ilkel tabii ki kadını sınırlamak ve eve kapamaya çalışmak, önce bu konudaki düşüncemi net belirteyim. Sonra özgürleşme fırsatı ve bilinci sunan bu kitabın her yuvada yer almasını, bütün çocukların okumasını dilerim.
kaz! kaz! kaz!
İkinci tanıtacağım kitap Kaz!, Kaz!, Kaz! Bu resimli öyküyü Wenda Shurety yazmış, Andrea Stegmaier çok başarılı resimlemiş ve Sümeyra İnanç dilimize kazandırmış.
Bu kez kahramanımız Jake isimli bir erkek çocuk. Gri Sokak’ta oturmakta ve çok ama çok sıkılmakta.
Jake sıkıntısı geçsin diye küresine bakıp dünyanın öbür ucunda bir ada görür ve “acaba orada yaşamak nasıldır, oradaki insanlar baş aşağı mı yürüyorlardır?” diye düşünmeye başlar. Sonra da dünyanın öbür ucuna ulaşana kadar kocaman bir çukur kazmaya karar verir. İşte bu kazış boyunca Jake’in ne yaptığını merak eden farklı çocuklar ona yardım etmek için kazmaya destek olurlar. Her eklenen çocukla beraber “Kazdılar, Kazdılar, Kazdılar” cümlesi tekrarlanır. Bu tekrar çocuğu kitaba bağlayan unsur haline gelir. Çünkü kazdılar sözcüğünü görünce çocuk da okuma eylemine katılır. Katılınca tekrar tekrar aynı kitabı okutur, deneyerek gözledim.
Kazma eylemi sürer, destekçi çocuk sayısı artar. Nihayet çukurun ucundan bir ışık gözükür. Acaba dünyanın öbür ucunda insanlar gerçekten başaşağı mı yürümektedir? Yanıtı merak ediyorsan kap küreğini, kazmaya başla.
Hayal gücünü gıdıklayan, arkadaş dayanışmasını, belirlediğin bir amaç uğruna engellerden yılmadan çalışmak gerektiğini sezdiren bu kitap zevkli bir okuma deneyimi sunuyor. 3-5 yaş çocukları için öneririm.
hep yanımda
Son sunacağım kitap Hep Yanımda çizer Ayşegül Babalı tarafından yaratılmış bir fark bulma kitabı. Uçakta, Trende, Vapurda Hep Yanımda Fark Bulma Kitabım, tüm başlığı açıklıyor. İlk bakışta iki resim birbirine çok benziyor ama biri diğerinden azıcık farklı Bu farklar objelerin sayılarında, yönlerinde, yerlerinde ve renklerinde olabiliyor ve bu nedenle daha yoğun bir dikkat gerektiriyor. Çocuğa çok güzel vakit geçirtiyor ve bu arada dikkat ediyor ancak kitabın biraz daha büyük ebatta olması kanımca daha da iyi olurmuş. Kitapta yer alan sahnelerin çoğu çocuğun yaşamından. Bazen çocuğun yaşamında sık karşılaşmayacağı bir sahne de konmuş, örneğin Karagöz Hacivat’ta fark aramak gibi. Bunu da kültürümüzü tanıtmak niyetinin bir tezahürü gibi gördüm. Bir çizerimizin böyle nitelikli bir iş üretmesi beni sevindirdi. 4-6 yaş bu seri ile güzel oyalanacaktır diye düşünüyorum.
Bir yazının daha sonuna geldik. Sonbahar hükmünü sürüyor. Turgut Uyar ustanın dediği gibi Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle Zamanı kim durdurmuş ki biz durduralım? Zaman geçecek, çocuklar büyüyecek ama büyürken böyle kitapları okuyarak büyüyenler kuşkusuz daha özgür, birbirine daha saygılı ve hayal güçleri cıvıl cıvıl cıvıldayıp, bir diğerinin hayal gücüne el veren destek olan bireyler olacaklar.
Kitapsız ve hayalsiz kalmayın Ekim ayında.