Iklim için eyleme geçmek
Bu ay tanıtacağım kitaplar iki usta edebiyatçı, Cemil Kavukçu ve Mavisel Yener’den. Her ikisi de iklim konusuna kafa yormuşlar, değişik yaklaşımlarla iklim değişikliğinin sonuçları ve bu konuda yapılabilecekler hakkında düşünmüşler.
İklim konusu düşünen her bireyi endişelendiren, yapılması gerekenler konusunda hızla örgütlenmeyi gerektiren bir durum. Durum sözcüğünü mü felaket sözcüğünü mü kulansam diye bir an düşündüm doğrusu ama çocuk edebiyatçılarına umutsuzluk yaraşmaz. Onun için durum sözcüğünü seçtim.
Bu ay tanıtacağım kitaplar iki usta edebiyatçıdan. Her ikisi de konuya kafa yormuşlar, değişik yaklaşımlarla iklim değişikliğinin sonuçları ve bu konuda yapılabilecekler hakkında düşünmüşler.
İlk tanıtacağım eser usta öykücümüz Cemil Kavukçu’nun Can Çocuk’tan çıkan Siyah Rüya Taşı isimli romanı. Eser, 8-12 yaş çocukları için uygun.
siyah rüya taşı
Anlatının kahramanı Emre, okuldan eve dönerken gözleri iyi görmeyen bir yaşlı adamın karşıdan karşıya geçmesine yardım eder. Yaşlı adam da bu davranıştan etkilenir ve bir armağan vermek istediğini söyler. Tanımadığı kimselerden asla armağan kabul edemeyeceğini belirten Emre’ye yaşlı adam “Haklısın tabii, beni tanımıyorsun ama vermek istediğim sadece bir taş” diye yanıt verir. “Dedemin dedesinden bana kadar ulaştı. Babam taşı aktaracağım kişinin kalbi temiz, iyiliksever birisi olması gerektiğini söylemişti. Yoksa taş bütün özelliğini kaybeder ve öbür taşlar gibi olurmuş. Taş artık senin. Rüya yolculuklarının serbest kartıdır o. Rüyanda neyi görmek istiyorsan onu fısıldıyor ve yastığının altına koyuyorsun. Sonra istediğin her şeyi görüyorsun. Ama bu sihirli taşın da bir sihiri var. Bundan birine söz ettiğin anda bütün özellikleri kayboluyor, sıradan bir taş parçasına dönüşüyor. Onu yıllarca koruduk, şimdi sıra sende.”
Emre, ilk rüya dileğinde uzaylıları görmek istediğini taşa fısıldar. Gerçekten de dileği olur. Rüyasında karşılaştığı uzaylılar onu TİO gezegenine götürür. Orada Emre’ye tüm uzayın ve uzaydaki her şeyin birbiri ile çok ince ağlarla bağlantılı olduğunu, dünya gibi küçücük bir gezegendeki bozulmanın bütün uzayı etkilediğini anlatırlar. Bu yüzden dünyadaki bütün ülkelerden yaşıt çocuklar seçilmiştir. Çünkü bu duruma ancak çocuklar yardımcı olabilecektir. Emre tehlikenin nereden geleceğini bilmek ister. Uzaylılar tehlike içinizde diye yanıt verir.
Geceyi sabırsızlıkla bekleyen Emre, ikinci rüyada gemi ile kutuplara gitmek istediğini fısıldar. Dileği gerçek olur ancak ortada ne buz vardır ne de kutup ayıları. Kaptan rüyada 50 yıl sonrayı gördüğünü açıklar.
Üçüncü gece Emre, tehlikelerin kol gezdiği vahşi hayvanlarla dolu bir ormana gitmek ister. Ancak kurak bir araziden başka hiçbir şey yoktur. Taş ısrarla dünyanın geleceğine işaret eden rüyalar sunmaktadır.
Kavukçu, bunca distopik rüyayı gösterdikten sonra çözüm önerisi olarak, tüm dünya çocuklarının farkındalıkla birleşmesi, seslerini duyuluncaya kadar yükseltmelerini, sanatın gücünden farkındalık yaratmak için faydalanmayı, işe bir yerden başlanacaksa, naylon torba, pipet, tek kullanımlık bardaklara savaş açarak başlamanın bir yol olacağını sezdirir. Doğayı korursanız o da sizi korur, mesajını Emre aracılığı ile vurgular.
Kuşkusuz, önerilenlerden başka da yapılabilecekler vardır ama bu kitap bir tartışma başlatmak ve tartışmayı geliştirmek için yalın ve kolay kavranan bir eser olarak kütüphanelerdeki yerini almalıdır.
iklim’i ne değiştirdi böyle?
İkinci eser Mavisel Yener’in yazıp Öykü Akarca’nın sevimli resimleri ile canlandırılmış Redhouse Kidz’den çıkan İklim’i Ne Değiştirdi Böyle?. Üslup olarak daha esprili bir tarzda tasarlanmış bu eserin kahramanları Asaf ile ablası.
Anlatı ablanın bakış açısından tasarlanmış ve ilk cümleden ablanın mucit olma öyküsünü okuyacağımızı anlıyoruz. Ablanın başı Asaf ile çok dertte çünkü Asaf iklim değişikliğine çok kafayı takmış, çok endişeleniyor ve ablasının bu yaklaşan felaketi hiç umursamadığını düşünüyor. Lambaları, muslukları, televizyonu, bilgisayarı, hepsini kapatmayı unutan ablaya kızıyor. Kedisi Ponçik mevsimsiz tüy döküyor. Bunun iklim değişikliğinden olduğunu düşünüyor.
Abla ise Asaf ’ı mantıksız buluyor ve odanın ışığı ile kedinin tüy dökmesi ile iklimin ne ilgisi var düşüncesinde ısrarlı. Asaf ise “Her şeyin her şeyle ilgisi vardır” diyor. Bu noktada iki yazar birleşiyor. Prof. Türker Kılıç’ın o paradigma yıkan, düşünceyi genişleten eseri “Yeni Bilim: Bağlantısallık - Yeni Kültür: Yaşamdaşlık: Beyin Nedir?”den, “Yaşam Nedir?”e “Bir Bilim Serüveni” aklıma geliyor. Acaba iki yazar da okumuş mudur bu eseri diye düşünüyorum.
Eser eğlenceli üslubu ile Asaf ’ın gözünden “aşırı-aşırı-aşırı” olan ablanın tüketim alışkanlıklarına odaklanır. Elektriği, suyu, diş macununu aşırı harcayan ablayı Asaf, iklim canavarı ilan etmiştir.
Evin huzuru bozulmak üzeredir ki baba eve döner ve huzuru geri getirmeye yönelik yapıcı bir yaklaşım geliştirir. Anne eve dönene kadar dede dâhil herkes düşünecek ve küresel iklim değişikliği konusunda kendi adına ne yapabileceğini bulacaktır. Anne de eve gelince hakem olup, en beğendiği fikri seçecektir.
Abla, fikir düşünürken babanın söyledikleri hep kulağındadır, “Sorunlara kimin neden olduğunu değil, onları nasıl çözmemiz gerektiğini konuşalım.”
Gerçekten herkes meseleyi çözebilmek için düşünmüş ve şahane fikirler geliştirmiştir. Bunları yazıp, okumanın keyfini kaçırmayacağım ama tek bir ipucu vereceğim; ablanın tasarladığı akıllı bir robot.
Burada vereceğim ipucu ise her iki yazar da işe başlamak için plastik kullanımını acil sınırlandırıp ortadan kaldırmayı hedeflemiş. İşte bunu büyüleyici buluyorum. İki yaratıcı insan bambaşka yollar ve üsluplardan geçerek benzer sonuçlara ulaşıyor. Her şeyin her şeyle ilgisi var, bağlantısallık ve yaşamdaşlık fikirlerinin teyidi gibi bu durum. İklim’i Ne Değiştirdi? eserini ikinci üçüncü sınıflara öneriyorum hem eğlenecekler hem düşünecekler ve belki kendi eylem planlarını da yapacaklar.
Kasım vedası Ali Püsküllüoğlu’nun Uyanık Uykuda şiirinin son mısraları ile olsun. Sevgiyle, kitapla kalın.
Ben bir leyleğim, uykuda uyanık / güz geldi artık Göçüyorum yarı uyur, yarı uyanık.