Yakınlarının anlatımıyla idris küçükömer hoca
BİR İKTİSAT DÜŞÜNÜRÜNÜN SERÜVENİ-İDRİS KÜÇÜKÖMER, PROF. DR. AHMED GÜNER SAYAR, TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI, 250 S.
Yalnız iktisatçı olarak değil, düşünür olarak da iz bıraktı İdris Küçükömer. İktisat düşünürü olarak da anılır. Çok konuşulan bir geçmişe sahip olmasına karşın tam anlamıyla biyografisi yakın zamanda kaleme alındı. Bir İktisat Düşünürünün Serüveni-İdris Küçükömer adlı eser, Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar imzasıyla edebiyat dünyasına kazandırıldı.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yaklaşırken, bu anlamlı tarihi karşılama adına pek çok çalışma yürütülüyor. ‘2023 Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan Yayın Projeleri’ kapsamında hazırlanan, değer yaratan şahsiyetlere yönelik biyografik kitap dizisi de bu çalışmalar arasında yer alıyor. Proje kapsamındaki eserlerden birini geçtiğimiz günlerde okuma şansı buldum.
Biyografi dalında çok üretken geçmişe sahip, kendisi de iktisatçı Prof. Dr.
Ahmed Güner Sayar imzasıyla edebiyat dünyasına kazandırılan Bir İktisat Düşünürünün Serüveni-İdris Küçükömer adlı eser, kapsayıcı araştırmaların ve derlemelerin yarattığı tatla heyecanlı, iyi tasarımıyla da konforu yüksek bir okuma sunuyor. Bu yönleriyle yalnızca İdris Küçükömer’in geniş tutkun kitlesine değil, biyografi alanına, yanı sıra yakın dönem siyasetine ilgi duyanlara da tavsiye niteliğini hak ediyor.
tartışma masalarında hâlâ yer bulan düşünce mirası
İdris Küçükömer’in yarım yüzyıl öncesinden söyledikleri, yazdıkları, ‘sahaya inerek’ yaptığı tespitler hâlâ zihinlerde ve tartışma masalarında tazeliğini koruyor. Bu açıdan, hakkında kaleme alınanların, pek çok açıdan ilgi uyandıracağı muhakkaktı.
Kitap, İdris Küçükömer'in çocukluğundan başlayarak, akademisyenliğinden, düşün dünyasına, siyasetle olan ilişkisine uzanan yaşam öyküsünü, geniş kesimlerden beslenerek aktarıyor okurlarına. Kürsüsünde kendisiyle bizzat çalışma imkânı bulmuş, sohbetlerinde bulunmuş isimlerden derlenen görüşler, akıcı bir dille yazılmış. Hızlı okunuyor, pek çoğu apayrı bilgiler sunan kabarık dizin listeleri titiz bir çalışmayla tasnif ediliyor.
Okur, İdris Küçükömer’in düşün dünyasına kazandırdıklarını, büyük tartışmalara konu olan görüşlerini, sosyal ve siyasal olaylara ilişkin tespitlerini net şekilde görebiliyor eserde.
Takipçileri bilir, Kurtuluş Savaşı konusundaki yorumları, sağı Batıcı, solu ise Doğucu olarak nitelemesi, devlete ve vatandaş kavramına bakışı, askerlerle münasebetleri, Türkiye’nin kalkınma modeline ilişkin ‘Japonya örnek alınamaz’ tezi büyük tartışmalar yaratmıştı İdris Küçükömer Hoca’nın. Halen de tartışma masalarının zeminini oluşturur.
Kitapta kısa alıntılarla, yazarının görüşleriyle ve tabi ki İdris Hoca’nın ifadeleriyle ortaya konan değerlendirmeler arasında, benim için çarpıcı olanlarından birini aktarmak isterim. Hoca, Türk solunun, ‘ne yapılmalı’ ve ‘ne yapmamalı’ sorularına yanıt bulamaması halinde bölünme tehlikesinin varlığından söz ediyordu, 60’lardan itibaren. Taraftarı da karşısında duranı da çok olan Düzenin Yabancılaşması eserinde bu konuya önemle vurgu yaptı. 60’ların sonlarına ve 70’lere damga vuran sosyalist sola ilişkin bölünmeyi ilk ortaya koyanlardan olduğunu düşünürüm kendisinin.
istanbul geleneğini kıranlardan
Kapsamlı ilk biyografisi olma özelliğini taşıyan kitapta İdris Küçükömer’in, 1950’lerin sonlarından itibaren ilginç bir geleneği kıran isimler arasında olduğunu öğreniyoruz. Asistanlığa kabulü öncesinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin akademik kadrosunu, hissedilebilir ağırlıkta, İstanbul’un seçkin ailelerinin çocukları oluşturuyormuş
(Bu konuyla ilgili kitapta epey ismin bahsi geçiyor). İstanbul kökenli akademisyenler çemberini ilk kıranlar, Erzurum Tortum’dan Ziyaeddin
Fahri Fındıkoğlu, Edirneli Ömer
Lütfi Barkan, Siirtli Memduh Yaşa ile Denizlili Haluk Cillov oluyor. Giresun’da geçen çocukluğunun ardından Trabzon Lisesi’nde okuyan, yüksek öğrenimi sırasında İstanbul Üniversitesi ek binasının inşaatında amelelik yapan Küçükömer de Anadolu kökenli akademisyenler kervanına katılıyor.
Hoca, İstanbul Üniversitesi’nin en sevilen akademisyenleri arasında yer alıyor. Zor anlaşılan bir üsluba sahip olmasına karşın, öğrencilerin ve gençlerin eşine az rastlanır ilgisine mazhar olur. Kürsüsünün etrafının öğrencilerle dolduğu sınıfına yıllar yılı alkışlarla girer ve aynı şekilde uğurlanır.
Son dönemini ağır hastalıklarla geçirdiği yaşamında İdris Hoca’yı belki de en mutlu eden, öğrencilerinden gördüğü bu tutku derecesindeki sevgi ve bağlılıktır. Kitap, sık sık bu coşkuya şahitlik edenlerin anlatımlarına yer veriyor. 251 sayfalık eserde, İdris Hoca'nın asistanlığını yürüten Asaf Savaş Akat’tan, Osman Saffet Arolat’a, Yücel Yaman’a, Taner Berksoy’a, Burhan Şenatalar’a ve nice entelektüel isme uzanan geniş topluluktan alıntılar zevkle okunuyor.
Yalnız İdris Küçükömer’in anlatıldığı eser olarak değil de aslında dönem kitabı olarak da düşünülmeli Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, TEK-İMAŞ ve Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın hazırladığı Ahmed Güner Sayar’ın kaleminden çıkan İdris Küçükömer kitabı.
Yazımızı şair Can Yücel’in bir mısrasıyla tamamlayalım. Görüşlerine kitaplar yazılarak karşılık verilen İdris Hoca’yı “Sen özlediğin sivil topluma gidiyorsun artık” ifadeleriyle uğurluyor usta şair.