Hayali bir ada: doggerland
Polisiyede kadın yazarların ağırlığı gün geçtikçe artıyor. Polisiye yazarlarının -erkek yazarlar dahil - yarattığı kadın kahramanlar da birbiri ardı sıra sahneye çıkıyor. İyi ki de öyle; biz okuyucular da farklı bakış açıları ve farklı hikâyelerle tanışma fırsatı buluyoruz.
Maria Adolfsson, İsveçli bir polisiye yazarı. İnternette yazar hakkında çok sınırlı bir bilgiye ulaşıyoruz o da biraz Google’ın biraz İsveçli dostlarımızın (teşekkürler Love!) sayesinde. Gizemli polisiye yazarımızın Stockholm doğumlu olduğu ve SL’de (Stockholm Toplu Taşıma) basın sözcüsü olarak çalıştığı dışında kişisel başka hiçbir veri yok elimizde. İlk romanı 2008’de yayınlanmış olsa da asıl çıkışı 2018’de yayınlanan Doggerland serisinin ilk romanı, burada anlatacağım “Yanlış Adım” ile yakalamış gibi görünüyor. Seri yayınlanmaya başladıktan sonra 18 dile çevrilmiş; şimdi de İsveççeden Aylin Ünal’ın çevirisi ile Çınar Yayınları’ndan biz Türk okuyucularla buluşuyor.
Doggerland, Büyük Britanya ile İskandinavya arasında kurgusal bir ada. Yazarın betimlemeleri hayalimde anakaralara ulaşımı sınırlı, bir parça a sapa, soğuk iklimli bir kara a parçası canlandırdı. Nihayetinde İsveç’e bağlı ama kendi gündemi ve kendi sorunları olan ve bunları kendi içinde çözmeye çalışan gururlu bir genç gibi hareket eden bir küçük şehir.
Kadın kahramanımız Karen Eiken Hornby’ye gelince, tıpkı yaşadığı ada gibi, hırçın dalgalarla boğuşarak sağlam durmaya çalışan, kişisel sorunlarının girdabında boğulmamak için kendisini tamamen işine vermiş çalışkan bir detektif.
İşinde çok başarılı olduğu halde, saha deneyimi fazla olmadığı için hor görülen Karen, erkek egemen bu ortamda cinsiyetçi yaklaşımlarla da mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Ne yazık ki geleneksel İstiridye Günü kutlamalarında sarhoş olup geceyi bu konularda en çok çekiştiği isimlerden biri olan şefi Jounas Smeed’le geçirmesi kendisine ve kariyerine hiçbir şekilde yardımcı olmayacaktır. Karen yaşananların pişmanlığını üzerinden atamadan, cinayete kurban giden Susanne
Smeed’in, Jounas Smeed’in eski eşinin katilini bulmakla görevlendirilecektir.
Farklı gelir gruplarının, farklı sosyal statüde insanların farklı bölgelerde konumlandıkları adada, özellikle dar gelirli mahallelerde rastlanan gasp, uyuşturucu vb suçların toplumsal kontrollerin bir parça daha gevşediği dönemlerde adanın görece korunaklı bölgelerine de sıçraması normal karşılanabilir. Ama bir cinayet,hem sık rastlanmadığı hem de ölen kişinin nüfuzlu bir ailenin eski gelini olması adada tabii ki büyük yankı doğuracaktır.
Karen bir yandan çok hazzetmediği şefini temize çıkarmaya uğraşırken bir yandan da hemen herkesin para ve iktidar avcısı bir cadı olarak andığı Susanne’nin öldürüldüğünü çözmek zorunda kalır. Öte yandan polis teşkilatının, Doggerland’deki evsizlerden elli yıl önceki hippilerin komün yaşamına el atmadığı alan bırakmayan detektifimizin titiz çalışmasını sonucunu bekleyecek sabrı yoktur. Hornby, biraz da metazori izne çıkarılır ve sıradan bir gasp suçlusu olayın faili olarak hapse tıkılır.
Ancak kaderin -ya da gerçek katilinKaren için bambaşka planları vardır. Hikâyenin devamını romanın okuyucularına bırakıyorum. Zengin diyaloglarla akıcı bir ilk roman.
YANLIŞ ADIM, MARİA ADOLFSSON, TÜRKÇESİ: AYLİN ÜNAL, ÇINAR YAYINLARI, 384 S.