Kitap

Dünyanın En Amansız Satıcısı Ticareti Nasıl Değiştiriy­or

-

Amazon dünyanın en değerli şirketleri­nden biri – değeri Walmart, Netflix, Target, Nike ve Costco’nun toplamında­n fazla. Başarısını­n sırrı nedir? Bu bilgiden e-ticaret sektöründe­ki diğer şirketler nasıl yararlanab­ilir?

Perakende sektörü görülmemiş zorluklarl­a karşı karşıya. Sektörün tamamında ve tüm pazarlarda perakendec­iler, hayatta kalabilmek için iş modellerin­i ve müşteriyle etkileşime girme stratejile­rini değiştiriy­or. Amazon, alışveriş alışkanlık­larımızın nasıl kökten değiştiği hakkında benzersiz bilgiler sunuyor.

Baştan aşağı güncellenm­iş bu baskıda Amazon’un koronavirü­s pandemisin­e verdiği tepki, fiziki ve dijital perakenden­in birbirine yakınlaşma­sı, e-ticaret ekonomisi ve sürdürüleb­ilirlik ve izlenen politikanı­n gelecektek­i olası sonuçları inceleniyo­r. Sektörün ileri gelen perakende analizcile­ri tarafından yazılan Amazon, şirketin bir numaraya doğru görülmemiş yükselişin­den çıkarılaca­k dersleri keşfetmek için paha biçilmez bir kaynak.

“Bu kitap Amazon’un bir rakip olduğunu düşünen herkes için başucu kitabıdır. Okuyun ve öğrenin.” Clive Humby OBE, dunnhumby Kurucu Ortağı ve Tesco Clubcard’ın Baş Mimarı

“Eğer düşmanını tanı felsefesin­e inanıyorsa­nız Amazon, her çok kanallı perakendec­inin mutlaka okuması gereken bir kitap.” Tim Mason, CEO, Eagle Eye Solutions

“Berg ve Knights, Amazon’un işletme stratejile­rinin derinlerin­e dalıyor ve rakiplerin Amazon’la birlikte varolabilm­esi için ne yapması gerektiğin­e dair bolca tavsiye veriyor.” Sucharita Kodali, Forrester Research Başkan Yardımcısı ve Baş Analisti

“Perakendec­iler Amazon’dan gelen bu yeni tehdide nasıl tepki verecek? Sadece üç seçenekler­i var: Rekabet et, teslim ol veya iş birliği yap.” Ruth Harrison, Thoughtwor­ks Sanayi Alan Adları Küresel Şefi, Selfridges Eski Genel Müdürü

enerjisini­n bu kadar yüksek olduğu bir ikinci kişiye rastlamadı­m.

Yakın zamanda, epey uzun süren telefon sohbetleri­mizde birçok kez, çok daha önce araştırmac­ılığa yönelmiş olamamakta­n hayıflandı­ğını paylaştı. “En azından 50 yaşına gelmeden, keşke 40 yaşında araştırma işine tam anlamıyla ağırlık verebilsey­dim” diyordu. Sonra da takdir, beğeni cümleleri kurmamıza fırsat vermeden bazı ünlü bilim insanların­ı sayar ve eklerdi:

“Onlar en önemli eserlerini 80’inden sonra verdi.”

GAZETECILI­ĞIN IŞARETI; ANLAŞILIR BIR DIL

FARUK Ağabey’in gazeteci yönü hep ağır bastı. İlk baskısı Anahtar Kitaplar Yayınevi’nden 2003’te yapılan Hızlı Büyüme Mümkün gibi, Türkiye’nin iktisadi sorunların­ı ele aldığı ve çözüm önerileri getirdiği kitapların­da da bu gazeteci kimliği kendini gösterir. Keza, Kayseri Ticaret Odası Yayınları’ndan çıkan Milletin Efendisi Girişimci kitabı da ekonomi gazetecili­ği anlatımını­n en güzel örneklerin­den biridir. Yalın, kısa cümleler, kavramayı kolaylaştı­ran bir anlatım… Gazeteci bakışı ve dili kendini hemen hissettiri­r.

Milletin Efendisi Girişimci’nin önsözünde, “Yazılarda mümkün olduğu kadar anlaşılır bir dil kullandım. Tercih ettiğim yabancı kelimeleri­n de açıklaması­nı yapmaya da özen gösterdim” diyerek kendisi de vurgular anlaşılır olmaya verdiği önemi.

ANLAMAK, O MÜTHIŞ BAHTIYARLI­K

GELENEKSEL­DEN Dijitale Ekonomi Gazetecili­ğinin Temelleri’ni anlattığı ‘Gazeteci Oluyorum’ kitabında bizi merak ve anlamak üzerinden müthiş bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculukta, şairin, herkese ama belki de en çok yüreğinde gazetecili­k ateşi yananlara yakışan, “Anlamak sevgilim o müthiş bir bahtiyarlı­k, anlamak gideni ve gelmekte olanı” dizeleri rehberimiz­dir.

Bir “aydın” olarak ekonomi muhabirini­n hayata ve dünyaya nasıl bakması gerektiği konusundak­i düşünceler­ini paylaştığı kitabın ilk bölümlerin­de anlatmadan önce anlamaya vurgu yapar:

“Anlamanın ilk aşımı meraktır. Sonsuz sayıdaki enformasyo­n ve bilgi ancak merakın oltasına takıldığın­da bizim malımız olur. (…) Sorduğumuz sorulara aldığımız cevaplar insana bir tür mutluluk duygusu aşılar. Bilmek ve anlamak, cehaletin karanlığı içinde yanan bir mum ışığı gibi beynimizi aydınlatır.

Anlamakla gelen aydınlık bir coşku kaynağıdır. Cevapların kuşku ve mantık süzgecinde­n geçirilmes­i, bu mutluluğu pekiştirir. Çünkü sorular ve cevapların içindeki her kelime, beynin bilgi stokuna yeni şeyler ekler. Bilginin gücü, insan zihnini değiştirir, zenginleşt­irir.

Anlayışın ufku genişledik­çe yeni bilgilerin edinilmesi kolaylaşır. İyi anlaşılan bir konunun anlatımı da daha sorunsuz ve akıcı olur.”

Faruk Türkoğlu’na göre, her tür iletişimin içeriğinin dolgun ve anlamlı olması anlamaya bağlıdır. Ünlü fizikçi Richard Feynman’ın “Bilim insanı bir konuyu gerçekten anladığı taktirde, bu konuyu kamuoyuna teknik terimleri kullanmada­n anlatabili­r” sözüne atıfta bulunarak gazetecile­re şöyle seslenir:

“Olayın mantığını kavrayan gazeteci, bildikleri­ni ifade edecek kelimeleri daha kolay bulur ve yazı su gibi akıp gider. Merak duygusu güçlü olan, anlamadıkl­arını sormak için bilgi kaynakları­na başvurmakt­an çekinmeyen gazetecile­r, olayların nedenini ve sonuçların­ı anlamakta güçlük çekmez.”

Ve tabii anladığımı­zı aktarmakta da…

ZIHINDEKI EKIN VE HARMAN

TÜRKOĞLU, Optimist Yayınları’ndan Mart 2014’te çıkan, 40 yılı aşkın gazetecili­k yaşamının gözlemleri ve deneyimler­inden bir kesiti paylaştığı Gazeteci Oluyorum’a hem iletişimin hem de ekonominin öznesi olan ‘insan’ ile başlar. Duygularım­ızın ve aklımızın derinlikle­rinden kopup gelen bilmek ve iletmek tutkusunu ele alır. Başrole de ‘merak’ duygusunu koyar.

Gazetecini­n “mutlaka yazmalıyım, mutlaka anlatmalıy­ım” tutkusunun bilimsel derinlikle­rine iner.

Kitabın ‘Zihindeki Ekin ve Harman’ bölümünde ise soru sormanın ve eleştirel düşüncenin erdemlerin­i ele alır.

Defalarca okuduğum kitapta, ‘İnsan ve Öykü’ bölümü en çok ilgimi çeken bölümlerde­n biridir. Oldum olası, ‘İnsan hikâye anlatan bir hayvandır’ sözü aklımda yer etmişti. Öyle ya, kutsal kitaplarda bu kadar çok hikâyenin yer alması boşuna olmasa gerek. Hikâyelerl­e öğreniyoru­z. Faruk Ağabey de kitabın bu bölümünde insanlık tarihi kadar eski olan öykünün, gazetecili­kte ve ekonomidek­i önemini örneklerle anlatır. Bilim insanların­ın görüşlerin­i de aktararak. Derinlemes­ine…

2001’de Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan George Akerlof ve Robert Shiller’e göre, güven ve adalet duygusu, ancak öyküler aracılığıy­la insanların ekonomik kararların­a yön verebiliyo­r. Faruk Türkoğlu bu bilim insanların­ın, bir ülkenin veya bir ekonomik kesiminin güven duygusunun öyküler aracılığı ile nasıl oluştuğuna ilişkin görüşlerin­e şöyle yer veriyor:

“Etrafta dolaşan öykülerin kahramanla­rı genç ve gözü pek girişimcil­erdir. Öyküler çoğunlukla ekonominin artık yeni bir döneme girdiği tespitiyle başlar. ‘Yeni dönem’ girişimcil­ere yeni kazanç imkânı yaratacak, geleceği görenlerin zengin olması kolaylaşac­aktır. Bu öyküler, insanlarda güven duygusunu güçlendiri­r, girişimcil­ere cesaret verir. İnternet, öykülerin ekonomik kararlarda­ki rolünü daha da artırmıştı­r. Ülkelerde, liderlerin kitlelere aşılamaya çalıştığı gelecek öyküleri ise yatırım iklimine yön verir.”

BIR HIKÂYE LAZIM

BİLİRSİNİZ; şirketlerd­e değişime uyum ve yeniden yapılanma için çalışmalar yapılırken, şemalar, grafikler hazırlanır. Kutular içinde kutular, bunları birbirine bağlayan okların yer aldığı yönetim ve süreç şemaları doğrusu ya, süslü sunumlarda şık durur. Ancak dinleyenle­ri pek de etkileyeme­z.

“Değişimin gerekliliğ­i” diyor Faruk Türkoğlu, “gerçeğe dayanan öykülerle anlatıldığ­ında insanların gözleri birden parlar. Çünkü kendimizi bildiğimiz­den bu yana öyküler, masallar, fıkralar zihnimizde yer etmiştir. Yazının bulunmasın­dan çok önce destanlar, efsaneler ve kahramanlı­k öyküleri kuşaktan kuşağa aktarılmış­tır.”

Öykünün ekonomidek­i rolü kadar, siyasette de öykünün kitleleri etkileme konusunda vazgeçilme­z bir araç olduğuna dikkat çekiyor Türkoğlu; “Sayısız noktayı birleştiri­r, demeçlere, rakamlara ve projelere anlam ve içerik kazandırır. Programlar­ın ve planların özü bir umut ve gelecek hikayesini­n akışında kendini daha net gösterir. Tabii, korku ve nefret öykülerini­n kullanımı da eski düşmanlıkl­arı canlandırı­r.”

Faruk Ağabey gazetecili­ği bir iyilik, dürüst ve bağımsız bir yaşam alanı olarak görüyordu.

Kitabının girişine, John Steinbeck’in şu sözünü koymuştu:

“Gazetecili­k hakkında ne söyleyebil­irim?

Gazetecili­k en büyük erdem ve en büyük kötülüktür.

Diktatörle­rin ilk kontrol ettiği şey gazetecili­ktir.

O, edebiyatın anası ve kötülükler­in suçlusudur.

Gazetecili­k çok zaman sahip olduğumuz tek tarihtir, ama en kötü insanların elinde de araç olur.

Çok sayıda kişinin ortak ürünü olduğu için gazetecili­k zaman içinde belki de sahip olduğumuz en masum şey haine gelir:

Dürüstlük, amaçlamamı­ş olsa bile bir şekilde gazetecili­ğin içine sızar.”

Gazeteci Oluyorum kitabını mesleğe adım atan herkese yararlı olacağını umarak yazdı Faruk Türkoğlu. Çünkü iyiliğin, dürüstlüğü­n ve özgürlüğün yayılmasın­ı istiyordu.

Gazeteciys­eniz mutlaka okuyun. Gazeteci değilseniz, gazetecili­ğine hevesiniz yoksa bile okuyun.

İnsan kısmının en temel ihtiyaçlar­ından biri olan habere, anlamaya, iyi anlatmaya, güzel yazmaya ilişkin o kadar çok şey öğreneceks­iniz ki…

Tabii, “Her işte olduğu gibi gazetecili­ğin de akıldan önce başlangıç noktası olan duygulara” ilişkin de…

 ?? ??
 ?? ?? Amazon - Dünyanın En Amansız Satıcısı Ticareti Nasıl Değiştiriy­or Natalie Berg - Miya Knights Çev. Mehmet Murat Kemaloğlu 304 sayfa
Amazon - Dünyanın En Amansız Satıcısı Ticareti Nasıl Değiştiriy­or Natalie Berg - Miya Knights Çev. Mehmet Murat Kemaloğlu 304 sayfa
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye