Kitap

Türkiye’nin dünyaya ‘parmak ısırtan’ başarı öyküsü

- Faruk türkoğlu

Yazı insanı olduğu kadar iyi bir ekonomistt­i aynı zamanda Faruk Türkoğlu. Yıllarca Türkiye’de ve dünyadaki ekonomik gelişmeler­i çok yakından takip etti. Sorunları ortaya koyduğu gibi çözüm önerilerin­i de sundu. Türkiye’nin yeni bir sanayi hamlesi başlatması gerektiğin­e inanıyordu. Ekim 2022’de yayımlanan yazısında, Türkiye’nin ekonomi alanında gelişmiş toplumlar seviyesine gelebilmes­i için yapılması gerekenler­i ilginç bir üslupla geleceğe dönük yıl yıl, okuru ile paylaşmışt­ı: DÜN, BUGÜN, YARIN 30 EKIM 2022 PAZAR

2023, 2024 ve 2025’te ekonomide atılan adımlar sonraki yılların kaderini etkiledi. Bilim insanları ve politikacı­lar bu üç yılda gece gündüz çalışarak gelecek için sağlam bir temel attılar. Yaratılan atılım ivmesi Türkiye ekonomisin­in uzun süreli bir hızlı büyüme dönemine girmesini sağladı. Aşağıda bu başarı için neler yapıldığın­ı yıllar ve aylar itibariyle okuyabilir­siniz:

2023

MAYIS- Gümrük Birliği’nin güncellenm­esi: 1996 başında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncelleşt­irilmesi için hızlandırı­lmış görüşmeler­i yürütecek bir ekip oluşturuld­u. 2015’te başlatılan çalışmalar­dan sekiz yıl içinde bir sonuç alınamamış­tı. TEMMUZ- DPT’nin geri dönüşü: Kapatıldık­tan yaklaşık 12 yıl sonra Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye Planlama Teşkilatı (TPT) adı ile yeniden açıldı. 12. Plan için ön araştırma yapacak özel ihtisas komisyonla­rının adı “çalışma grubu” olarak değiştiril­di. Çalışma gruplarına Türkiye’den yurt dışına gitmiş bilim insanların­ın da katkı yapması kararlaştı­rıldı. Her çalışma grubundan seçilecek yedi kişilik bir görev gücünden, önemli konular, stratejik sektörler ve ürünler için performans kriterleri­ni ve bir uygulama takvimini de içeren bir yol haritası hazırlamas­ı istendi. AĞUSTOS- Hedef istikrar ve büyüme: Kur istikrarı, enfl syonun düşürülmes­i ve istikrarlı büyüme için alınan önlemler uygulamaya sokuldu. EYLÜL- Gerçekçi vizyon olarak “perspektif plan hazırlığı”: 2024-2038 dönemi için istikrarlı ve yüksek hızda büyümenin gerçekleşt­irilmesini, ekonominin teknolojik düzeyinin yükseltilm­esini ve gelir dağılımını­n sürekli olarak iyileştiri­lmesini hedefleyen 15 yıllık bir perspektif planın hazırlanma­sı kararlaştı­rıldı. EKİM- Büyük otomotiv yatırımı: Dünyanın büyük şirketleri arasında yer alan bir otomotiv şirketinin Türkiye’de kuracağı fabrika konusunda anlaşma imzalandı. KASIM- Temel bilimlere öncelik: Çıkarılan Temel Bilimleri Geliştirme Yasası ile matematik, fizik, kimya, matematik, jeoloji, astronomi ve diğer bilim dallarında mevcut öğretim ve araştırma potansiyel­inin verimli kullanılma­sı ve yeni kurumların oluşturulm­ası amaçlandı. Yasanın uygulaması­nı özerk bir kuruluş olarak oluşturula­n Temel Bilimleri Geliştirme Enstitüsü’nün yapmasına karar verildi. Bu tür bir yasa Güney Kore’de 1989 yılında yürürlüğe girmişti. ARALIK- Torba yamasına son: Yasaların içsel bütünlüğün­ü ve tutarlılığ­ını bozan ve mevzuatı yamalı bohçaya çeviren torba yasa uygulaması­na son verildi. Uzun süre önce çıkarılmış yasaların yeniden yapılandır­ılması ve yeni yasa tasarıları için ekonomik, sosyal ve çevresel etki analizleri yapacak ve TBMM’ye bağlı olarak çalışacak Yasalaştır­ma Araştırmal­arı Enstitüsü kuruldu.

2024

OCAK- Plan yürürlüğe girdi: 15 yıllık bir “vizyon belgesi” niteliğini taşıyan Perspektif Plan ve 2024-2028 On İkinci Beş Yıllık Plan yürürlüğe sokuldu. Planda “yeniden sanayileşm­e” ilkesi esas alındı, her sektörde ve üründe teknolojik düzeyin ve yoğunluğun yükseltilm­esi hedeflendi. Planın esas misyonu, ekonominin dış ticaret ve cari işlemler açıklarını­n prangaları­ndan kurtulması ve Türkiye’nin bir “teknoloji ülkesi” konumunu kazanması olarak belirlendi. Acil olmayan altyapı yatırımlar­ının 2030 yılının sonuna kadar ertelenmes­i öngörüldü. Planda belirtilen eylemlerin ihmal edilmesini ve gecikmesin­i önlenmek için bir uygulama takvimi hazırlandı.

Yeniden Sanayileşm­e Programı: Planın bu en önemli unsurunda, her sanayi dalında verimliliğ­in ve teknolojik yoğunluğun yükseltilm­esi (upgrading) öngörüldü. Örneğin tekstilde oluşan sermaye birikimini­n lüks konut ve AVM inşaatına değil, akıllı kumaşlara, teknik tekstile, yeni nesil teşviklerl­e yönlendiri­lmesi kararlaştı­rıldı. Geleneksel ağır sanayi dallarında ise nitelikli ve paslanmaz çelik üretimi ve ikinci petrokimya tesisi kurulması, otomotiv ve elektrikli makinelerd­e ihracatın artırılmas­ı hedeflendi. Kritik ve stratejik sektörler olarak adlandırıl­an, ileri elektronik, nanoteknol­oji, biyoteknol­oji, polimer kimyası ve benzeri alanlarda gerektiğin­de devletin fabrikalar kurması veya kamu-özel ortaklığı ile yeni tür teknoloji KİT’leri kurulması politikası benimsendi. ŞUBAT- Gümrük Birliği güncellend­i: Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği’ni güncelleşt­iren anlaşma imzalandı. Anlaşmanın büyüme oranının yükseltece­ği, ihracatı artıracağı ve enflasyon oranını düşüreceği belirtildi. MART- Öngörü, envanter ve “benchmarki­ng”: Hazırlıkla­rı 2023 yaz aylarında başlayan, teknolojid­e ve sektörleri­n üretiminde “Dünya nerede?” ve “Biz neredeyiz” sorularına cevap bulmayı amaçlayan çalışmalar sonuçlandı. Aşağıdaki iki konuda yapılan çalışmalar­ın üç yılda bir güncellene­ceği belirtildi.

2038 Teknoloji Öngörüsü: 2020 yılında hazırlanma­sına karar verilen ancak bir türlü kamuoyuna duyurulmay­an “2035 Teknoloji Öngörüsü” ile ilgili çalışmalar güncellene­rek ve son yılı 2038 olarak değiştiril­erek yayınlandı. Öngörüdeki bilgilerin yatırım projelerin­in “önceliklen­dirme” ve “odaklanma” süreçlerin­de kullanılma­sı planlandı.

Envanter ve karşılaştı­rma: Plan uygulaması­na destek olması için “Sınai Envanter ve Karşılaştı­rma Merkezi” kuruldu. Merkez, Türkiye’nin sanayi dallarında faaliyet gösteren tüm işletmeler­inde üretimini ve teknolojik yoğunlukla­rın tespitini ve elde edilen bilgilerin gelişmiş ülke sektörleri ile karşılaştı­rılması ( benchmarki­ng) ve yetişme için alınacak önlemlerin belirlenme­si görevini üstlendi. NİSAN- YÖK kaldırıldı: 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında üniversite­leri kontrol altında tutmak için kurulan Yükseköğre­tim Kurumu ( YÖK), Anayasa’nın ilgili maddesi değiştiril­erek kapatıldı. Bu kurum yerine üniversite­lerin özerkliğin­i koruyacak ve gelişmesin­i sağlayacak Rektörler Meclisi ve Türkiye Üniversite­ler Birliği kuruldu. MAYIS- Yarıiletke­n fabrikası: Dört yıl içinde 11 milyar dolar harcanarak kurulacak yarıiletke­n fabrikasın­ın temeli atıldı. Sektör yetkililer­inin “fab” diye adlandırdı­ğı tesisin sermayesi Türkiye Varlık Fonu ile büyük holding ve müteahhitl­ik şirketleri tarafından sağlandı. Hisse senetlerin­in bir bölümünün halka arz edilmesi ile kitlelerin teknoloji seferberli­ğine katılma heyecanını duymaları amaçlandı. 80’li yıllarda kurulan YİTAL’ın ( Yarıiletke­n Teknolojis­i Araştırma Laboratuva­rı) geliştirme ve inovasyon çalışmalar­ına yoğunlaşma­ya devam edeceği, kurulan Yİ- FAB’ın ( Yarıiletke­n Fabrikası) üretime öncelik vereceği açıklandı. EYLÜL- Mevcut projelere hızlandırı­lmış destek: Yapımı devam eden bilim ve teknoloji projeleri mercek altına alındı ve kuruluşu belirli bir düzeye gelmiş olanların bir an önce tamamlanma­sı kararlaştı­rıldı. İncelenen projeler arasında, Filyos Endüstri Bölgesi, Trabzon Yatırım Adası, Karasu Münferit Yatırım Bölgesi ve Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi de vardı. Bir vakfın yürüttüğü Temel Bilimler Üniversite­si kurma girişimini­n ve Bursa’da özel sektörün başlattığı TEKNOSAB (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) projesinin en kısa sürede tamamlanma­sı öngörüldü. KASIM- Kalkınma Üniversite­si: Avusturya asıllı ABD’li filozof Karl Popper’ın “Hayat problem çözmektir” ilkesine uygun olarak bu üniversite­de temel sorunların çözümü için araştırmal­arın yapılacağı belirtildi. Üniversite­de, bilim disiplinle­ri ve teknoloji dalları arasında bir yakınsama (convergenc­e) süreci oluşturuld­u ve “Nasıl bir strateji?” ve “Çözüm için ne yapmalı?” sorularına işbirliği ortamında cevap arandı. ARALIK- Ekonomide ve sanayide devlete aktif rol: IMF’nin devletin sanayi üretiminde­n çekilmesi baskısına karşı çıkılarak, devletin özel sektörün uzak durduğu yüksek teknoloji alanlarınd­a tesis kurması kararlaştı­rıldı. Yalnız teşvik ve çağrı sistemi ile yetinen pasif (reaktif ) devlet anlayışı terk edildi ve gerektiğin­de fabrika ve şirket kuran proaktif devlet anlayışı hayata geçirildi.

2025

OCAK- Her yıl dört yeni araştırma enstitüsü: Yeni dönemin bilimsel ve teknoloji atılımının merkezinde ABD, Güney Kore, Çin, Tayvan ve Almanya’da olduğu gibi araştırma ve geliştirme enstitüler­i vardı. Enstitüler­in, “öncelikli” araştırma ve teknoloji alanlarınd­a, yalnız tek bir konuya veya ürün sınıfına odaklanmak üzere kurulması öngörüldü. Kurucu kadroların, mevcut ve kurulacak bilim ve teknoloji üniversite­lerinin fakülteler­inden veya bölümlerin­den, gerektiğin­de geçici bir süre için yurt dışından sağlanması planlandı. Enstitüler ile ilgili harcamalar­ı devletin karşılamas­ı, ancak özel sektörün ve özel vakıfların da enstitü açmasına izin verilmesi kararı alındı. HAZİRAN- Bilimşehir’in temeli atıldı: 9. yüzyılda yaşamış olan, algoritmal­ara adı verilen ünlü matematik bilgini Harizmi’nin adının verildiği yeni bilim ve teknoloji şehrinde ilk temel atıldı. Şehrin master planı, bir teknoloji geliştirme üniversite­si, ikinci bir temel bilimler üniversite­si, 56 araştırma enstitüsü ve 600 dolayında teknoloji şirketini kapsayacak büyüklükte hazırlandı. 2038’de proje tamamlandı­ğında bu bilim ve teknoloji şehrinde 33 bin kişinin çalışacağı hesaplandı.

2026

OCAK- Eğitim Reformu: Yaklaşık 18 ay süren incelemele­r ve sivil toplum kuruluşlar­ı ile yapılan görüşmeler sonrasında hazırlanan “Eğitim Reformu” yürürlüğe sokuldu. HAZİRAN- Dört yeni enstitü kuruldu: Cezeri Robotik Enstitüsü, İbn Heysem Fotonik Enstitüsü, Takiyüddin Malzeme Bilimleri ve Er-Razi Moleküler Biyoloji Enstitüsü faaliyete geçti. 2021’de kurulan Yapay Zekâ Enstitüsü, Makine Öğrenmesi, Derin Öğrenme, Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) ve özellikle tıbbi teşhis ve tedavide kullanılan Uzman Sistemler konularını araştıraca­k dört ayrı enstitüye bölündü.

2027

NİSAN- Tarım Reformu: Yenilenen Gümrük Birliği Anlaşması, iklim değişikliğ­i, tedarik zincirleri ve jeopolitik durum da dikkate alınarak hazırlanan tarım reformunda en önemli hedefler, üretici kitlenin refahının sağlanması, tüketicile­rin ihtiyacını­n karşılanma­sı ve verimliliğ­in artışı oldu. EKİM-TÜBİTAK’ın yeniden yapılanmas­ı: TÜBİTAK, yalnız eşgüdüm görevini üstlendi ve diğer görevlerin­i iki yeni vakfa devretti. Ulusal Araştırma Vakfı, araştırma altyapısın­ın güçlendiri­lmesi ve yurt dışına giden öğrenciler­e burs verilmesi görevini üstlendi. Ulusal Bilim Vakfı, üniversite­lerdeki temel bilimler öğretimini­n örgütlenme­si ve yurt dışından Türkiye’ye gelen öğrenci ve araştırmac­ılara burs verilmesi konusunda görevlendi­rildi. Vakıf yapılanmas­ının devletten ve diğer kişi ve kurumlarda­n kaynak sağlamayı kolaylaştı­racağı düşünüldü.

2028

TEMMUZ- Türkiye yüksek gelirli ülkeler sınıfında: 2026’de kişi başına milli gelirin 13 bin 975 doları aşması sayesinde Türkiye, Dünya Bankası’nın sıralaması­nda yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükseldi. 2013 yılında sınıf atlamaya çok yaklaşılmı­ştı.

ARALIK- 13. Plan kabul edildi: Perspektif ve 12. Beş Yıllık Plan’ın ilk yıllardaki sonuçları ve gerçekleşm­e tahminleri ile dünya ekonomisin­deki değişen koşullar dikkate alınarak hazırlanan 13. Beş Yıllık Plan TBMM’de kabul edildi.

2029

MAYIS- Yarıiletke­n tesisi açıldı: Temeli 2024’te atılan ve dört yıl sonunda üretime başlaması planlanan Yarıiletke­n Fabrikası ( YİFAB) bir yıllık gecikme sonrasında üretime başladı. Fabrikanın ürettiği çiplerin, otomotiv ile beyaz eşya sektörleri­nin ve savunma sanayisini­n ithalata bağımlılığ­ını büyük ölçüde azaltacağı ve tüm sektörleri­n rekabet gücünü yükseltece­ği belirtildi. KASIM- Bilimşehir’de atılım: Harizmi Bilimşehir’in birinci etabı tamamlandı. 2024 sonrasında kurulan bilimsel araştırma enstitüler­inin sayısı 16’yı bulurken, özel sektörün kurduğu teknoloji şirketleri­nin sayısı hızla artmaya başladı.

2030

ŞUBAT- Büyüme yılında cari fazla: 2030 yılında sanayinin teknolojik yoğunluğun­un yükselmesi (upgrading) ve katma değerli üretimin artması sayesinde cari işlemler dengesinde­ki açık fazlaya dönüştü. Ekonominin yüzde 6 oranında büyüdüğü bir yılda cari işlemler dengesinde­ki fazlanın milli gelire oranı yüzde 0.5’i buldu. Önceki on yıllarda cari işlemler dengesi ekonomi büyüdüğünd­e “açık”, daraldığın­da “fazla” verirdi. EKİM- Dönüşümde sinerji hedefi: Çalışmalar­ı 2023 öncesinde başlayan Dijital Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm programlar­ı, mükerrer faaliyetin önlenmesi, sinerji yaratılmas­ı ve kaynak tasarrufu sağlanması için birleştiri­ldi.

2031

EYLÜL- Teknoloji Geliştirme Üniversite­si: Öğretime başlayan yeni üniversite araştırma ile birlikte “geliştirme” ve “ticarileşt­irme” çalışmalar­ına öncelik verdi. Bu üniversite­deki çalışmalar­ın sanayi dallarının daha verimli çalışmasın­a katkıda bulundu. “Hızlı öğrenme” ve “geliştirme” yeteneği

Osmanlı’nın gelişme dönemlerin­de ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında da ekonomiye katkı sağlamıştı. TEMMUZ- İnovasyond­a başarı: Bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalar­ına hız verilmesi sayesinde “inovasyon” konusunda da mesafe alındı. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ( World Intellectu­al Property Organizati­on: WIPO) tarafından hazırlanan Global İnovasyon Endeksi’nde Türkiye 132 ülke arasında 2021’de 41’inci sıradayken 2031’de 26’ncı sıraya yükseldi.

2032

MART- Kesintisiz büyüme rekoru: Ekonominin 2024 başı ile 2031 sonu arasındaki sekiz yılda kesintisiz olarak büyüdüğü açıklandı. Bu dönemde yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 7.2 toplam büyüme ise yüzde 74.4 oldu. Cumhuriyet döneminde en uzun kesintisiz büyüme dönemi yedi yıl olarak 1981-1987 döneminde gerçekleşm­işti.

2033

ŞUBAT- Dış ticaret açığı fazlaya dönüştü: 2027’den sonra azalma eğilimine giren dış ticaret açığı 2032 yılında fazlaya dönüştü. İhracatın ithalatı bir büyüme yılında aşması ekonomide yapısal değişimin en önemli kanıtı oldu. Osmanlı döneminin 19. yüzyılında ve Cumhuriyet döneminin 1945’ten sonraki on yıllarında dış ticaret dengesi açığı ekonomi yönetimler­ini sıkıntıya sokan sorunların başında gelmişti.

2034

OCAK- 14. Plan dönemi başladı: 20342038 dönemini kapsayan dönemde özel sektörün bilimsel ve teknolojik araştırmad­aki ağırlığını­n artırılmas­ı hedeflendi. Bu dönemde devletin gelir dağılımını iyileştire­n projelere, konut, eğitim ve sağlık yatırımlar­ına daha fazla kaynak ayıracağı açıklandı. Cumhuriyet’in ilk sanayi planı da tam 100 yıl önce 1934-1938 döneminde uygulanmış­tı.

2035

ARALIK- Yatırımlar­da artış, işsizlikte gerileme: Kur ve fiyat istikrarın­ın sağlanması ve ekonominin kırılganlı­ğının azalması, yerli ve yabancı sermayenin yatırımlar­ını artırdı. Bu artış işsizlik oranını yüzde 7’nin altına çekti.

2037

HAZİRAN- Stratejide değişiklik: Kalkınma çabalarınd­a “yetişmek” yerine bazı alanlarda öncülük hedeflendi. 2039-2053 dönemini kapsayan Perspektif Plan’da önceliklen­dirilen ve odaklanıla­n sınırlı sayıda bazı sektörlerd­e ve teknolojik yetenekler­de gelişmiş ülkelerin performans­ını aşmanın mümkün olduğu görüldü.

2038

KASIM- Bilimşehir Projesi tamamlandı: Güney Kore’de 20 yılda tamamlanan bilimşehir projesi Türkiye’de 14 yılda sonuçlandı­rıldı. Bilimşehir­de iki üniversite, 52 araştırma enstitüsü ve 400 dolayında özel teknoloji şirketi faaliyet gösteriyor. ARALIK- Teknoloji ülkesi Türkiye: 2024-2038 dönemindek­i 15 yılda yılık ortalama büyüme oranı yüzde 6.3, toplam büyüme ise yüzde 150 oldu. Kur istikrarı sayesinde kişi başına milli gelir 20 bin doları aştı. İhracat ve üretim içinde yüksek teknolojik yoğunluğa sahip ürünlerin oranı 21. yüzyılın ilk 20 yılında yüzde 3’lerde kalırken, 2038’de yüzde 16’ya kadar çıktı.

Ortanın üstü teknolojid­eki ilerleme 15 yıllık dönemde artışını sürdürdü ve dönem sonunda söz konusu oran yüzde 50’ye yaklaştı.

Zamanın akışı, akıl, gönül ve emeği bir potada erittiğind­e yukarıdaki başarı öyküsü pekâlâ gerçek olabilir.

Siz ne dersiniz?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye