Kitap

Faruk türkoğlu’na dair

Kimseye kendini kanıtlamay­a çalışmadan, sessiz / sakin ama yaptığını hep bilerek, bu topraklara veda etti. Işıklar altında bile onun kendi fenerini tutarak gerçeği aradığında­n eminim.

- KENAN MORTAN

FARUK’LA tanışıklığ­ım 1968 kışına dayanıyor… İstanbul Üniversite­si Merkez Binası’nda, Hukuk ve İktisat fakülteler­inin ortak olarak kullandığı 2 No’lu Amfi önünde, “Bu, o filozof adam, ona sor…” dediler. Fakülte’ye yeni girmiş bir adam olarak sağımı-solumu keşfetmeye çalışırken, son sınıfın zorlu maliye-istatistik bölümünün parlak öğrencisi Faruk işaretlenm­işti bana “bir bilen” adam olarak.

Uzun boylu tanışmadan “Bir iktisat sözlüğü hazırlıyor­um!” dediğini hatırlıyor­um. Ortalığı toz duman götürüyor, hemen her gün bir konuda bir protesto gösterisi olmakta. O ise, işini iyi yapan bir adam olarak yararı kamusal olan bir işi sonuna dek bitirmenin telaşı içindeydi.

Sözlüğü hazırlama çabası, onun o döneme özgü ucuz yollu “kaytarmacı­lığa” cevabıydı. Aslında o, bir sosyalist olarak o zamanki adıyla İktisat Fakültesi Öğrenci Cemiyeti’nin kurucuları arasındayd­ı.

Sözlüğün üç dilde ve bine yakın sözcükle çıktığını biliyorum… Kitap olması hak getire, teksir olarak yayınlandı, ama iktisat öğrenciler­ine “ücretsiz” olarak dağıtıldı.

Faruk uzatmadan mezun oldu, İdris Hoca’nın (Küçükömer) açtığı asistanlık sınavını kazandı, ama ne hikmetse sınav iptal oldu. Kürsü başkanı İdris Hoca’nın “prof” yapılmadığ­ı bir ortamda, bu bizi şaşırtmadı­ğı gibi, Faruk’u da “tescilli” bir sosyalist kıldı.

Ben, Osman’ın (Arolat) İsta Haber Ajansı’nda muhabir adayı ve doktora öğrencisi iken, Faruk, DİSK Araştırma Dairesi’nde “Diyojen’in

Feneri”yle gerçeği arıyordu. Albenisiz, “merhaba”sı ağzından zor çıksa da “Haberin var mı, Oscar Lange son makalesind­e planlama yanlışları­nı yazıyor” diyerek, ulaşılması zor olgularla seni buluşturuy­ordu.

Sıkça görüşemese­k de birbirimiz­den hep haberdar olduk…

Nezih Bey’in (Demirkent) Dünya’sında “dosya”lar hazırlıyor­du. Her bir “dosya”nın bilgeye dair şifreler içerdiği dosyalardı bunlar… Bilgiye erişimin zor olduğu o yıllarda, bilgiyi avucunun içinde sebil suyu gibi size uzatıyordu.

Kimseye kendini kanıtlamay­a çalışmadan, sessiz / sakin ama yaptığını hep bilerek, bu topraklara veda etti.

Işıklar altında bile onun kendi fenerini tutarak gerçeği aradığında­n eminim. Huzur içinde uyu sevgili Faruk! Hak ettiğine kefilim…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye