“üretkenlik vagonu” hangi istasyonda?
Daron Acemoğlu ve Simon Johnson’un yazdığı, KİTAP dergisi, 2023 Yılın İş Dünyası İktisat Kitabı ödülü sahibi İktidar ve Teknoloji, Doğan Kitap yayını. Kitap, çağımızda yaşanan büyük karmaşayı kavrayışa dönüştürmek için cesur bir girişim serüveni.
BUGÜN sizinle paylaşacağım Daron Acemoğlu ve Simon Johnson’ın “İktidar ve Teknoloji” kitabını KİTAP dergisi, 2023 Yılın İş Dünyası İktisat Kitabı olarak seçti. Kitap ve yazarları için yazıya aktaracağım her sözcük, hiç bulandırılmamış bir içtenliğin çeşmelerinde yıkanmıştır. Yazılan her sözcük, söylenenlerin eksiğini tamamlama, yanlışını düzeltme ve doğruya destek olma çağrısıdır. Anlatılan her düşünce, bilgili ve temas halinde seçkinlerini toplam nüfusunun yüzde 5’i düzeyine çıkaramayan toplumların kuralları ve standartları belirleyenlerin uydusu olmaktan kurtulamayacağını bir kez daha yüksek sesle haykırmadır. Ak kâğıt üstüne kara lekeler halinde düştüğümüz her cümle, kendi insanını küçümseyen, “Ev danasından öküz olmaz” diyen dilinin retoriğinin selinde sürüklenen kasaba kültürünü aşma niyetidir. Kitap, biri bizim toprağımızın da insanı olan, Daron Acemoğlu ve Simon Johnson’un entelektüel birikimin tanıklığına başvurudur ve başımızı kaldırıp yukarılara bakarak, kendimizi en yüksek yerde sanma kasabalılığını aşabilme kervanına katılma için davettir.
Kendini en ileri odaklarda kanıtlamış iki bilim insanının bin yıllık perspektifle paylaştıkları bilgilerin merkezinde “üretkenlik vagonu” terimi yer alıyor. Yazarlar “üretkenlik vagonu” terimiyle ne anlatmak istediklerini şöyle özetliyor:
“Rekabetçi işgücü piyasalarında, ücretler işgücünün marjinal üretkenliği tarafından belirlenir. Ekonomideki en yaygın yaklaşımlar, marjinal üretkenliği ortalama üretkenlikle (Çalışan başına çıktı veya katma değer) ilişkilendirir ve bu nedenle ortalama ücretin ortalama üretkenlikle (veya sadece üretkenlikle) değiştiği öngörüsünde bulunur. Sonuç olarak, üretkenlik arttığında, ortalama ücretler de artar. Biz buna ‘üretkenlik vagonu’ diyoruz.”
Teknolojinin “insanın performansını artırdığı kadar, yerini almaya da aday olması ve varoluşunu tehdit etmesi” insanlık gündeminde ilk sıraya tırmanmasına yol açtı. Gelişmelerin yarattığı tehdit karşısında, malumata dayalı söylemlerin oluşturduğu kulak kirliliğinin de yaygınlaştığının ve derinleştiğinin farkındayız. Eşitsizliklerin alabildiğine arttığını, toplumların temel dayanakları olan orta sınıfın yok olduğunu, ücret gelirleri ile sermaye geliri arasındaki makasın açıldığını, temel amaç olan maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamanı kolaylaştırma idealinden sapıldığını, yaşamın anlamını ve aidiyetlerini sorgulayan insan sayısının katlanarak büyüdüğünü hepimiz gözlemliyoruz.
Acemoğlu ve Johnson’un yazdığı, Cem Duran’ın dilimize aktardığı Iktidar ve Teknoloji, Doğan Kitap yayını. Kitap, çağımızda yaşanan büyük karmaşayı kavrayışa dönüştürmek için cesur bir girişim serüveni.
Toplumun gelişmesi ve ilerlemesi üstüne kafa yoran herkes geride bıraktığımız yüzyılın ortalarından itibaren genel nitelikli yariiletken teknolojinin yaşam örgütlenmesinin her alanında köklü değişim ve dönüşüm yaratmaya aday olduğunu gözlemledi.
İktidar ve Teknoloji kitabında yazarlar, teknolojinin insanı geçmiş bağlarından, sıkıcı rutinlerinden bağımsızlaştırmasının alkışlamasını, otomasyon uygulamalarının ileri düzeylere erişmesinin yaratığı varoluş tehditlerini tarihi bilgi birikiminin rehberliğinde enine-boyuna sorguluyorlar.
Kitaptaki merkez düşünceyi temsil eden “üretkenlik vagonu” (productivity bandwagon) terimi, teknolojinin geliştirdiği araç-gereç ve metotların üretkenliği artıracağı, gelirleri yükselteceği, sadece sermaye değil, işgücünün de kazanacağı beklentisinden besleniyor.
Acemoğlu ve Johnson kapsamlı çalışmalarında gelişmeleri gözleme, izleme ve değerlendirme peşinde olanlara doğru analiz yapmalarının düşünsel araç-gereçleri olan kavramsal çerçeveler sunuyor. Kurama sahip olmanın, analiz yapmanın temeli olduğunu, kurumların işlemesinin sürdürebilirliğin güven altına almadaki rolünü çok değişik örneklerle kanıtlıyor. Bir vizyonun bileşenleri olan vazgeçilmez ideal ve yaratmak istenen sonuçlara odaklanmanın üretkenliği artırmadaki etkilerini değişik örneklerin tanıklığından yararlanarak okuyucu ikna ediyorlar. Bilgiye dayalı fikir üretmenin gerektirdiği altyapıların neler olduğunun ve nasıl geliştiğinin izini sürmemizi güdülendiriyor. Strateji kurgulamanın ve uygulamanın sosyal etkilerini; siyaset, devlet ve toplum etkileşiminin dengelerinin nasıl oluştuğunu tarihin derinliklerinden güne taşınan bilgilerle açığa çıkarıyor.
HERKES, ÖZELLIKLE MEDYA YORUMCULARI OKUMALI
DARON Acemoğlu’nun kendisinin ve arkadaşlarıyla yazdıklarının erişebildiğim hepsini okudum. Diyorum ki, Teknoloji ve İktidar ortak yazarların ustalık dönemi eseri. Sabırla, bir tarihçinin metin okuma titizliğini göstererek okunması gereken bir eser.
Özgür aklın yaşamın karmaşasını kavrayışa dönüştürme çabasının doruklarından biri olan kitabı, yaşam örgütlenmesinin derinliklerinde nerelere kadar indiğini anlamak ve kavramak isteyen herkes, özellikle de medyada ekonomi yorumu yapanlar mutlaka okumalı.
Bugün yaşanan belirsizlik ve bilinmezliklerin yarattığı korku ve kaygıları değerlendirerek, aşırıcı uçların ekmeğine yağ sürmek istemeyenler, içinde bulunduğumuz “kriz koşullarının” bir sonraki adımı olan “yeni normale geçiş sürecini” yönetmek iddiasında olanlar Acemoğlu ve Johnson’un söylediklerine akıllarını emanet etmeden alabildiğine sorgulamalı.
Siyasette ırk-inanç kolaycılığı ve dilinin retoriğinin seline kapılıp “Kötülükler asla çıplak gelmez, üstüne mutlaka kutsal şal örter” gerçeğinin tuzaklarına yakalanıp yakalanmadıklarını anlamak, kendine ayar vermek için yüzleşme özgüveni olanlar da kitaptan yararlanmalı.
Ne yazarsam yazayım, İktidar ve Teknoloji kitabını tam ve doğru anlatamayacağımı biliyorum. Başkalarının eksikli anlatımının tuzaklarına düşmemek istiyorsanız hemen yarın kitabı okumaya başlayın. Okuyacağınız kitabın günlük işinizden, içinde bulunduğunuz iş örgütlerinin yönetim sorunlarına, devletin regülasyonlarından, seçkin azınlıkların refleksine, toplum kesimlerinin güçler dengesinden, ileri düzeyde hukuk düzenine, adil bir toplum yaratmanın dengelerine varan, sağlıklı bir gelecek kurmanın gerek ve yeter şartlarını öğrenmenize vesile olacak çok şey bulacaksınız. Ülkemizde üretkenlik vagonunun hangi istasyonda olduğunu bilmek, sorumlu her yurttaşın görevidir diye düşünüyorum. Düşünceme katılmıyorsanız, gerekçelerinizi bekliyorum.