Şehrimiz onlarla değerli!
CUMHURİYETİN 100. yılı nedeniyle Eskişehir Sanayi Odası (ESO) “Eskişehir’e Değer Katanlar” kitabını hazırladı. Kitapta, Eskişehir’in sanayileşmesine tanıklık eden katkı sunan isimlerle yapılmış söyleşiler yer alıyor…
Kitap ile birlikte özellikle genç sanayiciler Eskişehir’in sanayileşme öyküsünü daha yakından tanıma fırsatı buluyor. Geçmişin kökleriyle bugünkü başarıların nasıl harmanlandığı da ortaya koyulduğundan Eskişehir kitaplığında önemli bir eksiklik gideriliyor.
100. yılda Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve geçen yüzyıl içindeki sanayileşme süreci arasındaki bağlantılar ve dev dalgalarla verilen mücadeleler kitapta yer alıyor. Eskişehir’in bugünkü konumuna nasıl geldiğini değer katanlar sanayiciler, açık yüreklilikle anlatıyor.
KIMI BÖLÜMLERI ŞAŞIRARAK OKUDUM
FABRİKATÖR, patron imgesi Yeşilçam filmleriyle bir kuşağın hafızasına yerleştirildi. Elinde purosu olan, ensesi kalın, zenginliğini öne çıkaran insanlar olarak tanıtıldı bir dönem! Eskişehir’in kahraman sanayicileri işçileriyle birlikte çalışarak âdeta “yoktan var ederek” fabrikaları atölyeleri kurdular. Değer katanlar biraz da Eskişehir’in sanayi kahramanlarının hikâyesini anlatıyor.
ÖYKÜLER BIRBIRINE NE KADAR BENZIYOR
ESKİŞEHİR Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş da kitabın gelecek kuşaklara rehberlik etmek gibi bir görevi olduğunu hatırlatıyor.
Kesikbaş, kitabın misyonunu şöyle anlatıyor:
“Kitap, Eskişehir’in duayen iş insanlarımızın gerçekleştirdiği büyük sanayileşme başarısını kutlamak ve geleceğe daha güçlü rehberlik etme misyonunu da taşımaktadır. Çünkü Türkiye’nin ve şehrimizin başarılarla dolu sanayileşme macerası, nasıl bir güç haline geldiğini ve gelecekte neler yapabileceğimizi anlamamıza yardımcı olacaktır.”
Eskişehir’e değer katan 81 sanayiciye ortak sorular yöneltiliyor. Bu sorulardan bir tanesi şöyle:
Yeniden dünyaya gelmiş olsaydınız, yine sanayici mi olmak isterdiniz?
SANAYİCİLERİN çok büyük çoğunluğu yine sanayici olmak isteğini söylüyor. “Eskişehir için üretmeyi seviyoruz” sözcükleri sanırım hepsinin ortaklaştığı bir cümle…
BAŞARININ SIRRI!
KİTAPTA, sanayicilere yöneltilen sorulardan birisi şöyle:
Başarınızdaki en önemli faktör neydi?
ESKİŞEHİR’İN duayen sanayicilerinden Savaş Özaydemir şu yanıtı veriyor:
“Bilfiil çalışmak. İşçi ile işbaşı yapmak, onunla birlikte cıvata sıkmak, onunla birlikte eğlenmek, onunla birlikte yemek yemektir. Yani hayatı paylaşmaktır. Keza aynı şekilde müşterimle de seviye farkı gözetmeden, hiçbir zaman alt üst düşünmeden aynı seviyede olmayı başarmaktır.”
ÇOBANLIKTAN SANAYICILIĞE KİTAPTAN bir başka soru: İş hayatınıza nasıl başladınız?
ESKİŞEHİR’İN başarılı sanayicilerinden Fevzi Kıraç yanıtlıyor:
“İş hayatım dört yaşında çoban olarak başladı. 11 yaşıma kadar çobanlık ve okul hayatım devam etti. 11 yaşından sonra öküzlerle çiftçilik yapmaya başladım. Bu da liseyi bitirene kadar devam etti. Hem okula gittim hem okul dışı zamanlarda çiftçilik yaptım. 1970 yılında Yıldız Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. 1982 yılından bu zamana kadar 20 firma kurduk. Kereste, demir ticareti yaptım. Sürekli değişik şirketler kurarak hepsinde para batırarak bu zamana kadar geldim. Ama elektrik şirketinden kazandım.”
ESKIŞEHIR SANAYISI NEREDEN NEREYE GELDI!
EMRULLAH Akkaş, 1979 yılından bu yana Eskişehir sanayisinin içinde. Kayıpların Eskişehir sanayisinin ilerlemesini durdurduğuna inanıyor:
“Eskişehir duayenlerinden Mümtaz Zeytinoğlu’nun ölümü ile sanayi bir duraklamaya girmiş. Eskişehir aslında Bursa ile at başı beraber koşardı, büyüklerimizden duyduğumuz ve bizim de gördüğümüz öyleydi. Mümtaz Zeytinoğlu’nun trafik kazasında vefatı, Yalçın Kılıçoğlu’nun ölümü, Hasan Polatkan’ın idamı. Eskişehir’de bulunan üç büyük ailenin lokomotifleri vefat edince Eskişehir korktu. Siyasetten korktu, siyasete girmedi. Eskişehir beklemeye geçince Bursa atı aldı Üsküdar’ı geçti.”
CUMHURIYETIMIZIN YÜZÜNCÜ YILINDA ESKIŞEHIR’E DEĞER KATANLAR, Söyleşiler, Eskişehir Sanayi Odası yayını