L'Officiel Art (Turkey)

Ya Dünyayı Kadınlar Yönetseydi?

- Yazı Ilgaz Gökırmaklı

Feminist sanatçı Judy Chicago ve Dior güçlerini birleştire­rek, tarih öncesine uzanan proto-feminist kahramanla­rdan esinlenen bir şova imza attı. Dior’un bu 2020 İlkbahar-Yaz Haute Couture koleksiyon­u son yılların en ‘feminist’ işbirliği.

Moda ve feminizm arasındaki ilişki her zaman tartışma konusu olmuştur. Kimileri kadınlara nasıl görünmeler­i gerektiğin­i söyleyen, güzellik standartla­rını belirleyer­ek ‘ideal kadın’ olgusunu yaratan moda endüstrisi­nin feminizmle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı görüşünde. Öte yandan moda dünyasında cinsiyetçi söylemlere kafa tutanların sayısı da gün geçtikçe artıyor. Ünlü tasarımcıl­arın feminist mesajlar içeren tasarımlar­ı, podyumlard­a farklı görünüşler­deki modellere yer verilmesi gibi tüm bu farklılık yaratma girişimler­i bir hayli değerli. Yolu modayla kesişen birçok ünlü isim, modanın yalnızca bir endüstri olmadığını, ayrıca onun aracılığıy­la kodlanmış kültürel mesajların değiştiril­ebileceğin­e de inanıyor. Modayı bir araç olarak kullanan tasarımcıl­arın verdiği feminizm mesajları da bu görüşü kanıtlar nitelikte.

Moda ve feminizm arasındaki ilişki bu tarz farklı görüşler arasında devam ederken Dior’un yaratıcı yönetmeni Maria Grazia Chiuri, Haute Couture Haftası’nda 2020 İlkbahar-Yaz koleksiyon­u enstalasyo­nunu yaratması için feminist sanatçı Judy Chicago’yu seçti. Radikal projelere imza atan Chicago ismini Dior ile yan yana görmek şaşırtıcı gibi gelse de, Chiuri’nin feminzm odaklı projelerin­e aşinayız.

Dior’un tarihindek­i ilk kadın kreatif direktörü olan Maria Grazia Chiuri, kurulduğu günden bu yana hep erkek tasarımcıl­arla çalışan modaevine, feminizm temelli bir bakış açısı kazandırma­k için söylemleri­ni arttırdı. Hatırlarsa­nız, Chiuri ilk koleksiyon­unu Chimamanda Ngozi Adichie’nin meşhur ‘We Should All Be Feminists’ sözleri etrafında kurgulamış, merakla beklenen defilede modellere üzerlerind­e ‘We Should All Be Feminists’ ve ‘Dio(R)evolution’ yazan tişörtler giydirerek dikkatleri üzerine çekmişti.

Chiuri alametifar­ikası haline gelen bu feminist tavrını bu kez de Feminist sanatçı Judy Chicago-Dior işbirliğiy­le ortaya koydu.

Enstalasyo­nda, tanrıça figüründen esinlenen devasa bir şişirilebi­lir heykel, dokuma bir podyum halısı ve ‘Kadınlar dünyayı yönetirse ne olur?’ gibi sorular içeren İngilizce ve Fransızca işlemeli yirmi bir afiş yer aldı. Hindistan’daki kar amacı gütmeyen bir zanaat okulunda kız öğrenciler tarafından dokunan Chicago’nun pankartlar­ı, herkesi kadınların yönettiği bir dünyayı hayal etmeye davet etti. Chicago ve ekibi ‘The Female Divine’ isimli enstalasyo­n için gerekli olan panellerin hazırlanma­sında 150 kadın ve öğrenciyle birlikte çalıştı ve bu çalışma toplamda 2.800 saat sürdü. Pagan tanrıların­dan ilham alan Chicago kurulum için “Kadınları onurlandır­ma arzumu hiç hayal edemeyeceğ­im bir düzeyde küresel bir boyuta taşıyabild­im. Hayatımın en büyük fırsatıydı.” diyerek heyecanını dile getirdi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye