Ayça Ceylan
Son olarak genç bir performans sanatçısı, koreograf, sanat yazarı ve aynı zamanda Bodyinperform’un kurucusu olan Ayça Ceylan’ı tanıyoruz. 1989 yılında Çanakkale’de doğan sanatçı birçok kişinin aksine çocukluğundan beri sanata baş koymuyor ama her şeyin bir noktada bağlantılı olduğuna inanıyor, hayatını buna göre şekillendiriyor. Fiziğe olan ilgi ver merakıyla İstanbul’a gelerek makine mühendisliği okumaya başlıyor. Bu süreçte ise şehri keşfetmeye baş koyan sanatçı, çizdiği uzun rotalarda kendini “pinhole kamera” ile fotoğraflayarak bir dokümantasyon oluşturuyor. Böylece yavaş yavaş şehir-beden ilişkisini kurmaya başlıyor. 2011’de performans kavramıyla karşılaşan sanatçı 2012’de Bilgi Üniversitesi Performans Sanatları Bölümü’nde eğitim alarak üretimlerine başlıyor. Ceylan, sanatında temel olarak birbirinden farklı disiplinlerle onarım ve algılama süreçlerimiz üzerine işler üretiyor. Fizik, dans ve psikolojinin yardımıyla aslında kimiz? Geçmişimizi nasıl hatırlıyoruz? Geleceğimizi nasıl inşaa ediyoruz? gibi sorular üzerinde durduğu birbirinden farklı performanslar ve atölyeler gerçekleştiriyor. Ceylan, performanslarında, galeri ve müzelerin yanı sıra, kamusal alanlar, terk edilmiş alanlar, antik kentler gibi çeşitli yerlerde gerçekleştiriyor. Farklı alan kullanımıyla insanları başka açılardan da etkileyerek hafızalarda yerini alıyor. Ayrıca ritüeller, sembolizm ve doğa ile senkronizasyon performanslarının en büyük desteklerinden biri oluyor. Çalışmalarında özellikle beden mekan ilişkisini ön planda tutan sanatçı, dans, psikoloji, edebiyat ve teknoloji gibi birbirinden farklı disiplinleri birbiriyle harmanlayarak algı süreçlerimizi hakkında mekana özel deneyler hayata geçiriyor. Tabii bu her zaman böyle oluyor diyemeyiz. Bazen bir kelimeden anlık bir üretim çıkarıyor, bazen mekana özel üretimler, bazense belirli bağlamlardan yola çıkarak üretimler yapıyor. Performanslarında işlediği sert konuları belli katmanlarla yumuşatarak performans sonrası katılımcılarda bir umutsuzluk veya olumsuzluğun aksine her şeyin bir çözümlemesi olduğu düşüncesini ve hissin aşılamaya çalışıyor.
Ceylan’ı en iyi yansıtan işlerinden biri ise hiç şüphesiz “Nemf” isimli performansı diyebilirz. Kilyos’tan Karaköy’e kadar uzanan sahil şeridinde gerçekleşen bu performans, 20. yüyzılda İstanbul’da açılan plajlar ve ve zamanla bu plajların çoğunun kapatılmasını sorguluyor. Ceylan, nemf yani su perisi personası üzerinden izleyicilerle buluşuyor. Nemf Kilyos’tan karaya çıkıp karadaki tanıdıklarıyla buluşan bir su perisi olarak karşımıza çıkıyor ancak plajların ve zamanla sahillerin de kapatılması üzerine karaya sıkışıp kalıyor. Zamanla hafızasını parça parça şehirdeki bazı alanlara bırakan su perisi, plajların yüzmenin yanı sıra cinsiyetler arası bariyerlerin kırılması ve sosyalleşme açısından önemini karşılaştığı kişilere aktarıyor. Bu aktarımlar fotoğraf, video, günlük ve çeşitli malzemeler aracılığıyla ile arşivleniyor. Bu performans 30 aylık bir süreçte devam ediyor. Performansın Kilyos ve Rumeli Feneri bölümleri Ali Gülkanat tarafından fotoğraf ve videoyla kayıt altına alınıyor ve geçtiğimiz martta sergileniyor. Genç sanatçı durmaksızın yeni ve farklı üretimlere imza atmaya devam ediyor.