Dijital bir galeri ile tanışın: Artate
Sanat dünyasına dijital bir yaklaşımla dahil olan Artate’in 2018’de Londra’da başlayan yolculuğunu, kurucusu Zeynep Yüksel’den dinleyelim.
Karşımızda aldığı sanat tarihi eğitimini ve tecrübelerini dijital dünya ile birleştirerek yenilikçi bir çizgide ilerleyen genç ve güçlü bir kadın duruyor. Zeynep Yüksel, 2018’den beri sanat yolculuğuna kurucusu olduğu dijital galeri Artate ile devam ediyor. Artate’i diğer galerilerden ayıran şey yalnızca bir dijital galeri olması değil aynı zamanda çıkış noktalarından birinin genç sanatçıları daha büyük kitlelere duyurmak olması.
Artate’i kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
Üniversite sonrasında çeşitli sanat kurumlarında çalıştıktan sonra gözlemlediğim en önemli boşluk genç sanatçıların işlerini gösterebilecekleri bir platform olmayışıydı. Günümüzde pek çok insan sanatçıları bir marka ve yatırım aracı olarak görüyor. Çoğu insan bir eser satın alırken sanatçının, eserin hikayesinden etkilendiği için ya da o parçayı gerçekten beğendikleri için değil de markalaşmış bir ismin ürünü olduğu için satın alıyor. Bu noktada ise Artate aslında bir köprü görevi görüyor. Sanatı seven ancak nereden başlayacaklarını bilmeyen koleksiyon yapmak isteyenler ile yeni sanatçılardan oluşan bir platform sunarak iki taraf içinde yardımcı olmak istedim.
2018’de Artate ile çıktığınız yolculukta zorlandığınız anlar oldu mu? Online bir galeri yaratmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Bir start-up olarak yeni kurulduğunuzda bir rol tanımı olmuyor her şeyden biraz biraz yapıyor oluyorsunuz. Bugün bir web sitesinde ne ile ilgili problem olduğunu da görebiliyorum, aynı zamanda sanatçı eserlerinin dijitalde nasıl daha yenilikçi sergilenmesi gerektiğini de biliyorum. Zaten dijitalde olduğumuz için döneme uymak daha kolay oldu.
Artate’den bahsederken amacının genç yetenekleri daha geniş kitlelere tanıtmak olduğundan bahsetmiştiniz. Birlikte çalıştığınız sanatçıları nasıl seçiyorsunuz?
Türkiye’de çok yaygın olmamakla beraber özellikle İngiltere’deki sanat üniversiteleri her sene sonunda “degree show” adı verdikleri sergiler yaparlar. Bunları da o kadar güzel organize ediyorlar ki geçen sene en son Londra’da bulunan Royal Academy’de çok güzel bir “Summer Exhibition” a katıldım. Burada çeşitli üniversitelerden öğrencilerin resim, baskı, çizim, heykel, mimarı tasarım ve modelleri içeren eserleri sergileniyor. Bu sergide çok yetenekli sanatçılar keşfettim. Her sanatçı benim için ayrı bir serüven ayrı bir hikaye demek. Dijital bir platform olmamıza rağmen ister sosyal medyada ister “degree show” sergilerinde olsun sanatçılarla bir sözleşme imzalamadan önce mutlaka stüdyolarını ziyaret ederim. Benim için ikili ilişkiler özellikle her şeyin dijitalleştiği bu dönemde çok önemli.