Enerjinin heykel hali
Alışılmış figürlerin dışındaki heykelleriyle büyük beğeni toplayan Güneş Büyükuğur, insan ruhunun bağlı olduğu mekanizmaları sembolik anlamda gündeme taşıyor.
Eserlerinin ana konusu her bedende bulunan yedili çakra sistemi ve çakraların çalışma mekanizmaları. Meditasyon, yoga ve bioenerji heykellerinin oluşum süreçlerine yansıyor. Onun heykellerini somut olanla ruhani olanın bütünleşmesi diye yorumlayabiliriz. Hayatı ileri doğru giden tek bir çizgi olarak algılamadığımızdan beri beynimizde olan sorulara sanatın bir yanıtı gibi bu heykeller. Sanatı her anlamda tedavi edici bulan Güneş Büyükuğur’a merak ettiklerimizi sorduk.
HEYKELE OLAN ILGINIZ NASıL BAşLADı?
Çocuk yaşlarda, özellikle karakalem ve yağlı boya resimler yaparak başladım. Sanatın farklı alanlarında yaratıcılığımı beslemeyi hep sürdürdüm. Resimle birlikte, tasarıma duyduğum ilgi beni heykelle buluşturdu. Hayatımın ayrılmaz parçası olan meditasyon, yoga ve bioenerji, heykellerimin yaratım sürecini şekillendirdi.
HEYKEL YAPARKEN ILHAM KAYNAKLARıNıZ NELER OLUR?
Yaratım sürecinde etkilendiğim durumlar tabii ki var. Pandemi sebebiyle dünya olarak çok zor günler yaşıyoruz ve bizi derinden etkileyen sorunlarımız da var; Savaş, terör, doğa katliamı, çocuklarımız ve kadına karşı şiddet. Bir yandan insani değerlerimizi mi yitiriyoruz diye kendimi sorgularken, diğer yandan da sevgiye ve iyiliğe olan inancımı asla kaybetmiyorum. Her insan dünyaya iyilik ve saf sevgiyle doğar, her ne kadar yaşam şartları insanın özünü değiştirse de , dünyadaki her bireyin içinde bir yerlerde sahip olduğu iyilik duygusunun ve saf sevginin bulunduğuna inancım var. Bu duyguların bendeki karşılığı melek kanatlarıdır ve melek kanatları formu heykellerimin de özünü belirliyor. Çalışmalarımı her bireyin içinde bir yerlerde taşıdığı bu melek kanatlarıyla özdeşleştirmek bana her seferinde iyi hissettirip hayat enerjimi arttırıyor. Tabii ki hissetmediğiniz bir şeyi yaratmanız mümkün olmuyor, yapabilecekleriniz kendi düşüncelerinizle sınırlı, çalışmalarımda ilgi alanlarımın toplamının bir izdüşümü olarak kendini ortaya koyuyor.
PANDEMI DöNEMI SIZIN IçIN NASıL GEçTI, BU DURUM üRETKENLIğINIZE NASıL YANSıDı?
Çoğumuzun tasavvur bile edemediğimiz bir dönemden geçtik ve geçiyoruz. Bu dönem elbet değil üretkenliğimi, hayata bakışımı bile etkiledi. Korku ve panik halde eve kapanma hali ilk başta üretkenliğimi olumsuz anlamda etkilese de; örneğin doğadan, seyahatlerimden ilham alan ben elimden bir anda her şeyin elimden gittiğini hissettim. Fakat diğer yandan oğlumla daha fazla vakit geçirmekten, kendimi dinlemekten, özüme dönmekten ve etrafımı daha fazla incelemekten oldukça olumlu etkilendim, daha fazla ürettim daha farklılaştım.
YAPTığıNıZ HEYKELLERI NASıL TANıMLıYORSUNUZ?
Çalışmalarımın tanımını ve bana hissettirdiklerini tabii ki paylaşabilirim fakat önemli olan izleyiciye ne hisettirdiği ve o kişilerde bulacağı karşılıktır. Heykellerim alışılmış figür geleneğini zorlayan, dış dünya görüntüsüyle yetinmeyen, insan ruhunun bağlı olduğu mekanizmaları gündeme taşıyan sembolik bir yapıdalar. Hava, su, toprak, ateş gibi temel unsurların dışında insanın eterik bir varlık olduğu vurgusunu yaparak, insan bedeninin biçimiyle olduğu kadar, insan bedenindeki gerçekliğin özü ve bedenin çalışma mekanizmasıyla da ilgilidir. Her bedende bulunan yedili çakra sistemi ve çakraların çalışma mekanizmaları yaratım sürecimin de ana konusu ve ilhamıdır.
HEYKEL SANATıNDA SIZI EN çOK NE HEYECANLANDıRıR?
Bilinçaltımdaki arketipal verileri görünür kılmaya çalışmak beni çok heyecanlandırıyor. Kozmik nabız atışının temelinde Dokuzun Ritmi adını taşıyan sıra dışı bir düzen ve yapı bulunur. Estetik imge süreci; Lineer zamanı geride bırakıp, dünyasal titreşim frekansına eşitleyerek holografik zamana giriş yapar. Formlarımın hepsi iç alem/dış alem arasındaki aynılık ve eş düşümden kaynaklanır. İnsanın yaratılışının, zaman ve hücre bütünlüğüyle şuur bütünlüğü çizelgesindeki paralelliği, yaratım sürecimdeki macerada bunu üç boyutlu hale çevirme isteği beni gerçekten çok heyecanlandırıyor.
NASıL BIR ATöLYE ORTAMıNDA üRETIRSINIZ?
Pandemi öncesindeki atölye çalışmalarıma, şu an evimde bulunan atölyemde devam ediyorum. Yaratım sürecinde bana yardımcı olan en önemli ve vazgeçilmezim olan unsur ise yüksek sesle müzik dinlemek. Müziğin ritmiyle kurduğum ilişkinin beni beslediğini düşünüyorum.
DAHA çOK HANGI MATERYALLERLE çALışıYORSUNUZ, SIZIN IçIN MATERYALLER NE IFADE EDER?
Çevremizde gördüğümüz her türlü malzemeyle heykel yapabilirsiniz. Mermer, bronz, taş, cam, polyester, demir, tel, tahta, kumaş gibi birçok malzeme olabilir. Ben heykellerimde genellikle bronz kullanmayı tercih ediyorum fakat tek bir materyale bağlı kalmadan diğerlerini de deneyimliyorum.
SOSYAL MEDYANıN SANAT üZERINDEKI ETKISIYLE ILGILI NELER DüşüNüYORSUNUZ?
Sosyal medyanın değil sanat, hayatımız üzerinde kurduğu etkinin önemi benim açımdan tartışmaya bile kapalı, örneğin bu aralar herkese tavsiye ettiğim “The Social Dilemma” docu-dramasını izleyince bu yaşadığımız çağ ve dönemin bütün akımlarında hem teknoloji hem de sosyal medya etkisini görmek insanı hem korkutuyor hem de çok etkiliyor. Evet sosyal medya sanat üzerinde oldukça etkili, bu hem herkese ulaşmak hem de herkesin ulaşabilmesi anlamında büyük rol oynuyor. Örneğin şu an 30 sn. içerisinde Art Basel, dünyadaki tüm müzeler, odalar, sergiler bize açık. Önemli olan sanat için orada bulanabilmek ve keyif almak.
İSTANBUL’DA SEVDIğINIZ SANAT ROTALARı NERELERI?
Ben sanat rotalarını veya beni besleyecek rotaları belirlerken belli bir listeden gitmiyorum. Sanatı aslında önüme gelen fırsatlarla değerlendiriyorum. Hem dünyada hem de İstanbul’da büyük organizasyonlara ve fuarlara katılmak elbette beni çok besliyor fakat bu yaz Gökoava’ya giderken tekrar ziyaret etme şansı bulduğum Aphrodisias hem varoluş hikayesi ile hem de içerisinde barındırdığı çok ender bulunan heykelleriyle beni tekrar etkiledi.
DüNYADAN TAKIP ETTIğINIZ HEYKELTRAşLAR KIMLER?
Özellikle Rönesans sanatçıları beni çok heyecanlandırıyor, Bernini, Canova, Roden ve Giacometti’yi de çok çarpıcı buluyorum. 19. ve 20. yy da çığır açan önemli heykeltraşlar var, onları da büyük bir ilgiyle izliyorum.
SANATıN HAYATıMıZA KATTığı OLUMLU ETKILER NELER SIZCE?
Sanat her formda bana sorarsanız insanı tedavi eden bir disiplin. Antik çağlarda müzik insanları tedavi etti, 40.000 yıl öncesinde kalan heykeller sanatçılara ilham verdi...Bence sanat, Einstein’ın Görelilik kanunundan sonra ileri yaşlarında ‘’ Büyük bir keşifte bulundum.’’ dediği ‘’Sevgi Enerjisi’’nin imgesel estetik üç boyutlu halidir. Dolayısıyla sanat: Sevgi, tutku ve aşkı içinde bulunduran, insanlara ortak bir alan oluşturan, birbirlerini anlamalarına ve birbirlerine daha hoşgörülü olmalarına imkan veren, sıcak ve yakın iletişim kurmalarına yardımcı olan bir unsurdur. Dolayısıyla, sanat hayatımızın en içinde ve oldukça bizi eviren bir unsurdur.