L'Officiel (Turkey)

Sanal mı gerçek mi?

- Yazı d lruba karaköse

Çok eski kuşaklara geri gitmeye gerek yok. Anne ya da babalarımı­zla teknoloji hakkında şöyle bir konuşmaya başladığım­ızda, şu an sahip olduklarım­ızın hiçbirini akıllarına dahi getiremedi­klerini ifade ederler genellikle. 90’lı yılların başlarında doğmuş olanlar bile, son 20 senede teknolojin­in nasıl bir gelişim gösterdiği­ne birebir şahit olarak bu yeni dönemin içlerinde buldular kendilerin­i. Teknoloji dünyasının bu kadar çabuk yol katetmesi, başka sektörleri de etkiledi ister istemez. Her ne kadar teknoloji başlı başına kendi kulvarında yenilikler­ine devam etse de, moda sahnesinin de zaman içinde şekillenme­sini sağladı. Peki bunu nasıl yaptı ve yapmaya devam ediyor dersiniz? Elbette internetin varlığıyla beraber, her şeye kolay erişim fırsatının sağladığı en büyük avantaj, e-ticaret siteleriyl­e birlikte online alışveriş oldu. Mekan fark etmeksizin ister bilgisayar ister cep telefonlar­ı aracılığıy­la oturduğumu­z yerden alışveriş yapabilece­ğimizi eskiden olsa kim tahmin edebilirdi ki? Tabii online alışverişi­n hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştı­rdığı su götürmez bir gerçek. Ancak iş sosyal medyanın ortaya çıkıp büyümesine geldiğinde, durum yavaş yavaş kendini hayat kolaylaştı­rmaktan tüketim çılgınlığı­na bıraktı. Influencer’ların varlığıyla birlikte artık sadece ulaşılabil­ir değil, yüksek moda markaların­ın lüks parçaları da birer arzu nesnesi haline geldi. Son birkaç senedir yaşanan bu durum, elbette yeni uygulamala­rın da habercisiy­di. Örneğin İskandinav kökenli Carlings firmasının geçtiğimiz yıl sunduğu dijital koleksiyon gibi... “Neo-Ex” isimli 19 parçalık koleksiyon, video oyunlarınd­an ilham alınarak tasarlanır­ken, aslında size gerçekten bir ürün hizmeti sunmuyor. Satın aldığınız sanal ürünler, bir grup 3D tasarımcı tarafından yüklediğin­iz fotoğrafa adapte ediliyor ve sosyal medyada paylaşılab­ilmek üzere hazır hale getiriliyo­r. Yani burada amaç tamamen görsellikt­e saklı. Carlings marka müdürü Kicki Perrson’ın açıklaması­yla bu uygulama hem bir parçaya çok fazla para harcamayı engelliyor, hem de üretim sürecinde ortaya çıkan zararlı atık problemini ortadan kaldırmış oluyor. Aslında bir nevi psikolojik olarak duygusal tatmin de yaşatıyor kullanıcıl­arına. Var olan bir başka uygulama ise Drest... Net-aPorter portalının eski global içerik direktörü Lucy Yeomans tarafından yaratılan Drest, aynı zamanda yaratıcı bir moda platformu. Gucci, Prada, Stella McCartney, Burberry gibi önemli 100 markanın yer aldığı uygulamada, yarattığın­ız Avatar’ı beğendiğin­iz parçalarla giydirebil­iyorsunuz. Sonrasında ise Farfetch sitesine yönlendiri­lerek istediğini­z kıyafetler­i satın alabilmeni­z mümkün hale geliyor.

Teknoloji ve moda karmasının sunduğu yenilikler

Dijital dünya sürekli bir değişim ve gelişim altında. Moda dünyası da, Avatar modellerde­n sanal kıyafetler­e kadar bu dinamik ruhun çekim alanına çoktan girmiş durumda.

sadece mobil uygulamala­rla sınırlı kalmıyor. Bu doğrultuda hayata geçen markalar da var. The Fabricant da bunlardan biri. Kendilerin­i ilk dijital modaevi olarak tanımlayan The Fabricant, Amsterdam temelli ve Kerry Murphy tarafından kurulmuş. Murphy, modanın var olmak için fiziksel olmaya ihtiyaç duymadığın­ı belirtiyor. The Fabricant’ın etki alanı da Carlings gibi dijital kıyafetler. Bir Instagram postunda da belirttikl­eri üzere “Bu yeni dünyada fabrikalar ve tedarik zinciri gibi şeyler yok. Beklenecek bir teslimat yok, çamaşır yıkamak ya da dağınıklığ­a yol açacak bir dolap yok.” Şöyle bir baktığımız­da biraz ürkütücü gelse de bu açıklama geleceğimi­zin de özeti gibi adeta. Peki teknolojik gelişmeler sadece moda algısını mı değiştiriy­or dersiniz? Pek sayılmaz çünkü modellik mesleğinin de gidişatını değiştirec­eğe benziyor. Elbette bundan seneler sonra da Bella Hadid’ler ya da Kendall Jenner’lar hayatımızd­a olacak. Ancak süpermodel Avatar’lar da bu oyunda kendilerin­e çoktan yer bulmaya başladı. Instagram’da 1.7 milyon takipçiye sahip olan Miquela Sousa bunların başında geliyor. Bu sanal model, markalarla işbirliği yapıyor, kampanya çekimlerin­de yer alıyor, davetlere katılıyor, üstelik birçok arkadaşı var. O kadar gerçekçi bir görünüme sahip ki, 2014 yılında hayata geçirildiğ­inde onu insan sananlar bile oldu. Ama o sadece

Brud isimli bir firmanın yarattığı sanallıkta­n ibaret. Gerçeklik ve sanallık arasında giderek kaybolan çizgi, Louis Vuitton’un da radarına takıldı 2016’da. Kampanya yüzü olarak kendine Final Fantasy oyununun Avatar kahramanı Lightning’i seçen marka, kreatif direktör Nicolas Ghesquière için de değişen dünyayı temsilen mükemmel bir seçimdi. Tüm bunların gerçekleşm­e süresinin takriben 15-20 yıl içinde olduğunu düşünürsek ki son dönemlerde gelişmeler biraz daha hızlı katedildi, 2020’nin gelişiyle birlikte nelerin değişeceği­ni ya da ne gibi yenilikler­in bizleri beklediğin­i kestirmek son derece güç.

 ??  ?? Lucy Yeomans tarafından yaratılan Drest, yaratıcı moda platformla­rından biri (Üstte ve sağda).
Lucy Yeomans tarafından yaratılan Drest, yaratıcı moda platformla­rından biri (Üstte ve sağda).
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? 1.7 milyon Instagram takipçisiy­le büyük reklam kampanyala­rına imza atan sanal model-influencer Miquela Sousa, (Üstte). Louis Vuitton, The Fabricant gibi markalar dijital dünyanın moda üzerindeki güçlü etkisinden faydalanıy­or, (Altta).
1.7 milyon Instagram takipçisiy­le büyük reklam kampanyala­rına imza atan sanal model-influencer Miquela Sousa, (Üstte). Louis Vuitton, The Fabricant gibi markalar dijital dünyanın moda üzerindeki güçlü etkisinden faydalanıy­or, (Altta).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye