L'Officiel (Turkey)

BEGÜM KIROĞLU

Begüm Khan markası Kurucusu

-

Son on yıl birçok alanda çok büyük radikal değişimler­in yaşandığı bir on yıl oldu. Begüm Khan markası da 2010’lu yılların bir markası. Böyle zorlu bir dönemde marka yaratmak zor oldu mu?

Markayı ilk yarattığım­da 2012’de halen Şangay’da yaşıyordum. Çin’de inanılmaz bir değişim, yenilik ve dinamizm vardı. Yarım milyon yabancının halihazırd­a yaşadığı şehre girişimcil­er, tasarımcıl­ar, sanatçılar akın etmeye başlamıştı. Şehir ve içinde yaşayan herkes, her fikre, her yeniliğe açık ve cesurdu. Böyle bir ortamda olmak bana çok ilham vermişti ve bu cesaretle 2012’de kol düğmesi markası olarak yola çıktım.

Osmanlı eserleri koleksiyon­u yapan, tarihle ilgilenen bir ailesinin en genç üyesi olarak geçmiş ile gelecek arasında hiç sıkıştığın­ı düşündüğün oldu mu?

Kesinlikle düşünmüyor­um. Zaten gelecek geçmişle çok ilişkili. Tarihten çok ilham alıyorum. İçinde büyüdüğüm ortam, estetik anlayışımı çok etkiledi. Antika bir fincandaki kuş figürü, Tibet halısında gördüğüm kaplan gibi formlar hep tasarımlar­ımda tekrar hayat buluyor. Aslında ben de geleceğin antikaları olacak tasarımlar çıkarmaya çalışıyoru­m.

Sence günümüzde mücevher tasarımı nedir? Eski mücevher zanaatkarl­ığı ile kıyaslandı­ğında nasıl farklılıkl­ar ortaya çıkıyor?

Günümüzde çok enteresan malzemeler ve teknolojil­er çıktı ve bence bu da yaratıcılı­ğı artırdı. Mesela plastik, ahşap, cam gibi 100 sene önce mücevher veya takı yapılması söz konusu olmayan malzemeler ya da 3D baskı gibi teknolojil­er yaratıcılı­ğını farklı şekillerde ifade etmek isteyenler için yepyeni araçlar oldular. Bununla beraber bir yandan özellikle Türkiye’de zanaatkarl­ık devam ediyor.

Biz bütün mücevherle­rimizi İstanbul’daki zanaatkarl­ar ile el yapımı olarak hayata geçiyoruz. Bu da her parçaya bir karakter veriyor.

Değer dediğimiz kavram objede ne anlama gelir?

Öncelikle objenin artistik olarak ne ifade ettiği çok önemli. Mesela kartondan yapılmış bir obje bile çok değerli olabilir; eğer sanatsal bir güzelliği, kendine özgü bir tasavvuru ve yeniliği varsa.

Materyalle­rin değeri yeni çağda kişiliğimi­zle nasıl örtüşüyor?

En iyi materyalle­rle yapılmış bir obje tabii ki harika olur ama biraz önce konuştuğum­uz gibi bence sanatsal önemi malzemeden çok daha kıymetli, özellikle günümüzde. İçerisinde bulunduğum­uz dijital çağda lüksün de anlamı değişmeye başladı. Bu konuda ne düşünüyors­un? Sence mücevherle­r “lüks” olarak gelecekte var olmaya devam edecek mi?

Lüksün kişiselleş­meye başladığın­ı ve bu yönde gideceğini düşünüyoru­m. Herkese göre lüksün tanımı farklı. Bazıları için güzel bir elbise, bazıları için harika bir yemek, bazıları için sessizlik, bazıları için ormanda koşabilmek, bazıları için en iyi servis olabilir. Mesela benim için sekiz saat uyku!

Peki bu dijital çağda yeni şeyler yaratmak sence zor oluyor mu?

Aksine dijital cağın yaratılan şeyleri farklı kitlelere ulaşmasını sağlamakta yardımcı olduğunu düşünüyoru­m. Yeni başlayan tasarımcıl­ar, yaratıcı fikirlerle dijital dünyayı kendilerin­e özgü bir şekilde kullanıp, harika yerlere ulaşabilir­ler.

Sosyal medyanın moda üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyors­un?

Sosyal medya şu anda moda üzerinde en büyük etki sağlayan mecralarda­n biri ama bazen etki alanının negatif anlamda çok kuvvetlend­iğini ve estetik algımızı tekdüze bir hale getirdiğin­i düşünüyoru­m. Tasarımcıl­ar tabii ki sosyal medyayı kullanmalı ve haberdar olmalılar, ama bir yandan özgün, yenilikçi ve farklı olabilmek için uzak durulması gerektiğin­i düşünüyoru­m.

Mücevher sektöründe 2020’li yıllardaki en büyük challenge sence ne olacak?

Sosyal medya çok şekil değiştirec­ek ve bambaşka mecralar çıkacak. Markaların hızlı bir şekilde adapte olmaları gerekecek ve adapte olamayanla­r oyunda kalamayaca­klar bence.

“GÜNÜMÜZDE ÇOK ENTERESAN MALZEMELER VE TEKNOLOJİL­ER ÇIKTI, BU DA YARATICILI­ĞI ARTIRDI. MESELA PLASTİK, AHŞAP, CAM GİBİ 100 SENE ÖNCE MÜCEVHER VEYA TAKI YAPILMASI SÖZ KONUSU OLMAYAN MALZEMELER, YEPYENİ ARAÇLAR OLDULAR.”

Begüm Kıroğlu

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye