AHMET SAMİ ÖZBUDAK
Oyun yazarı, Yazar ve Yönetmen
Son on yıl birçok alanda çok büyük radikal değişimlerin yaşandığı bir on yıl oldu. Ancak tiyatro bu değişime rağmen her zaman güncelliğini korumayı başarıyor. Sence onu bu kadar güncel kılan nedir?
Çünkü tiyatro şimdiki zamandır; her şey o an yaşanır ve biter. Seyirciyle gerçekleşir ve birlikte bir hikaye yaratılır o yüzden hiç bir zaman teknolojinin alt edemeyeceği bir sanattır. Tiyatro çağımızla uyumlanır ama bitemez... Et, koku, duygular ve o an paketlenemez, dijitalleşemez...
Peki sence geride bıraktığımız on yılda sahne performanslarında nasıl değişimler yaşandı?
Artık hikaye ve hikaye anlatıcılığı önem kazanmaya başladı. Riskli dramatik yapılar, sıra dışı hikayeler ve karakterler tiyatronun konusu olmaya başladı. Bu anlamda Türkiye dizi piyasasıyla karşılaştırırsak şahane bir tiyatro içeriği oluştu diyebiliriz.
Dijital dönüşümün, sosyal medyanın tiyatro üzerindeki etkileri ne oldu?
Bence muazzam bir işbirlikleri var. Dijital öğeler hem oyunların yapımına ve içerğine hem de tanıtıma büyük katkı sağlıyor.
Yeni neslin öne çıkan temsilcileri arasındasın. Bir önceki nesillere oranla sahneye ya da oyuna nasıl bir yenilik getirdiğine inanıyorsun?
Çok risk alıyorum hem yazarken hem de yönetirken. Güvenli alanlarda tutmuyorum kendimi. Bu kadar yenilik arayışı içinde olunca da bazen eleştirilerin hedefi haline geliyorsunuz. Ama ne olursa olsun yenilenmekten vazgeçmem. Çünkü bu güdü sayesinde sıra dışı işler yapmayı başarabiliyorum.
Çağdaş, etkileşimli tiyatrolar hakkında ne düşünüyorsun? Google Plus’ın bu konuda birçok deneyimsel girişimi bulunuyor. Gelecekte bu ne kadar ileri gidebilir?
Bence bunun sonu yok. Yaşayacağız ve göreceğiz, demin de söylediğim gibi sadece teknoloji tarafından bakarsak yavan bir şeye dönüşür. Bu etkileşim tiyatronun kendi gerçeği ve teknoloji arasında eşit bir şekilde olmalı. Sence tiyatroda izleyici oyuna dahil olmalı mıdır?
Tiyatro seyirciyle var olan bir sanattır ve zaten izleyerek aktörü ateşler, duyguları harekete geçirir.
Dijital çağda yeni bir şeyler yaratmak zor oluyor mu? Neden artık klasikler çıkmıyor?
Bir gün gelecek bu çağda üretilen her şey, gelecekte klasik olacak. Bunun kararına ancak büyük resme bakarak karar veririz.
Netflix ve benzeri streaming programları sayesinde insanlar daha çok evlerinde vakit geçiriyor. Bu durum sence tiyatroları etkiliyor mu?
Tiyatroları olumlu etkiliyor, çünkü dijital platformda izleyeceğin şeyin saatini artık kendin belirleyebiliyorsun. Bu durumda kalkıp oyuna gidebilirsin. Bir de Netflix gibi platformlarda yayınlanan güçlü dramatik işler seyircinin gözünü çok geliştirdi, bu da tiyatroyla olan bağlarını güçlendirdi.
Sahne oyunlarının yanı sıra kitapların da büyük beğeni topluyor. Dijital dönüşüme rağmen yeniden kitap okumak trend oldu. Sence neden? Yavaşlama ve sadeleşme arzusu bunda etkili mi?
Aynen, samimiyet arayışı, durmak ve bakmak arzusu, hayal gücünü işletme dürtüsü kitaplara ilgiyi artırdı. Bu kadar hızlı bir dünya hepimizin başını döndürüyor, kapıları kapatmak ve hikayelere dönmek böyle zamanlarda işe yarıyor.
İçerisinde bulunduğun sektörde 2020’li yıllardaki en büyük challenge sence ne olacak?
Bence koruma kalkanlarının daha da kalktığı daha cesur bir tiyatro izleyeceğiz. Geçtiğimiz 20 yılın hikayesini de tiyatroda sansürsüz izleyeceğiz.
“SAMİMİYET ARAYIŞI,
DURMAK VE BAKMAK ARZUSU, HAYAL GÜCÜNÜ İŞLETME DÜRTÜSÜ KİTAPLARA İLGİYİ ARTIRDI. BU KADAR HIZLI
BİR DÜNYA HEPİMİZİN
BAŞINI DÖNDÜRÜYOR, KAPILARI KAPATMAK VE HİKAYELERE DÖNMEK BÖYLE ZAMANLARDA İŞE YARIYOR.” Ahmet Sami Özbudak