RİNA ONUR ŞİRİNOĞLU
500 Istanbul Yönetici Ortağı
Son on yıl birçok alanda çok büyük radikal değişimlerin yaşandığı bir on yıl oldu. Özellikle de teknoloji alanında. Sence bu on yıldaki en belirgin değişimler neydi?
Bu son on yıldaki en büyük değişimlere bakıldığında, bunların aslında hayatımızı derinden etkileyen birçok ürün ve servis sağlayıcısının üzerine inşa edildiği teknoloji altaypıları ve sistemleri olduğunu görüyoruz. Bulut tabanlı yazılım sisteminin gelişmesi, mobil cihazların yüksekliğiyle beraber kullanıcıların cebine süper bilgisayarlar yerleşmesi ve “decentralized” dediğimiz dağıtılmış veri ve sistemlerin oluşması hayatımıza giren köklü değişikliklerin arkasındaki gizli kahramanlardan sadece birkaçı.
Eskiden ulaşım alanında teknolojinin gelişeceği, uçan otomobillerin olacağı düşünülürdü ancak daha farklı alanlarda daha çok etki gösterdi. Etsiz et üretme, akıllı evler ve iletişim gibi... Gelecekte bizleri neler bekliyor?
Özellikle Silikon Vadisi’nde insanoğlunu daha ileriye taşıyacak teknolojiler yerine, bir tuşla kapımıza dilediğimiz bir ürünün getirilebilmesini sağlayan platformlar ve türevi sistemler üzerine çalışılıyor olması çok eleştirilen bir konu. Bu döneme bakıldığında, insansız araçlardan, DNA editing sistemleri üzerine, uzay teknolojilerinden, kanser çözümüne odaklanan bioteknoloji şirketlerine kadar birçok derin teknoloji işi çıkmış bulunuyor. Fakat bunun yanı sıra, hayatımızı daha keyifli ve konforlu kılmak için kullanılan Uber’ler, Airbnb’ler ve Instagram’lar da mevcut. Önümüzdeki dönemde de insan odağının bu iki farklı tip teknolojiler üzerine çalışacağını söylemek yanlış olmaz. Bazı enteresan konular arasında yapay zeka tabanlı sağlık ve finans teknolojileri girişimleri, hayvan kullanımından uzak besin zinciri şirketleri ve iş gücünün geleceğini yeniden ele alan projeler yer alabilir.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırmayı geçip nasıl hayatımız haline geldi?
Dünya artık eskisinden de birbirine bağlı. Enformasyonun dağılma hızı eskiye göre binlerce kat daha yüksek. Bu aynı zamanda değişimin hızını artırdığı gibi, buna ayak uydurabilme ihtiyaçlarını da beraberinde getiriyor. Bu hıza ayak uydurmaya çalışmak bir seçim aslında, ama insanoğlu olarak büyük çoğunlukta bu seçimi yapmışız gibi görünüyor. Teknolojinin modern hayatın parçası olduğunu kabul etmek yeni neslin bazı aktivistlerine neden zor geliyor?
Değişim her zaman zordur, buna sadece teknolojik değişimi kabul etmekteki zorluk olarak bakmamak lazım. Galileo, yüzyıllar evel dünyanın aslında güneş etrafında döndüğünü ispatladığı zaman Engizisyon Mahkemesi tarafından hapis cezasına çarptırılmıştı. Bildiğimiz doğrular ve alışkanlıklarımızı tehlikeye atan her yeni bilinmez, eleştiri ve korkuyla karşılanabilir. Ama bu, o gerçekliğin hayatımıza hükmedebileceği gerçeğini değiştirmiyor.
Türkiye’de teknoloji alanında start up’lar yaratmak sence zor mu?
Girişimcilik dünyanın her yerinde, inovasyon ekosistemlerinin en gelişmiş olduğu ülkelerde bile çok zor bir serüven. Fakat Türkiye’de özellikle, ekosisteme giren finansman ve likiditenin, Avrupa ülkelerinin yaklaşık 40-50 katı altında kalması işleri güçleştiriyor. Buna rağmen, Türkiye’den ve Türk ekiplerinden globalde başarı yakalamış girişimler çıkıyor. Oyun sektörü de son on yılda büyük değişim gösteren alanlardan. Atari, Game Boy ve Sega’larla büyüyen bir nesil olarak günümüzdeki yaratmaya çalıştığınız oyun sektörü hakkında ne düşünüyorsun?
Türkiye, dünyanın en iyi oyun üretici marketlerinden biri. Bence bu son kullanıcı odaklı teknoloji alanında en başarılı olduğumuz konulardan biri. Türkiye’den çıkan
“Peak Games”, “Gram Games”, “Masomo” gibi başarı hikayeleri buna örnek. Özellikle sosyal oyun alanında dünya liderlerindeniz.
Oyun sektöründeki en büyük devrim ne oldu?
Son on yıl içerisindeki en büyük devrimlerden biri mobil devrimi diyebiliriz. Önce konsol, sonra web, sonra sosyal medya tabanlı oyunlarımız, artık cebimize girdi. Bu da kullanıcıların favori oyunlarına hem erişimini artırdı hem de bu oyunlarda geçirdikleri süreyi onlarca katına katlayabildi. İçerisinde bulunduğun sektörde 2020’li yıllardaki en büyük challenge sence ne olacak?
Dünyada ilk defa 2017’de özel teknoloji şirketlerinden değeri 1 milyar doları geçmiş “unicorn” şirketlerinden yüzde 50’sinden fazlası Amerika dışından çıktı. Dünyadaki birçok ülke ve ekosistemin bu teknoloji yarışındaki iddiası artıyor. Çin, Hindistan, Uzak Doğu, Latin Amerika, Nordik ülkelerinde büyük bir momentum var. Bu hızla gelişen, Türkiye olarak rekabet edebildiğimiz seviyede kalmak zor bir süreç.
“SON ON YIL İÇERİSİNDE OYUN SEKTÖRÜNDEKİ EN BÜYÜK DEVRİMLERDEN BİRİ MOBİL DEVRİMİ DİYEBİLİRİZ. ÖNCE KONSOL, SONRA WEB, SONRA SOSYAL MEDYA TABANLI OYUNLARIMIZ, ARTIK CEBİMİZE GİRDİ.” Rina Onur Şirinoğlu