Kadınlar ne ister?
Christopher Esber’in tasarımları, günlük hayat içinde kadınlara nerede olurlarsa olsunlar güçlü hissettirmeyi benimserken, markanın detaylarını ve 10 yıllık macerasını kurucusundan dinliyoruz.
2010 yılından bu yana üstün terzilik anlayışı ile markasını şekillendiren Christopher Esber, erkek giyim tekniklerini de dahil ederek maskülen ve feminen bir çizgi ortaya koyuyor. Türkiye’de Beymen mağazalarında satışa sunulan marka, kadınlara özgün bir bakış açısı sunarken, kendi benliklerini ortaya çıkarmaya davet ediyor.
Kendi markanızı kurmak hep hayaliniz miydi?
Modanın kaçamayacağım bir çekim gücünü olduğunu çok erken yaşlardan beri biliyordum. Çocukluğumda sanat dersleri alırken, her şey kaçınılmaz olarak modaya geri dönerdi. Çizim yaparak büyüdüm ve terzi olan teyzem beni kanatlarının altına alarak çizimlerimden nasıl desen ve kesim yapabileceğimi öğretti. Lise zamanlarımda ise kendi markamı kurmak istediğimi biliyordum ve benim için başka bir seçenek yoktu.
Markanızın özünde yatan şey nedir?
İçsel benliğinin ve bunun beraberinde gelen gücün farkında olan kadınlar için tasarlıyorum. Neyi sevdiğini ve neyin iyi göründüğünü biliyor ve kendi içinde de kendine güveniyor. Ayrıca kadınlara parçalarımı kişiselleştirme seçeneği sunmam, markanın çekirdeği olmuş oldu.
Yaratıcılığınız kaynağından bahsedebilir misiniz?
Kadınların günlük hallerinden, onların ne giydiğinden ziyade kıyafetleri nasıl giydiklerinden ilham alıyorum. İster markete, ister bir etkinliğe giderken... Ne giyerlerse giysinler, kendilerini bir araya getirme biçimlerinden büyüleniyorum. Özünde, parçalara yeni bir hayat getirmenin de güzelliği olduğunu hissediyorum.
Christopher Esber parçalarının kilit detayları neler?
Her mevsim, bireysellik unsurunun parlamasına izin veren parçalar yaratmaya çalışıyorum. Dikkatimiz genellikle eksik olana çekilir, bu yüzden tasarımlarımdaki kesimler genellikle uyarlanabilir, kullanıcıya kişiselleştirilebilecek temel silüetler sunar. İlk koleksiyonlardaki temel unsurlarla da çalışmaya devam ediyoruz; terzilik, işlemeler ve deri... Son zamanlarda ise gözü daha da ileriye taşıyan noktalar eklemek için kristaller kullanmaya başladık.
Moda sektöründe sizi en çok ne heyecanlandırıyor?
2020 İlkbahar-Yaz koleksiyonu için Net-A-Porter da dahil olmak üzere dünya çapında daha fazla mağazaya genişliyoruz. Dünya çapındaki tüketicilere daha fazla erişim sağlayabilmek her zaman hayallerimden biri oldu. Markamız için çok çalışıyoruz ve bu yolculuğun her dakikasının tadını çıkarıyoruz. On yıldır bu sektördeyim ve benim için yeni bir on yılda daha başlıyor. Neler olacağını dört gözle bekliyorum.
Koleksiyon hazırlamadan önce her zaman bir temanız oluyor mu?
İçinde bulunduğumuz diğer temaları şekillendiren geniş bir kadınsı güç temamız var. Çalışan kadınlardan tatile çıkan kadınlara kadar, tasarımlarımı her şeyden çok bu öz yönlendiriyor. Aynı tema tabii ki mevsimden mevsime göre değişiyor. Bazen temayı ve koleksiyonu yönlendiren bir kumaş oluyor, bazen vintage bir parça ve bazen de sadece bir şehirde veya seyahatlerde gördüğüm detaylar…
Markanıza dahil etmekten kaçındığınız parçalar
var mı?
Bir kadını bunaltacak ya da gölgede bırakacak şeyler tasarlamaktan kaçınıyorum. Beklenmedik ayrıntıları seviyorum. Ancak çok gösterişli ya da giyen kişiden daha yüksek sesle bağıran tasarımlara yer vermeyi düşünmüyorum.
Hangi materyalleri kullanıyorsunuz?
Dokuma ve ipekler koleksiyonlarımızda her zaman sabit. Terziliğe de son derece önem verdiğim için uygun kumaşlarla çalışmak gerektiğini düşünüyorum.
İlham kaynaklarınız nedir?
İhtişam, koleksiyonlarıma dahil etmekten çekindiğim bir detaydı uzun zamandır. Ancak bir süredir ihtişamlı detaylara yer veriyorum, onu kucaklıyorum ve oldukça sevdiğimi itiraf etmeliyim. Büyük bir Jennifer Lopez hayranı olarak 90’lar ise benim için büyük ilham kaynaklarından oldu.
Size göre yeni sezonda hangi trendler karşımıza çıkacak?
Şu anda insanların her zamankinden daha çok bağlantılı hissetmeye ihtiyaçları var. Alışılmadık durumlar yaşıyoruz ve bu nedenle kullanıcıyı güvende, rahat ve güçlü hissettiren parçaların anahtar olacağını düşünüyorum.
Gelecekte herhangi bir işbirliğine imza atmayı düşünüyor musunuz?
Evet, ama henüz paylaşabileceğimiz hiçbir şey yok. Söyleyeceğim tek şey bu yolu izlediğimiz.