Kraliçe oyuna geri dönüyor
Aralık 2017’de bıraktığı Celine’nin kreatif direktörlük pozisyonundan sonra Phoebe Philo sessizliğini korudu. Şimdilerde ise yüksek moda sahnesine geri döneceği konuşuluyor. Peki Philo’nun kitleleri tasarımlarına hayran bıraktıran başarısının sırrı ne?
2008’in Eylül ayında koltuğu devraldığı zaman kimse Celine’nin bu kadar yükselişe geçeceğini tahmin etmezdi. Geçmişinde Stella McCartney ile çalışması ve Chloé gibi bir markada kreatif direktörlük yapmasından elde ettiği birikim ile Phoebe Philo’nun yaratacağı Céline kadını için profili belliydi, çağdaş ve minimalist… O, her yaşta doğal güzelliği teşvik ederek farklı tarzlardaki kadınlar için tek bir tasarım dili oluşturdu. On yıl boyunca Celine, modern kadınların ne istediğini tam olarak bilen bir marka oldu. Philo’nun kadınlara bakış açısı yenilikçiydi. Tasarımcı, kıyafetlerin iyi oturması, iyi görünmesi ve en önemlisi giyeni güçlendirmesi gerektiğini düşündü. Minimalist formlar ve temiz çizgiler tasarımlarının önemli parçalarıydı. Erkekleri baştan çıkarmak için değil, kendileri için giyinmiş kadınlar için bir gardırop yarattı. Phoebe Philo, her zaman kendisi için tasarım yapıyormuş gibi düşünerek minimal ve temel bir tasarım diliyle Celine’i kültürel mirasa sahip bir markaya dönüştürdü.
Bu dönüşümle Celine, yüksek moda sahnesinde diğer markalardan sıyrıldı. Çaba gösterilmemiş, minimal şıklığı vurgulayarak birbirini tekrarlamayan eşsiz parçalar tasarladı. Phoebe Philo, on yıllık bu serüveninde birçok ezber bozan dokunuşa da imza attı. Trapeze, Luggage gibi birçok ikon çanta statüsüne sahip tasarımlarının haricinde içi tüylü sandaletler, kürk stilettolar ve lastikli babetler gibi tasarımlarıyla da çirkin ayakkabı trendinin temellerini attı. Philo, koleksiyonlarında heykeli andıran, geometrik şekilli alışılagelmiş formların dışındaki takı tasarımlarıyla giyilebilir sanata dikkat çekti. Tasarımcı 2017 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda feminist bir tavır takınarak sanatçı Yves Klein’ın meşhur tablolarından ilham alarak kadın bedenini tasarımlarının bir parçası haline getirdi. Markalar için büyük prestij ve önem arz eden reklam kampanyalarında Celine için her daim farklı bir yol çizdi. Her sezon ünlü model Daria Werbowy ve fotoğrafçı Juergen Teller ile çalışan Philo, marka görünümünde bir devamlılık sağladı. Arada sırada kuralları bozmadı da değil. 2015 İlkbahar-Yaz kampanyası için o zamanlar 79 yaşında olan Amerikalı yazar Joan Didion ile kamera karşına geçerek moda normlarına karşı geldi. Özellikle Joan Didion kampanyasıyla bir moda markasının “bu ürüne ihtiyacınız var” demek yerine “az ama öz” düşüncesi oluşturması çok çarpıcıydı. Kampanyayla, sınırları zorlayan yaşlı kadın temsiliyle sadece kişisel tarzlarından ziyade kadınların değerlerinin altı çizildi.
ESKİ YENİYE KARŞI
Phoebe Philo on yıllık Céline macerasını, 2018 Ocak ayında markadan ayrıldığını duyurarak tamamladı. Bu haber üstüne moda dünyasında Philofil’ler olarak adlandırılan Celine hayranlarını bir hayli üzdü. Bunun üzerine son Phoebe Philo tasarımlarına sahip olmak için moda severler bir yarış haline girdi. Ayrılık haberi üstüne markanın yeni kreatif direktörünün Hedi Slimane olması, bir anda eski ve yeni Celine kavramının doğmasına da neden oldu. Bu kavramda, her başladığı markada değişimler yapan Slimane olmasının büyük etkisi var. Instagram’da açılan Old Céline hesabıyla Philo nostaljisi yaşanmasıyla yeni bir fenomen doğmuş oldu. Nostaljik etki yeni Celine’in satış rakamlarını bile etkiledi. Phoebe Philo’nun koleksiyoner parçalarına dönüşen tasarımlarının satışları yüzde 30’luk bir artışla Hedi Slimane’in ilk koleksiyonunu geçmiş oldu.
Phoebe Philo’nun markadan ayrıldıktan sonra kendisini adeta nadasa çekti. Bu iki yıllık süreçte
tasarımcının estetik anlayışı birçok markaya ilham oldu. Her ne kadar eski Celine profilinin yerini tam anlamıyla doldurmasa da Mary-Kate ve Ashley Olsen kardeşlerin markası The Row, eskiden Philo’nun tasarım ekibinde yer alan Peter Do, Maison Margiela ve Balenciaga’da çalıştıktan sonra Phoebe Philo yönetimindeki Céline’in hazır giyim direktörü olan Daniel Lee (Şimdi Bottega Veneta’nın kreatif direktörlüğünü üstlenen Lee, markaya yeni bir dinamik kazandırdı) tasarımcının yokluğunu aratmadı ve çağdaş minimalist kadın profilini tasarımlarında yansıttılar.
SIRADA NE VAR?
Her ne kadar Phoebe Philo sessizliğini korusa da tasarımcının ayrılmasının ardından spekülasyonlar ortaya atıldı. İlk olarak Céline’in genel müdürü Marco Gobbetti’nin markadan Burberry için ayrılması ve kısa süre sonra Burberry’nin kreatif direktörü Christopher Bailey istifa etmesi, Phoebe Philo’nun İngiliz markanın başına geçeceği haberlerini doğurdu. Bir diğer spekülasyon ise Şubat 2019’da hayatını kaybeden Karl Lagerfeld’in Chanel’deki pozisyonuna geçmeye yönelikti. Geçtiğimiz günlerde WWD’nin yayınladığı habere göre Phoebe Philo, bu sefer gerçekten yüksek moda sahnesine dönüyor. Üç yıllık bir aradan sonra Philo kendi markasını kurmak için adımlar atmaya başladı. Philo, 2006’da Chloé’den ayrıldığı günden beri gizlice planladığı bir “çevreye duyarlı ve temel odaklı” ile bir koleksiyona sahip marka kurmaya hazırlanıyor. Yeni kuracağı markanın tasarım ekibinde yer alması için genç tasarımcılarla görüşen Phoebe Philo, minimal estetiği modern tekniklerle birleştirerek, büyük ölçüde çevre dostu malzemeler ve uygulamalarla bir koleksiyon ortaya koymak istediği söyleniyor. Haberde aynı zamanda tasarımcının Azzedine Alaïa’nın kreatif direktörlük pozisyonuna geçeceği bir diğer iddia.
Ne de olsa 2016 yılında, tasarımcının eski çalıştığı Chloé’nin de dahil olduğu şirketler grubu Richemont’a bağlı olan Alaïa’nın kreatif direktörlüğüne geçeceği konuşulmuştu. 47 yaşındaki tasarımcı her zamanki gibi sessizliğini korumaya devam etse de atacağı bir sonraki adımla yeniden oyunun kurallarını yazacağı büyük bir gerçek.