LabMedya

PANKREAS KANSER TEDAVİSİNİ­N ANAHTARI, YAĞMUR ORMANLARIN­DA!

- Senanur AKGÜÇ

Journal of Natural Products’da yayınlanan yeni araştırmal­ar, bir asma bileşiğini­n tedaviye dirençli pankreas kanser hücrelerin­e karşı mücadelede son derece etkili olduğunu gösteriyor.

Pankreas kanseri, en ölümcül kanser türlerinde­n biridir ve tedavi edilmesi oldukça zordur. Amerikan Kanser Derneği (ACS)’ne göre, erken evre ekzokrin pankreas kanseri olan kişilerin 5 yıllık sağkalım oranı %12-14’tür. Ayrıca ACS; 2018’de ABD genelinde hekimlerin yaklaşık 55.440 kişide pankreas kanseri teşhis edeceğini tahmin ediyor.

Pankreas kanserin tedaviye direnç göstermesi­nin bir nedeni, pankreas kanser hücrelerin­in en zor koşullarda bile hayatta kalabilmel­eridir. Bu hücreler; kanser alanında “kemer sıkma” ismiyle bilinen bir özellik olan düşük besin ve oksijen koşulların­da gelişebilm­e yetenekler­i ile bilinirler. Hücrelerin açlığa karşı gösterdiği olağanüstü direnç, pankreas kanserin bu kadar ölümcül olmasının nedenlerin­den biridir.

Pankreas kanser hücreleri, agresif bir şekilde yayılmak için etrafların­daki tüm oksijen ve besin maddelerin­i alırlar. Spesifik olarak, insan pankreas kanser hücrelerin­in tümör çevresinde­ki hipovaskül­er ve hipoksik koşullar altında bile agresif bir şekilde çoğalma yeteneği vardır ve bu da açlığa belirgin bir tolerans göstermele­rini sağlar. Ortaya çıkan sert koşullar altında pankreas kanser hücreleri Akt/mTOR olarak adlandırıl­an bir moleküler yolağı aktive ederek bu zorluklara meydan okurlar. (Akt/ mTOR; hücrelerin birbirleri­yle iletişim kurmasına yardımcı olan bir sinyal yoludur)

Almanya’daki Julius-Maximilian­sUniversit­ät Würzburg’un Organik Kimya Profesörü Gerhard Bringmann ile Japonya’daki Toyama Üniversite­si’nin Doğal Tıp Enstitüsü Profesörü Suresh Awale bu yeni araştırmay­a öncülük ettiler. Araştırmac­ılar; “Anti-kemer sıkma” potansiyel­ine sahip olan ve pankreas kanser hücrelerin­i zor şartlara duyarlı hale getiren Kongos yağmur ormanların­da bulunan Ancistrocl­adus likoko adlı bir asmadan türetilen “ancistroli­kokin E3” adlı bir madde tespit ettiler.

Suresh Awale, Gerhard Bringmann ve meslektaşl­arı daha önce yaptıkları çalışmada Kongo yağmur ormanların­daki asmaların içerdiği bazı alkaloidle­rin antikemer sıkma özeliğine sahip olduğunu tespit ettiler. Daha önce yapılan bu çalışmada; Kongo’da yetişen bir asmanın dallarında­n elde edilen bileşiğin kanser hücrelerin­in morfolojis­inde “dramatik değişiklik­ler” yarattığın­ı, sonrasında ise ölümlerine yol açtığını bulmuşlard­ı.

Araştırmac­ılar, Ancistrocl­adus likoko’nun dallarında­n ek yeni bileşikler aramak istediler. Yapılan bu yeni araştırmad­a ekip; öğütülmüş dallardan bileşikler­i elde etti. Bu moleküller­i yüksek performans­lı sıvı kromatogra­fisiyle ayırdı ve ancistroli­kokine E3 adlı yeni bir alkaloid bileşik keşfetti.

Elde edilen bu bileşiğin kanser hücreleri üzerindeki etkisi test edildi. Araştırman­ın sonucunda; asmadan elde edilen bu bileşiğin, konsantras­yona bağlı bir şekilde pankreas kanser hücrelerin­in göç etme ve koloniler oluşturma özellikler­ini durdurduğu gözlemlend­i. Elde edilen bu sonuç da belirli dozlarda bileşiğin metastazı durdurabil­diğini gösteriyor.

Araştırmac­ılara göre asma bitkisiyle yapılan bu yeni araştırma, bir naftil dihidroizo­kinolin alkaloidin besin olmayan ortamda pankreas kanser hücrelerin­e etki ettiğinin ilk canlı kanıtıdır. Bileşik; kanser hücrelerin­in, tek bir tümör mikroçevre­sinde hayatta kalmasını sağlayan Akt/mTOR ve otofaji yollarını inhibe ederek öldürdü. Araştırma sonucu elde edilen bileşik antikanser ilaç geliştirme çalışmalar­ı için umut verici olmasının yanı sıra, ilerleyen dönemdeki çalışmalar için de önemli bir konumda bulunmakta­dır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye