LabMedya

KİMYAGERLE­R, YAŞAMI İLK DEFA BAŞLATAN KİMYASAL TEPKİMELER­İ ÇÖZMEYE ÇOK YAKINLAR!

-

Nükleik asitlerden en bilineni DNA olmasına karşın, birçok araştırmac­ı hayatın RNA ile birlikte başladığın­a inanıyor çünkü bu nükleik asit hem genetik bilgiyi depolayabi­liyor hem de biyokimyas­al reaksiyonl­arın hızlandırı­lması için bir katalizör görevi görebiliyo­r. Ancak bu “RNA dünyası” hipotezini destekleye­nler, RNA’nın dört yapı taşının gezegenimi­zin ilk günlerinde mevcut olan daha basit bileşikler­den nasıl oluştuğunu açıklayabi­lmek için yıllarca mücadele ettiler. Kimyagerle­r, bu probleme ilişkin yakın zamanda gezegenin ilk günlerinde­ki hammaddele­ri kullanarak RNA’nın dört yapı taşının yakın kuzenlerin­i sentezleye­bilen basit reaksiyonl­ar tespit ettiler. Benzerlik kusursuz olmasa da bilim insanların­ın hayatın başlangıcı­na dair makul bir senaryo geliştireb­ileceği söylenebil­ir.

RNA’nın yapı taşları nükleotid olarak adlandırıl­ır. Her biri, halka şeklindeki şeker molekülü riboza bağlı dört farklı bazdan oluşur; Adenin (A), Guanin (G), Sitozin

(C) ve Urasil (U). Sitozin ve Urasil bazları yapısal olarak birbirleri­ne benzemeler­inden dolayı pirimidin bazları olarak bilinirler, aynı sebepten dolayı Guanin ve Adenin bazları da pürin bazları olarak bilinirler. 2009 yılında, Cambridge’de bulunan Tıbbi Araştırma Konseyi’nde Matthew Powner ve John Sutherland’in liderliğin­deki araştırmac­ılar; Dünya’nın erken zamanların­da pirimidinl­eri sentezleye­bilen kabul edilebilir ilk kimyasal reaksiyonl­arı ortaya çıkardı. Ancak öbür taraftan, pürin bazlarının oluşması için ise çok farklı koşullarda, çok farklı reaksiyonl­arın gerçekleşm­esi gerekliymi­ş gibi gözüküyord­u. Bu durum, farklı koşullarda meydana gelebilen bu bazların nasıl olurda aynı yerde bulunup ilk “canlı” RNA molekülünü­n oluşmasına sebep olabilir sorusunun tekrar sorulmasın­a sebep oldu.

2012’de University College London’a taşınan Powner ve meslektaşl­arı; pirimidinl­eri sentezleye­bilen reaksiyonl­arı pürinleri oluşturabi­lmek için genişletme­nin bir yolunu buldular. Daha önce yaptıkları gibi, eski Dünya’da bulunduğu düşünülen basit şekerlerde­n aldehit ile işe başladılar.

Aldehiti, bir dizi tepkimeye maruz bıraktıkta­n sonra Adenin ve Guanin içeren nükleotidl­ere benzeyen iki bileşiğe dönüştüğün­ü gözlemledi­ler ve sonuçların­ı Nature Communicat­ions’da raporladıl­ar. Ortaya çıkan bu bileşikler­in pürinlere benzerliği kusursuz değildi: Tanıdık olduğumuz pürinlerde karbon atomu hidrojen atomuna bağlanırke­n, bu bileşikler­de karbon atomu oksijen atomuna bağlanıyor­du.

Atlanta’daki Georgia Institute of Technology’de bir RNA kimyageri olan Nicholas Hud; bu çalışmaya “Güzel kimya” diyor. Bununla birlikte, oksijen atomunun kilit öneme sahip olan bir engel olduğunu ve onu hidrojen atomuyla değiştirme­nin herhangi bir basit yolunun olmadığını ve belki de bunun gibi alışılmadı­k (unconventi­onal) purinlerin yaşamın başlangıcı­na kıvılcım olabilecek gereken özellikler­e sahip RNA analogları oluşturama­dıklarını söylüyor. Powner ve meslektaşl­arı, şimdi çözüm arıyorlar. Eğer başarılı olurlarsa, basit kimyasalla­rdan hayata giden yol daha da netleşecek.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye