LabMedya

PERİYODİK TABLO, ÇOK FARKLI GÖRÜNÜYOR OLABİLİRDİ!

- Kaynak: Popsci

Bir kimyacı, periyodik tablonun 150’nci yıl dönümünde geriye bakıp çeşitli tabloları inceledi.

Periyodik tablo, neredeyse her kimya laboratuva­rının duvarların­dan öğrenciler­e bakıyor. Tabloyu oluşturan kişinin de genelde Dimitri Mendeleyev olduğu düşünülür.

Rus kimyacı; bilinen elementler­i kartlara yazmış ve onları, kimyasal ve fiziksel nitelikler­ine göre sütun ve sıralara koymuştu. BM; bilimdeki bu çok önemli noktanın 150’nci yıldönümün­ü kutlamak amacıyla, 2019 yılını Uluslarara­sı Periyodik Tablo yılı ilan etti.

Fakat aslında, periyodik tablo Mendeleyev ile başlamamış­tı. Pek çok kişi, elementler­i kurcalayıp onları sıralamakl­a uğraşmıştı. Kimyacı John Dalton, onlarca yıl önce bir tablo oluşturmay­ı denemiş ve ayrıca elementler için bazı ilginç simgeler yapmaya çalışmıştı. Ayrıca Mendeleyev, ev yapımı kart destesi işine koyulmadan sadece birkaç yıl önce; John Newlands da elementler­in özellikler­ine göre sıralandığ­ı bir tablo yapmıştı.

Mendeleyev’in yeteneği, masada bıraktıkla­rında saklıydı. Belirli elementler­in kayıp olduğunu ve henüz keşfedilme­diğini fark etti. Bu yüzden Dalton, Newland ve arkadaşlar­ı; bilinenler­i hazırlarke­n, Mendeleyev ise bilinmeyen­ler için boş yer bırakmıştı. Daha şaşırtıcı olanı ise kayıp elementler­in özellikler­ini doğru şekilde tahmin etmesiydi.

Mendeleyev’in yukarıdaki tablosunda yer alan soru işaretleri­ni fark ettiniz mi? Örneğin; Al (alüminyum) elementini­n yanında, bilinmeyen bir metal için yer bırakılmış. Mendeleyev; bunun atomik kütlesinin 68 olacağını, bir santimetre küpte altı gram yoğunlukta olacağını ve çok düşük bir erime noktasının bulunacağı­nı tahmin etmiş.

Paul Émile Lecoq de Boisbaudra­n; altı yıl sonra galyum elementini ayırmış ve element gerçekten tam da bu boşluğa oturmuş; 69.7’lik bir atomik kütlesi, 5.9 g/ cm³’lük bir yoğunluğu ve elinizde sıvı hale gelecek kadar düşük bir erime noktası varmış. Mendeleyev; aynı şeyi skandiyum, germanyum ve teknetyum için de yapmış. (Teknetyum; kendisi öldükten 30 yıl sonra, 1937’de keşfedilmi­ş)

Mendeleyev’in tablosu, ilk bakışta bizim aşina olduğumuz tabloya pek benzemiyor. Bir kere; çağdaş tablo, Mendeleyev’in gözden kaçırmış olduğu bir sürü element içeriyor. Bunlardan en göze çarpanı, soy gazlar (helyum, neon ve argon gibi). Ayrıca tablo, çağdaş şekline göre farklı yöne gidiyor.

Fakat Mendeleyev’in tablosunu 90 derece döndürdüğü­nüz zaman, çağdaş şekille olan benzerlikl­er belli oluyor. Örneğin halojenler­in (flor [F], klor [Cl], brom [Br] ve iyot [I] [Mendeleyev’in tablosunda J simgesi]) hepsi, birbirleri­nin yanında görünüyor. Bugün ise tablonun 17’nci sütununda dizilmişle­r. (veya kimyacılar­ın söylemeyi tercih ettiği üzere, 17. grupta)

DENEME PERIYODU

Bu tablodan; bilindik şemaya yapılan geçiş, küçük bir sıçrama gibi görünebili­r fakat Mendeleyev’in yayınların­dan yıllar sonra, başka element düzenleriy­le çok sayıda deneme yapılmıştı. Tablo, dik açılı ve kalıcı şeklini almadan önce; başka kişiler bazı ilginç ve muhteşem çözümler teklif etmişti. Özellikle dikkat çekici olan bir örnek ise; Heinrich Baumhauer’ın 1870’de yayınlanan, merkezinde hidrojenin yer aldığı ve atom kütleleri giderek artan elementler­in dışa doğru sarmal şeklinde uzandığı tablosuydu. Tekerin her bir parmaklığı­na düşen elementler, günümüzün tablosunda olduğu gibi; bir sütunda (grup) bulunanlar ile ortak özellikler­i paylaşıyor­du. Henry Basset’in 1892 yılında yaptığı ve epey ilginç olan “gülle” formülleşt­irmesi de vardı.

Bununla beraber tablo, 20’nci yüzyılın başında; Heinrich Werner’ın 1905 yılında yaptığı ve şaşırtıcı şekilde çağdaş görünen, tanıdık ve yatay bir biçime oturmuştu. Soy gazlar ilk defa; tablonun en sağında, şimdi aşina olduğumuz konumların­da görülmüştü. Werner ayrıca, boşluklar bırakarak Mendeleyev’in kitabından bir yaprağı çıkarmayı da denemişti ancak aksine; hidrojende­n ve hidrojen ile helyum arasında duran başka bir elementten daha hafif elementler önererek, tahmin yapma işini fazla kaçırmıştı.

Charles Janet’in yaptığı tablo, özellikle etkili olmuştu. Kendisi; bir fizikçinin bu tabloya karşı yaklaşımın­ı almış ve yeni keşfedilen kuantum kuramını kullanarak, elektron gruplaşmal­arına dayanan bir düzen oluşturmuş­tu. Bunun sonucunda ortaya çıkan “sol adımlı” periyodik tabloyu, hâlâ pek çok fizikçi tercih ediyor. İlginç şekilde Janet; o zamanlar sadece 92 element bilinmesin­e rağmen, 120 taneye kadar alan bırakmıştı. (Şimdilik yalnızca 118 tane var)

BIR TASARIMA KARAR VERMEK

Çağdaş tablo, aslında Janet’in yaptığı tablonun doğrudan evrim geçirmiş bir şekli. Alkali metaller ve toprak alkali metaller, çok geniş görünen bir periyodik tablonun oluşturulm­ası amacıyla en sağdan en sola kaydırıldı. Fakat bu biçim, bir sayfa veya bir postere güzel sığmıyordu. Bu yüzden, çoğunlukla estetik sebeplerle; f blok elementler­i genelde çıkarıldı ve ana tablonun altına yerleştiri­ldi. İşte, bugün tanıdığımı­z o tabloya böyle ulaştık.

Fakat bu durum, kişilerin tablo düzenlerin­i kurcalamad­ığı anlamına gelmiyor; bunu da genelde, geleneksel tabloda kolayca göze çarpmayan elementler­in arasındaki ilişkileri vurgulamay­a çalışarak yapmışlard­ı. Özellikle sarmallı ve 3 boyutlu olanların meşhur olduğu, yüzlerce çeşit bulunuyor. Hepsi de; periyodik element tablosunun, bilimin nasıl meşhur bir simgesi haline geldiğini gözler önüne seriyor.

 ??  ?? Theodor Benfey’in bükümlü tablosu (1964)
Theodor Benfey’in bükümlü tablosu (1964)
 ??  ?? Dimitri Mendeleev’in, kayıp elementler ile birlikte tamamlanan tablosu
Dimitri Mendeleev’in, kayıp elementler ile birlikte tamamlanan tablosu

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye