TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARI BEKLEYEN EN BÜYÜK TEHLİKE, SİBER ZORBALIK!
Anne ve babalara; teknoloji bağımlılığı ve siber zorbalık gibi dijital kültürün tehlikelerine karşı teknoloji kullanım kültürü oluşturmak, dijital kültür içinde yetişen çocukların sorunları ve ailelerin sorumlulukları konularında bilimsel bilgiler sunmak, yaşanmış somut örneklerle dijital kültürün tehlikelerine yönelik benzer sorunları yaşamış ve bu sorunlara çözümler üretmiş anne babaların deneyimlerini paylaşmak, çocuk psikologları ve psikolojik danışmanların tavsiyeleri ile çocuklarına dijital yaşamda rehber olabilmeleri için bir kitap yazdım.
Siz LabMedya okurlarına özel olarak bu yazımda “siber zorbalık” konusunu en yalın hali ile bilimsel veriler ışığında aktarmaya çalışacağım.
21. yüzyılı yaşadığımız dijital dünyada, ailelerin sosyo-ekonomik düzeyleri artıkça aile içi bireylerin dijital teknoloji sahipliğinin ve teknoloji kullanım düzeylerinin arttığına sizler de tanık olabilirsiniz. Yapılan saha araştırmaları; çocukların daha ilkokul düzeyinde akıllı telefon, tablet gibi taşınabilir ve çevrimiçi teknolojilere sahiplik oranının arttığını göstermektedir. Peki Türkiye’de çocukların dijital teknolojilere erişim durumları nasıldır? Dijital teknolojilere erişim imkanına sahip çocuklar teknolojiyi ne amaçla ve ne kadar sıklıkla kullanıyorlar? Literatürde bu sorunun cevabını bulabileceğimiz araştırma sonuçları birlikte inceleyelim.
Türkiye’deki hanelerin %83,8’inde internet erişimi bulunmaktadır. 2019 yılında yayınlanan internet ve sosyal medya kullanım istatistiklerine göre, Türkiye’de 59,36 milyon internet kullanıcısı (Türkiye nüfusunun %72’si), 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı (Türkiye nüfusunun %63’ü) bulunmaktadır. Türkiye nüfusunun %66’sı Facebook, %58’i Instagram ve %55’i Youtube kullanmaktadır. Dünya ortalamalarının üzerinde internet ve sosyal medya kullanım oranına sahip Türkiye’de, çocukların internet ve sosyal medya kullanım oranları da yüksektir.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararına göre; çocuklar için sosyal medya kullanabilir yaş aralığı 13-18’dir. Ancak
9-10 yaş aralığındaki çocukların %28’i, 11-12 yaş aralığındaki çocukların ise %59’u sosyal medyayı aktif şekilde kullanıyor. Ortaokul ve lise öğrencilerinin yarıdan fazlası sırasıyla Youtube, WhatsApp ve Instagram uygulamaları sık tercih ediyor. Ortaokul öğrencilerinin %50,5’inin Instagram, %54’ünün Whatsapp, %54,2’sinin Youtube ve %40,7’sinin Facebook hesapları bulunuyor. Sosyal medya kullanıcısı olan 13-18 yaş arası çocukların %24’ü ise sürekli çevrimiçi durumda.
İlköğretim öğrencilerinin teknolojiyi ne amaçla kullandıklarını belirlemek için Ankara, Eskişehir ve Sakarya il merkezlerindeki ilköğretim okullarında öğrenim gören toplam 2272 sekizinci sınıf öğrencisi ile yaptığım araştırma sonuçlarına göre, “Öğrencilerin bilgisayarı ve internet bağlantısını %78,1 ile proje ve performans ödevleri için internet kaynaklarından bilgi araştırmak; %75,8 ile müzik dinlemek; %67,4 ile sosyal paylaşım sitelerine (Facebook, Twitter) bağlanmak; %65,5 ile internette gezinmek; %57,9 ile sunum hazırlamak; %57 ile derslerim için rapor hazırlamak; %54 ile oyun oynamak; %52,9 ile öğrenme nesnelerini (eğitici yazılımlar) kullanmak; %49,5 ile sohbet; %40,2 ile elektronik posta okumak veya göndermek; %32,4 ile çizim yapmak; %20,6 ile forum ve tartışma sitelerine bağlanmak” amacıyla kullandıklarını tespit ettim. Bu oranlar Grafik 1.’de görülebilmektedir. Biz araştırmacılar, çocukların yaşadığı sorunların temelinde dijital teknolojileri kullanım amacı dışında bilinçsizce uzun süre kullanmalarının yattığını artık biliyoruz. Şöyle etrafımıza baktığımızda çevremizdeki birçok insanın dijital teknolojilerin sunduğu yaratıcı, iş birliğine dayalı birçok işlevsel özelliğini kullanmadıklarını da rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Amacı dışında, bilinçsizce ve süre sınırlaması olmadan kullanılan teknolojilerin çocuklar için fırsattan çok tehlike oluşturduğu bugün araştırmacılar tarafından kabul edilmiş bir bulgudur.
Dijital teknolojilerin kullanım oranının artması ve çocukların erişimine sunulması, dijital dünyanın yeni tehlikelerine çocukların maruz kalmasına neden olmaktadır. Literatürde çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar, anne babalar tarafından çocuklarının teknoloji kullanım deneyimlerinin aile içinde tartışılarak takip edilmediği, kısacası aile içi bilinçli ve güvenli teknoloji kullanım kültürü kazandırılmadığında, çocukların tehlikeler ile her an maruz kalabildiklerini, bu tehlikelerin de çocukların ileriki yaşlarda kalıcı davranış sorunlarına dönüşebildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Son kitabımda paylaştığım araştırmamda pedagoglara ve psikolojik danışmanlara, “Dijital kültür içinde yetişen çocukları ne gibi tehlikeler bekliyor?” sorusu sordum. Uzmanların verdiği yanıtlara göre; dijital kültürün tehlikeleri, çocukların psikolojik ve sosyal sorunlar yaşamalarının temelinde yatan siber zorbalığa maruz kalabilmesinin yanında televizyon, sosyal medya ve dijital oyun bağımlılığıdır. Bu araştırmamda 6 pedagog ve 20 psikolojik danışman, çocuklarımızı bekleyen en büyük tehlikenin siber zorbalık olduğunu belirtmişlerdir.
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akça tarafından yapılan araştırma da tüm bunları destekler niteliktedir. Akça tarafından yapılan araştırma sonucuna göre, Türkiye’de siber zorbalığa maruz kalma oranının yüzde 20-25 civarında ve her 5 çocuktan 1’inin siber zorbalık mağduru olduğu yönündedir. Benzer bulgular Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yapılan “İnternetin Bilinçli ve Güvenli Kullanımı Saha Araştırması” sonuçları ile de benzerlik göstermektedir.
BTK tarafından yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre; Anne babaları kaygılandıran durumların başında, çocukların dijital ortamlarda aşırı zaman geçirmesi, bağımlılık ve siber zorbalık geliyor. Anne babaların oldukça büyük bir kısmının “İnternetin güvenli kullanımı ve internetteki riskler” hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı görülüyor. Siber zorbalık; zorbaca davranışların, tekrar tekrar rahatsızlık vermek amacıyla bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanılarak yapılması olarak ifade edilebilir. İnternet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte önem kazanan rahatsızlık içerici davranışlardır. Çeşitli şekillerde görülebilen siber zorbalık; internetteki web siteleri, bloglar, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yapılabildiği gibi bluetooth ve akıllı telefonlar aracılığıyla da yapılabilmektedir. Sosyal paylaşım sitelerinin artmasıyla birlikte (Facebook, Twitter, Instagram vb.) ve cep telefonlarındaki mesajlaşma programları aracılığıyla siber zorbalık davranışları da sıklıkla görülebilmekte ve kişilerin sosyal hayatlarını olumsuz etkileyebilmektedir.
Siber zorbalık davranışı pek çok olumsuz sonucu da beraberinde getirebilmektedir. Siber zorbalığa maruz kalan çocuklar siber zorbalık davranışının sonucunda;
• Yoğun öfke, üzüntü, mutsuzluk, kızgınlık gibi duygular yaşayabilmekte. Bu duyguların yanında çaresizlik, dışlanma, hayal kırıklığı savunmasızlık, depresyon, anksiyete görülebilmektedir.
• Okula gitmeme, içine kapanma gibi davranışların artmasının yanında; sosyal çevreyle uyum güçleşmekte, arkadaşlık problemlerine yol açmakta, kişinin kendine olan öz saygısını azaltmakta, dışlanmışlık ve çaresizlik duygularını yaşatmaktadır. • Uzun dönemli siber zorbalık davranışına maruz kalan bazı çocuklarda depresyon, intihar gibi olaylara bile rastlanabilmektedir.
Araştırmamda topladığım verilere göre, ailelerin çocuklarının birer siber zorba ya da siber zorbalık mağduru olmasını engellemek için izlemesi gereken bazı stratejiler vardır. Bunların başında okul yönetimi, sınıf öğretmeni ve rehber öğretmenlerin öneminin yanında; çocuğunuzla sürekli diyalog içerisinde olmak geliyor. Ailelere konu hakkındaki tavsiyelerim ise şöyle: Siber zorbayı sayfanın yöneticisine ve yetkililere şikâyet edin. Siber zorbanın paylaşım ve mesajlarını delil olarak saklayın. Siber zorbanın sınıf arkadaşı olduğunu öğrenirseniz, velisiyle ve rehber öğretmeniyle iletişime geçin. Çocuğunuzun gün içinde sanatsal, kültürel ve sportif etkinliklere daha fazla zaman ayırmasının sağlayın. Çocuğunuz siber zorbalığa uğradığında durumu size ya da öğretmeleriyle paylaşmasını sağlayın.
Kaynaklar - BTK (2018). İnternetin bilinçli ve güvenli kullanımı saha çalışması raporu. 26.10.2018 tarihinde (http://www.guvenliweb.org.tr/dosya/oZPyg.pdf) adresinden edinilmiştir. - BTK (2017). Sosyal medya kullanımı yaş sınırlamaları. 05.01.2018 tarihinde http://www. guvenliweb.org.tr/galeri-detay/sosyal-medyakullanimi-yas-sinirlamalari adresinden edinilmiştir. - Gencer, H. (2017). Ortaokul öğrencilerinde internet bağımlılığı ve siber zorbalık davranışları ile ilişkili değişkenlerin incelenmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sivas. - Hootsuite ve Wearesocial (2019). Global Digital Report in 2019. 30.03.2019 tarihinde https:// wearesocial.com/global-digital-report-2019 adresinden edinilmiştir. - TÜİK (2018). Türkiye İstatistik Kurumu hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçları. 26.10.2018 tarihinde http://www.tuik.gov.tr/ PreHaberBultenleri.do?id=27819adresinden edinilmiştir. - Yıldırım, Y. (2018). 21. Yüzyıl Anne Babalarının Başucu Kitabı: Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek. Eskişehir: Nisan Kitabevi. ISBN: 978-605-939341-6. - Yıldırım, Y. (2017). Öğrencilerin teknoloji ile imtihanı (Türkiye Örneği). Ankara: Dorlion Yayınları. ISBN: 978-605-9481-22-9.
PEKI, TÜRKIYE’DE ÇOCUKLARI BEKLEYEN EN BÜYÜK TEHLIKE OLARAK KABUL EDILEN SIBER ZORBALIK NEDIR?