BİNLERCE KİŞİYE UMUT OLAN
1937 YILINDA BİR KAN DAMARI ENFLAMASYONU (VASKÜLİT) HASTALIĞI OLAN VE BUGÜN KENDİ ADIYLA ANILAN “BEHÇET” HASTALIĞINI (VEYA BEHÇET SENDROMU) TARİF EDEN İLK BİLİM İNSANIDIR.
Milyonlarca kişiye umut ışığı olan profesör unvanlı ilk Türk akademisyen Ord. Prof. Dr. Hulusi Behçet 1889 İstanbul doğumlu.
Türk dermatoloji uzmanı ve bilim insanı olan Behçet; tıp öğrenimini 1910 senesinde tamamlamış ve 1914’e kadar Gülhane Dermatoloji Kliniğinde Eşref Ruşen, Talat Çamlı ve bakteriyolog Reşat Rıza hocaların yanında asistan olarak çalışmıştır. 1914 yılında Kırklareli Askeri Hastanesi başhekim muavinliğine tayin edilmiş ve daha sonra Edirne Askeri Hastanesi’nde dermatoloji uzmanı olarak çalışmıştır. Budapeşte’de ve Berlin’de Charité Hastanesi’nde görev almış ve 1919 yılında yurda dönmüştür.
Hulusi Behçet, bir müddet serbest çalıştıktan sonra Hasköy Zührevi Hastalıklar Hastanesi Başhekimliği’ne tayin edilmiş, 6 ay kadar burada çalıştıktan sonra Guraba Hastanesi dermatoloji uzmanlığına geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan ve soyadı kanunu kabul edildikten sonra Cumhuriyet’in kurucusu M. Kemal Atatürk’ün arkadaşlarından olan babası Ahmet Behçet’in, parlak ve çok zeki anlamına gelen ve adı olan Behçet’i soyadı olarak almıştır. 1933 senesinde gerçekleşen üniversite reformunda
Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği’ne profesör seçilmiştir. Hulusi Behçet, Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişi olarak kayıtlara geçmiştir.
Hulusi Behçet, dermatolojide birçok konuyu ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. 1920 yılından itibaren çeşitli dernek toplantılarında ve bazı yazılarında “Leishmaniasis” yani “Şark Çıbanı” çivi belirtisi bulunduğundan bahsetmeye başlamıştır. O dönemin önde gelen deri hastalıkları uzmanlarından biri olan Dr. Abimelek, Hulusi Behçet’in çivi belirtisi tanımını şöyle anlatmaktadır; “Önce bir nodül ortaya çıkar. Bu nodül ülserleşirse üzerinde bir krut gelişir. Bu krut altına sıkı bir şekilde yapışık olup, kaldırılması güçtür. Kaldırıldığı zaman zemininde aynı diskoid lupus eritematozusta olduğu gibi kruta dik olarak çıkan veya kopan, her biri yaklaşık olarak 2 mm çapında çivi şeklindeki uzantılar görülür. Çivi belirtisi klinik tablonun patognomonik bulgularıdır ve histolojik tabloya da yansır.” Bu dönemde Leishmaniasis hakkında, Kyrle ve Reenstierna histolojik çalışmalar yapmışlarsa da; Hulusi Behçet’in ısrarla üzerinde durduğu çivi belirtisinden bahsetmemişlerdir.
Bunun dışında, yine o yıllarda ülkemizdeki arpa uyuzları konusunda çok sayıda yazı yazmıştır. Hatta yurdumuza ait parazitlerin tür ve cinslerini de saptamıştır. Karadeniz kıyılarında arpa çuvallarını taşıyan hamalların arpa uyuzuna yakalanmamak veya tedavi amacıyla sık sık denize girdikleri şeklindeki gözlemini sonraki yıllarda yazdığı ders kitabında belirtmiştir.
1930’da davetli olarak Kopenhag’da yapılan dermatoloji kongresine katılan Hulusi Behçet, incir dermatitleri üzerinde durmaya başlamıştır. Senelerce ham incir dermatiti üzerine çalışmak ve yazı yazmak suretiyle bu dermatozun Balkanlar’da ve nihayet Fransa ve Amerika’da tanınmasını sağlamıştır. İstanbul’da ilkbahar ve yaz aylarında incir ve incir yaprakları ile ilgilenenlerde, sonbaharda ise incir ürünleriyle ilgilenen kişilerde meydana gelen; biri diğerinden farklı iki klinik tabloyu senelerce gözlemiştir. Birçok sonuçla karışabileceği için incir dermatitlerini, ülkemizde tanınması için önce 1933 yılında “Pratik Doktor” adlı dergide yayınlamıştır. Daha sonra çeşitli olguları “Dermatoloji Derneği” toplantılarında sunmuş, en sonunda da “Fransız Dermatoloji Derneği” bülteni makalesine yer vermiştir.
Hulusi Behçet 1934 yılında bir kongre için gittiği Nice’de “Behçet Sendromu”nu yeni yeni tanımlaya başlamıştır. Bu tarihten iki yıl sonra, zamanın en önemli dermatoloji dergilerinden biri olan “Dermatologische Wochenschrift”in yayın kuruluna katılan Behçet; aynı yıl Medizinische Welt’in de yayın kuruluna seçilmiştir.
Hulusi Behçet; 21, 7 ve 3 yıl takip ettiği üç hastada ağız ve genital bölgede aftöz belirtiler, gözde de çeşitli bulgular bulunduğunu söyler ve bunun yeni bir hastalık olduğuna inanır. 1937’de bu görüşlerini “Dermatologische Wochenschrift”de yazar ve aynı yıl
Paris’te gerçekleşen dermatoloji toplantısında sunar. Bu toplantıda hastalığın etiyolojisinde, dental bir infeksiyonun da neden olabileceğini bildirir.
1938’de bu konuyla ilgili daha detaylı bir yazıyı yine aynı dergide yayınlar.
Aynı yıl Dr. Niyazi Gözcü ve Prof. Frank, benzer semptomları içeren iki olgu daha yayınlarlar. Arkasından Avrupa’dan yeni bildiriler de gelir. Böylece Avrupalı doktorlar yeni bir hastalığın varlığına kanaat getirirler. Oftalmologlar “Behçet” hastalığını kabul etmeye başlarlar, ancak dermatologlar bu yeni hastalığı ısrarla inkâr ederler. Bu tablonun pemfigus, ulkus vulva akutum, dermatomiyozit, Neumann’ın aftozisi, eritema eksudativum multiforme ve benzerlerinin semptomları olduğu konusunda üstelerler. Bu olaylar sürerken dünyanın diğer yörelerinden bazı yeni olgular daha bildirilir. Bu yayınların sonucunda bütün dünya yeni bir hastalıkla yüzleştiğini en sonunda kabul etmek zorunda kalır.
1947’de Zürih Tıp Fakültesi’nden Prof. Mischner’in Uluslararası Cenevre Tıp Kongresi’nde yaptığı bir öneriyle, Dr. Behçet’in bu buluşu “Morbus Behçet” olarak adlandırılır. Böylece daha başlangıçta Behçet Sendromu, Trisymptom Behçet, Morbus Behçet gibi adlandırmalar ortaya çıkar.
Bu hastalığın tıp literatürüne geçmesine katkısı olanlar arasında Niyazi Gözcü, Iggescheimer, Murad Rahmi, İrfan
Başar, Naci Bengisu, Marchionini,
Braun, Obendorfer, Weekers, Reginster, Franchescetti, Jensen Tage, Sulzberger ve Wise gibi isimleri unutmamak gerekir. Onun araştırma, yazma ve tartışmaya olan merakı entelektüel bir karakter olmasını sağlamıştır. Uzmanlığın ilk yıllarından başlayarak birçok ulusal ve uluslararası kongrelere orijinal makaleleriyle katılmış, ülkemizde ve yurtdışında birçok derlemesi de yayınlanmıştır. Kaynaklar: Prof. Dr. Y. TÜZÜN / www.hulusibehcet.net/behhayat.htm 1. Yemni O. Ord. Prof. Dr. Hulusi Behçet. Deri Hast Frengi Arş 1964; 1: 58-59. 2. aylan T. Life story of the Dr. Hulusi Behçet. Yonsei Med J 1997; 38: 327-332. 3. Abimelek. Cilt leischmaniose’ları hakkında münakaşa münasebetile. Deri Hast Frengi Kl Arş 1934; 1: 283-284. 4. Nuri K. 42 adet Wright çıbanını hamil bir vak’a münasebetile Wright çıbanlarında muafiyet ve bazı mülahazalar. Deri Hast Frengi Kl Arş 1934; 1: 297-299. Behçet H. İncir dermatitleri hakkında. Deri Hast Frengi Kl Arş 1934; 1: 300-302. Behçet H. Dermatite de Figue et Figuier. Bull Soc Fran Derm Syph 1933; 40; 787-792. Yazıcı H. Hulusi Behçet Yağmacı Değildi. Cumhuriyet Bilim Teknik 2 Ocak 1993.