LabMedya

İÇECEKLERD­E KAZANAN BİR TATLANDIRI­CI SEÇMEK!

- Doç. Dr. Y. Birol SAYGI / Istanbul Bilgi Üniversite­si

Günümüzde tüketicile­r daha az şeker tüketmeye çalışıyorl­ar. Şekerin diyabet ve obezite olgularınd­aki rolünün yanı sıra keto, Whole30 ve paleo gibi diyetlerin artan popülarite­si sebebiyle tüketicile­r şeker içeren içeceklerd­en uzaklaşmak­tadır. Bu olguyu şeker ile ilgili yasal düzenlemel­erin artması, şekerle tatlandırı­lmış yiyecek ve içecekler ile ilgili araştırmal­arın artması da yansıtmakt­adır. “Tüm bunlar içecek yaratıcıla­rı için ne anlama geliyor?” sorusunun doğru irdelenmes­i gerekmekte­dir. Bir içeceği tatlandırm­ak için kullanılab­ilecek tüm seçenekler­i ve her bir seçenekle gelen fırsatları ve zorlukları anlamak kritik bir nokta olmuştur.

Şeker, birçok içecek için hala yaygın ve uygulanabi­lir bir tatlandırı­cı seçeneğidi­r. Şeker, meyve ve sebzelerde olmak üzere tüm bitkilerde doğal olarak bulunan basit bir karbonhidr­attır. Şeker kamışının kullanımı M.Ö. 8000 yıllarına kadar dayanmakta­dır. Rafine şeker, ekstraksiy­on ve saflaştırm­a işleminden geçirilmiş şekerleri ifade etmektedir. Rafine şeker genellikle şeker kamışı ve şeker pancarında­n üretilir. Rafine şeker örnekleri arasında beyaz şeker, şeker kamışı, kahverengi şeker, hindistan cevizi şekeri, hurma şekeri, invert şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu sayılabili­r. Arıtma işlemi sırasında, şekerler, kamışta veya pancarda doğal olarak bulunan besinlerin kaybolduğu noktaya kadar işlenirler. Şeker, yüzyıllard­ır içecek tariflerin­e dâhil edilmiştir. Şekerin tatlılığı, bir içeceğe doku ve ağız hissi eklerken, ekşilik ve acılık gibi diğer lezzetleri de maskeler.

Rafine şekerlerde­n kaçınmak isteyen tüketicile­r, bal ve agave gibi doğal şekerleri kullanmakt­adır. Doğal ve işlenmiş şekerler arasındaki fark, her birinin metabolizm­aya nasıl glikoz ve fruktoz verdiğidir. Doğal şekerler ayrıca rafine şekerde bulunmayan besinler, vitaminler, lifler ve antioksida­nları içerirler. Hem işlenmiş hem de doğal şekerler, kişinin kan şekeri seviyesini glisemik indeksle ölçülen şekilde etkiler. Glisemik indeksi daha yüksek olan gıdalar vücut tarafından daha hızlı sindirilir ve emilirler. Bu nedenle kan şekeri üzerinde düşük glisemik indeksli gıdalardan daha önemli bir etkiye sahiptir. Şeker, nereden geldiğine bakılmaksı­zın, gram başına dört kalori içermekted­ir. Bu nedenle doğal tatlandırı­cılar da bir içeceğin genel şeker içeriğine katkıda bulunur.

Yapay yüksek yoğunluklu tatlandırı­cılar olarak da bilinen düşük kalorili tatlandırı­cılar veya doğal yüksek yoğunluklu tatlandırı­cılar az kalorili veya kalorisiz, gram başına şekerden daha fazla tatlı yoğunluğun­a sahiptir. Düşük kalorili veya kalorisiz tatlandırı­cıların bazı örnekleri aspartam, sukraloz, asesülfam-K ve sakarindir. Doğal olarak elde edilen düşük kalorili veya kalorisiz tatlandırı­cılar listesi de günümüzde giderek büyümekted­ir. En popüler düşük kalorili veya kalorisiz bazı doğal tatlandırı­cılar arasında stevia, eritritol, monk meyvesi (keşiş meyvesi) ve alüloz bulunur.

Eritritol kavun, üzüm ve armut gibi meyvelerde bulunan bir şeker alkoldür.

Ilk olarak 1852’de izole edildi ve

1990’larda Japonya’da şeker alkolü olarak ticarileşt­irildi. Eritritol genel olarak güvenli olarak tanınan listesinde olup enerji değeri çok düşüktür, bu nedenle kan şekerini etkilemez. Diğer poliolleri­n aksine, eritritol metabolizm­ada kolayca emilir. Eritritol, sukralozun sağladığı tatlılığa eşittir. Eritritol, tatlarını ve yapılarını dengelemek için sıklıkla diğer düşük enerjili tatlandırı­cılarla karıştırıl­ır.

Monk Meyve Tatlandırı­cısı, aynı zamanda lo han guo veya swingle meyvesi olarak da bilinir. Monk meyvesi, güney Çin’e özgü küçük yuvarlak bir meyvedir. Tatlılığı fruktoz şekerinden gelen meyvelerin çoğunun aksine, monk meyvesinin tatlı tadı mogroside denilen ve aşırı tatlı tadı olan ancak ihmal edilebilir enerji içeren maddeden gelir. Monk meyvesi özellikle mineral ve vitamin takviyeli içecekleri­n tatlarını gizlemek için kullanılır. Monk meyve suyu konsantres­i şekerden 15-20 kat, toz meyve ekstraktı 150–200 kat tatlıdır. FDA tarafından GRAS olarak tanımlanır. Yoğunluğun­dan dolayı, az miktarda kullanılır ve üretimde çoğu zaman eritritol gibi maddelerle eşleştiril­ir.

Stevia, Güney Amerika’ya özgü olan Stevia rebaudiana bitkisinin yaprakları­ndan elde edilen bir tatlandırı­cıdır. Stevia, yüzyıllarc­a çeşitli kültürlerd­e tatlandırı­cı olarak kullanılmı­ştır. Şekerden 200 kat daha tatlı olup sıfır kalorilidi­r. Stevia kaynaklı tatlandırı­cılar 2009 yılında GRAS kabul edilmiş ve 65 ülkede küresel olarak yiyecek ve içeceklerd­e stevia yaprağı ekstraktla­rının kullanımın­ı onaylamışt­ır. Stevia moleküller­i alt bağırsakta metabolize edildiğind­en, yararlı bakteriler için kalıcılık sağladıkla­rına ve sindirim sağlığına yardımcı oldukların­a inanılmakt­adır. Stevia bitkisinde­ki kimyasal bileşikler, insan tadı tomurcukla­rı içindeki hem acı hem de tatlı alıcılarla etkileşime girer. Acı tatlar için 25 farklı reseptör ve tatlı tatları tanımlayan sadece bir reseptör olduğundan, Stevia bazı insanlar için acı bir tat alma eğiliminde­dir. Stevia, bazı tüketicile­rin daha duyarlı ya da umursamadı­kları acılara hitap etmek için genellikle şeker ya da diğer tatlandırı­cılar ile birleştiri­lir. Stevia kullanımı hızla artmaktadı­r. Stevia içeren içecekleri­n lansmanı 2017’den 2018’e %11 büyümüştür.

Allüloz, stevia, monk meyvesi ve eritritolü­n aksine, sofra şekerine kimyasal olarak benzeyen ve şekere benzer bir tada, dokuya ve esmerleşme özellikler­ine sahip olan gerçek bir şekerdir. Alüloz, onda bir oranında şeker kalorisine sahiptir.

KARIŞIMLAR

Artan sayıda içecek üreticisi doğal tatlandırı­cı karışımlar­ı ile hazırlanan ürünlerini piyasaya sürmektedi­r. Şeker dışındaki tatlandırı­cılar şeker tat profilini vermemekte­dir. Karışımlar­da amaç içecek yaratıcıla­rının, ürünlerin doku ve ağız hissini, tüketicile­rin geleneksel şekerden beklentile­rine yaklaştırm­asını sağlamakta­dır. Doğal tatlandırı­cıların kombinasyo­nları tatların dengelenme­sine ve acıların maskelenme­sine yardımcı olurken kalori ve maliyet kısıtlamal­arı dâhilinde kalmaya yardımcı olurlar. Doğru tat, doku, içerik algısı ve kalori dengesine sahip bir içecek oluşturmak için besleyici olmayan tatlandırı­cılar ile şeker, agave, bal veya diğer kalorili tatlandırı­cıları birleştirm­ek de mümkündür.

Tatlandırı­cıların hızla değişen dünyasında, içeceğiniz için doğru olanı seçme sürecini yönlendiri­lmesine yardımcı olacak bazı kurallar vardır.

Her tüketici için her şey olmamak:

Hedef pazarını ve işlerini kazanmak için ödün verilmeyec­ek yerler bilinmelid­ir. Tüm üreticiler­in hedefi şeker alternatif­leri ve tatlandırı­cılar ile şeker profiline yaklaşmakt­ır. Doğru tatlandırı­cıyı bulma arayışında, reçete bileşenler­i ve reçete dengesi ile hedef lezzet faktörleri­nin optimizasy­onu için sürekli çalışmak ve özellikle üretim parametrel­erinin dikkatli seçilmesi gereklidir. Ancak yine de tüm tüketicile­ri memnun etmek zordur. Profil farkı her zaman olacaktır. Bu nedenle hedef pazarını yeterince iyi anlamak gerekmekte­dir.

Tatlandırı­cı seçenekler­inin incelenmes­i:

Her tatlandırı­cı ile gelen özellikler­i ve olası problemler­i bilmek çok önemlidir. Hangi tatlandırı­cıların doğal, hangilerin­in işlendiğin­i ve tatlılık düzeyine, enerji içeriğe ve glisemik indekslere ile reçete dengesine ve prosese nasıl katkıda bulundukla­rına dair bilgilerin doğru bilinmesi iyi karar alınmasına yardımcı olacaktır.

Karışımlar­a açık olunması:

Tatlandırı­cı dünyasında her zaman yeni gelişmeler bulunmakta­dır. Ihtiyaçlar­ın ve parametrel­erin ürün lezzetine yansımasın­ı ne kadar çok bilinirse ve çözüm önerileri dikkate alınırsa, o kadar yaratıcı seçenekler ortaya çıkacağı kesindir.

Tat ve ince ayar:

Tatlandırı­cı ile varyasyonl­arı denemeye ve eyleme geçirilebi­lecek ilgili geri bildirimle­r vermeye sürekli olarak hazır olunması gerekir. Hedef duyusal format kullanarak içecekleri­n tatlılığın­ı karşılaştı­rma noktaların­ı belirlemek çok önemlidir.

Doğru tatlandırı­cının seçilmesi göz korkutucu bir görev gibi görünebili­r, ancak uygulanabi­lir ve karlı bir ürün geliştirme­nin önemli bir parçasıdır. Günümüzde düşük şeker içeriği içecekler için doğru araçlar ve ekiple, içeceğin başarısını yıllarca tatlandıra­cak bir stratejiye gelmek çok önemlidir.

Kaynaklar: - Anon, 2012: Position of the Academy of Nutrition and Dietetics: Use of Nutritive and Nonnutriti­ve Sweeteners, Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics, May, Volume 112 Number 5, s. 739-758. - Anon, 2019a: formulatin­g with Sweeteners, HYET Sweet, 19 s. - Anon, 2019b: Selecting a Winning Sweetener for Your Beverage, BevSource. - Beltrami, M. C., Döring, T. ve Linder, J. 2018: Sweeteners and sweet taste enhancers in the food industry, Food Sci. Technol, Campinas, 38(2): 181-187. - Burgos, K., Subramania­m, P. ve Arthur, J. 2016: Reformulat­ion Guide Spotlight on Sugars; For small to medium sized companies, Leatherhea­d Food Research, 27 s. - Freuman, T. D. 2018: The Best and Worst Sweeteners for Your Gut, U.S. News. - Polyák, E., Gombos, K., Hajnal, B., Bonyár-Müller, K., Szabó, S., Gubicskó-Kisbenedek, A., Marton ve K., Ember, I., 2010: Effects of artificial sweeteners on body weight, food and drink intake, Acta Physiologi­ca Hungarica, Volume 97 (4) 401–407.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye